Siyonistler, Colani'nin Desteğiyle İşgalini Büyütüyor!
Welayet News - "Yeni bir hükümet Suriye’de iş başına geldiğinde İsrail’in endişelenmesi anlaşılabilir bir durumdur. Belki İsrail korku hissetti ve bu yüzden biraz ilerleme kaydetti ve biraz bombalama yaptı. Bizim İsrail’den hiçbir korkumuz yok ve İsrail ile bir sorunumuz da yok. Biz barıştan yanayız ve İsrail’in güvenliğini tehdit eden hiçbir şeye karışmak istemiyoruz.” Bu sözler, İsrail’in Suriye’yi işgali ve birkaç tonluk bombalarla gerçekleştirdiği 400 hava saldırısından sonra, Şam’ın yeni valisinin Amerikan NPR kanalına verdiği röportajda dile getirdiği ifadelerden.
İsrail ordusunun Suriye’yi ilk işgali 1967 yılına kadar uzanıyor. İsrail ile Arap ülkeleri arasında gerçekleşen üçüncü savaş olan ve "Altı Gün Savaşı" olarak bilinen savaş sonrasında, Siyonistler Suriye’nin Golan Tepeleri olarak bilinen bölgesini işgal etti. Golan, İsrail’e askeri ve istihbarat açısından gözlem yapma imkânı tanıyan stratejik bir bölgedir. Bu bölgenin Şam, Suriye’nin başkenti, ile arasındaki mesafe yaklaşık 60 kilometredir. Coğrafi konumu nedeniyle, su krizi İsrail’i sürekli tehdit eden bir sorun olmuştur. Ancak bu rejimin Golan üzerindeki kontrolü ve dolayısıyla Taberiye (Galile) Gölü üzerindeki hâkimiyeti, Siyonistlere tatlı su kaynaklarına büyük ölçüde erişim sağladı.
1967’de Golan’ın işgalinin başlangıcından bu yana, bu işgal uluslararası platformlarda sürekli kınandı ve hatta Filistin işgalini tanıyan ülkeler bile Golan işgalini kabul etmedi. Sadece ABD, Trump döneminde bu işgali tanıdı ve bu da uluslararası tepkilere yol açtı.
Ancak İsrail hiçbir zaman Golan işgaline son vermedi ve Suriye’nin daha fazla işgal edilmesi hayalini kurdu. Fakat Esad yönetimi görevde olduğu sürece, tüm sorunlara, yetersizliklere ve ABD tarafından yaratılan IŞİD gibi krizlere rağmen, daha fazla işgal gerçekleştiremedi.
Ancak Esad rejiminin düşmesinin hemen ardından İsrail tankları Golan bölgesinden ilerleyerek Suriye’nin daha fazla kısmını işgal etti. Siyonistler, "güvenlik bölgesi" oluşturma bahanesiyle stratejik bir bölge olan Cebel eş-Şeyh’i de işgal ettiler. İsrail, benzeri görülmemiş hava saldırılarında yaklaşık 400 operasyonla Suriye’nin hayati altyapılarını bombaladı. Bu saldırılarda birkaç ton ağırlığında bombalar kullanıldı.
Culani isyanı, Siyonistlere yıllardır bekledikleri fırsatı verdi. Başlangıçta, Suriye’nin daha fazla işgal edilmesi, Culani’nin güç boşluğu ve zayıflığının bir sonucu olarak görülüyordu. Ancak kısa sürede Culani ve Tahriru'ş-Şam’ın tutumları, gerçeği ortaya koydu.
IŞİD sisteminde yetişmiş ve şimdi Suriye’de iktidar iddiasında bulunan Culani, Siyonistlerin bu ülkeyi işgal etmesine tepki olarak onlara güvence verdi ve resmî olarak İsrail ile savaşa girmeyeceğini açıkladı. Asıl endişesinin Hizbullah ve İran olduğunu söyledi.
Culani, başka bir açıklamasında ise Siyonistlere desteğini daha da ileri götürdü ve İngiliz Times gazetesine verdiği röportajda, “Suriye’den İsrail’e saldırı platformu olarak yararlanılmayacak” dedi. Başka bir deyişle, Culani yalnızca Siyonistlerin işgaline karşı çıkmamakla kalmadı ve bu konuda onlara güvence verdi; aynı zamanda İsrail’in güvenliğini koruma rolünü üstlendi. Kendisi, Siyonistler için bir tehdit olmadığı gibi, Suriye topraklarından İsrail’e yönelik diğer tehditleri de etkisiz hâle getirmeye çalışıyor.
Son olarak, IŞİD’in geçmişine kısa bir bakış atmak iyi olacaktır. Bir zamanlar Colani'nin de üst düzey üyelerinden biri olduğu IŞİD, İslamî bir hilafet kurma iddiasındaydı. IŞİD, yalnızca kendisini Müslüman olarak kabul ediyor, diğer mezhepleri kâfir ilan ederek kanlarını dökmeyi meşru görüyordu. Bu terörist grubun mantığına göre Yahudiler ve Yahudi devleti bir numaralı düşman olarak sayılmalıydı. Ancak IŞİD, İsrail’e tek bir kurşun bile sıkmadı.
Yeni yorum ekle