Batı Ve Arap Medyasının İsrail'in Suriye Saldırılarına Karşı Sessizliği

Cu, 13/12/2024 - 08:24

İsrail'in "kendini savunmak" için savaştığını, amacının Gazze ve Güney Lübnan’da sivilleri değil Hamas ve Hizbullah'ı yok etmek olduğunu iddia eden Batı medyası ve bazı Arap medyası, Beşar Esad hükümetinin devrilmesinden sonra devam eden Siyonistlerin Suriye işgali konusundaki sessizliği devam ediyor!

Welayet News  - Suriye'de hükümetin devrilmesinden sonra dikkat çeken konulardan biri bölge ve dünya medyasının Siyonistlerin Suriye saldırıları karşısında tuhaf sessizliğidir.

Siyonist İsrail’in Suriye'deki Tehlikeli Projesi

Tesnim Haber Ajansı'nın haberine göre, şu anda Siyonistlerin 1973'ten bu yana Suriye'ye ilk kara işgali gerçekleşti ve Batı ve Arap medyası derin bir uykuda. Batı-Arap medyasının çoğu, Suriye halkının hâlâ terör içinde yaşamasına, şehirlerinin ve evlerinin İsrail bombardımanı altında olmasına rağmen sessiz kalmayı tercih etti.

Suriye'de Beşar Esad hükümetinin devrilmesinin hemen sonra Siyonist rejim, 1973'ten bu yana ilk kez bu ülkeyi işgal etmeye başladı ve işgal ordusu Şam’ın banliyölerine kadar yaklaştı. Bununla birlikte işgalci ordunun Suriye'yi yoğun şekilde bombalaması devam ediyor ve Beşar Esad hükümetinin devrilmesinin üzerinden yalnızca üç gün geçmişken Siyonist rejim, bu ülkenin askeri kapasitesinin yüzde 80'ini yok ettiğini iddia etti.

Gözlemciler, Siyonist rejimin, Suriye'de hükümetin devrilmesi ve Şam’ın silahlı grupların eline geçmesinin ardından ortaya çıkan kaotik durumun gölgesinde, Suriye'nin askeri kapasitesini yok etmek için mevcut fırsatı kullandığına inanıyor. Suriye bağımsızlığından bu yana askeri gücünü arttırmak için elinden geleni yapmıştır.  Tel Aviv rejimi "Büyük İsrail" projesi kapsamında Siyonistlerin Şam'a ulaşma hayalini gerçekleştirmek için işgallerini genişletmek istiyor.

Batı ve Arap Medyasının İsrail'in Suriye'deki Saldırganlığına Karşı Sessizliği

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen, İsrail ordusunun Suriye'deki altyapıyı hedef alan saldırıları ve sınırdaki tampon bölgesini işgal etme girişimini kınadı ve Suriye'ye ait Golan Tepeleri'ni 1967'den bu yana işgal altında tutan İsrail’in, Suriye topraklarını işgal ederek 1974'te iki taraf arasında imzalanan Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması'nı ihlal ettiğini belirtti. Birçok ülke İsrail'in Suriye'deki saldırılarını ve işgalci eylemlerini kınarken Batı ve Arap medyası sadece İsrail ordusunun Suriye'de ne kadar ilerlediği hakkında haberler yayınlıyor.

Siyonist rejimin Suriye'deki eylemleri, bu rejimin Lübnan'daki saldırganlığından farklı olarak, paylaş taraflara ve özellikle direnişin düşmanlarına hiçbir siyasi çıkar sağlamıyor. Suriye halkı da İsrail tarafından bombalanıyor ve sürekli korku içinde, bir saat uyuyamıyor ama Arap medyasının tuhaf bir şekilde sessiz kaldığını ve İsrail'in Suriye saldırılarıyla ilgili haberleri sadece arada sırada yayınladığını görüyoruz.

Direnişe ve bölge halklarına destek veren bazı Arap medyaları hariç diğer medya organları, özellikle de direniş karşıtı medya, İsrail'in Suriye işgalini gündemine almıyor ve bu konuyla ilgili haberlere yer vermiyor. Al-Manar, Al-Mayadeen ve Al-Akhbar, işgalci rejimin Suriye saldırılarını konu alan az sayıdaki Arap medyası arasında yer alıyor.

