Batı Şeria'da Tarihin Tekerrürü; Merkava Dar Sokaklarda
Siyonist rejim, 22 yıl sonra direniş gruplarıyla çatışma bahanesiyle tanklarıyla Batı Şeria'ya girdi ancak her iki seferde de önceden ilan ettiği hedefe ulaşamadı ve direnişin çekirdeği ise Batı Şeria’nın ablukasına rağmen her zaman gelişim yolunda.
Welayet News - İşgalci İsrail rejimi geçtiğimiz haftadan bu yana ‘Yaz Kampları’ adı verilen askeri bir operasyon yürütüyor. Bu operasyon Batı Şeria'sının kuzey bölgelerinde, Batı Şeria’daki direniş çekirdeklerinin oluşumunun merkezleri olan Cenin ve Tulkerim'deki iki kamp da dahil olmak üzere başladı.
Bu operasyon, Batılı ülkelerin düşündüğü iki devletli çözümün siyasi-hukuki temeli olan Oslo Anlaşması'nın açıkça ihlal etmesi nedeniyle bazı Avrupa ülkeleri tarafından eleştirildi. Bu ülkeler Tel Aviv'den Batı Şeria'daki Filistin bölgelerine yönelik saldırılarını durdurmasını istedi.
Yaz Kampları operasyonunda dikkat çeken nokta ise bu saldırının sözde ‘savunma kalkan’ operasyonunu hatırlatması. 22 yıl önce yapılan bu operasyon sırasında Siyonist rejimin zırhlı birlikleri Batı Şeria’ya girdi ve Ramallah'ı işgal ederken Filistin Özerk Yönetiminin ofisini de tamamen kuşattı.
Siyonist rejimin eski başbakanı Ariel Şaron, 2002 yılında Abdulbasıt Avde’nin 30 yerleşimciyi öldürüp 150'sini yaraladığı şehadet operasyonundan sonra (İkinci İntifada) Batı Şeria'ya yönelik bu saldırının emrini vermişti.
Şimdi Siyonist rejimin başbakanı Binyamin Netanyahu, Ariel Şaron'un politikalarıyla birlikte bir kez daha Batı Şeria'ya kara saldırısı ve işgal emri verdi. İsrail, 22 yıl önce bu bölgedeki Filistin direnişinin çekirdeğine karşı koyma iddiasıyla tank ve zırhlı araçlarıyla müdahale etmişti.
Siyonistlerin Filistin intifadası ve direnişi karşısındaki zayıflıklarını 2002'de olduğu gibi zırhlı araçlarla işgal yoluyla telafi edemedikleri bir sır değil. Bu kez direnişin yok edilmesi yönündeki hedeflerine ulaşamayacaklar.
Siyonist güçlerin son günlerde Batı Şeria'ya düzenlediği saldırı ile 22 yıl önceki saldırı arasındaki bir diğer benzerlik de Siyonistlerin Mart 2002'de Ramallah'a girerken, 200 kilometre kuzeyde Arap Birliği liderlerinin Beyrut'ta yaptıkları toplantıda ‘Arap Barış Girişimi’ adlı bir planı açıklamayı planlanmasıdır.
Suudi Arabistan'ın dönem kralı ‘Kral Abdullah’ tarafından açıklanan yukarıdaki plana göre, Arap Birliği'ne üye devletler, İsrail'in, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasına ilişkin 1967 sınırlarına dayalı iki devletli çözüme bağlı kalmak yönünde bir taahhütte bulunursa bu örgüte üye ülkeler de Tel Aviv'le ilişkilerin normalleşmesine yönelik adımlar atacaktı.
Tankların Batı Şeria sokaklarına ulaşması ve Filistin Özerk Yönetiminin merkezi sayılan Ramallah'ın işgal edilmesiyle birlikte ayrıca dönemin Filistin Yönetimi Başkanı Yaser Arafat'ın hapse atılması da Ariel Şaron’un Suudilerin ve diğer Arap ülkelerinin girişimine cevabıydı. Ayrıca Siyonist rejimin Filistin'de bir Yahudi devleti kurulmasından daha azına razı olmayacağını vurguladı.
Bu, 1990'lı yılların başından itibaren Siyonistlerin ABD'nin arabuluculuğuyla Oslo ve Madrid'de Filistinlilerle uzlaşma müzakerelerine başladığı dönemde, 1948'deki 181 sayılı Karara (Filistin'in Bölünmesine İlişkin Karar) dayanarak, Siyonist rejimin sonunda Washington'un desteğiyle 1967 sınırları içinde bağımsız bir Filistin devleti kurmayı kabul edeceğini umdukları bir şekilde gerçekleşti.
Yeni yorum ekle