Ancak Siyonist İsrail’in Arap ülkelerine yönelik saldırılarını destekleme geçmişi olan Al-Arabiya ve Hadath televizyonu gibi diğer Arap medyası, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarını pek dikkate almıyor ve arada sırada haber yayınlıyor. Bu arada Katar'ın El Cezire televizyonunun profesyonellikten uzak performansından da bahsetmemiz gerekiyor. El Cezire, Siyonist İsrail’in Gazze Şeridi'ne yönelik soykırım suçlarına ilişkin haber ve raporları yayınlama konusunda oldukça iyi ve kabul edilebilir bir performans sergileyen bir kanaldı, ancak Suriye konusunda sınıfta kaldı. Beşar Esad hükümetinin devrilmesini olumlu karşılayan El Cezire, Suriye ile ilgili haber ve raporlarını çoğu zaman Suriyelilerin sevinç görüntüleri ile sınırlandırdı. Katar merkezli televizyon İsrail'in Suriye saldırganlığı haberleriyle pek ilgilenmiyor.

Ayrıca Gazze savaş haberlerini aktarmada El Cezire gibi iyi bir performans sergileyen TRT, Siyonist rejimin Suriye işgalini tamamen görmezden gelmiş, haber ve raporları yalnızca Suriye’yi ele geçiren silahlı muhalif gruplarla ilgilidir. Bu arada İsrail'in Suriye'deki işgalini meşrulaştırmak için sürekli bahaneler üreten İbrani medyası hâlâ askeri sansür altında ve bu rejimin işgal girişimlerini destek veriyor.

Siyonistlerin Sahte Anlatımlarının Çöküşü

İsrail’in Suriye'ye yönelik saldırılarının ardından Batı medyasının tavrı değişmedi; Siyonist rejimin Gazze'de sivillere yönelik suç haberlerini hep sansürleyen Batı medyası şimdi Siyonist rejimin Suriye işgali karşısında sessiz kalıyorlar.

Amerika ve Avrupa medyası sadece Suriye hükümetinin düşmesi ve silahlı grupların bu ülke üzerindeki egemenliğini meşrulaştırma çabalarına odaklanıyor. Bayı medyası Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) karşı tavrını değiştirdi. HTŞ’nin ABD terör listesinde yer almasına rağmen Amerikan medyası bu terör örgütünü aklamaya çalışıyor.

Artık bölge halkları gerçek düşmanlarının kim olduğunu anlayabilirler, bugünkü olaylarla ilgili uyarılarda bulunanlar da abartmıyorlardı. Siyonist İsrail ve ona destek veren Arap ve Batı medyası her zaman, bu rejimin Gazze ve Lübnan'a yönelik saldırılarının amacının Hamas ve Hizbullah'ı yok etmek olduğunu, İsrail'in asla bölge halklarına zarar vermek istemediğini iddia ediyorlardı!

Ancak bugün, Suriye'de Beşar Esad hükümetinin düştü ve bu ülkede temelde İsrail karşıtı bir varlık da bulunmuyor, hatta bu ülkeye hakim olan silahlı ve terörist grupların bile Siyonistlerin safında yer aldığı söyleniyor; Peki İsrail neden günün her saatinde bombalar yağdırıp Suriye’nin altyapısını yok ediyor ve Suriye halkına karşı terör estiriyor?

Bazı bölge halkları ve gruplar belki daha önce Siyonist rejimin ve onu savunan medya organlarının ‘’İsrail kendini savunmak için savaşıyor" şeklindeki yalan haberlerine inanmışlardı. Şimdi bölge halkları Siyonistlerin bölgedeki saldırgan ve hırslı doğasını ve hedeflerini açıkça görebilirler ve İsrail ile bölgedeki ABD yanlısı destekçilerinin kötü emelleriyle baş etmenin tek yolunun birlik ve direniş olduğu sonucuna varabilirler.



Yeni yorum ekle