Dolar; Ekonomik işbirliği mi, siyasi güç dayatma aracı mı?

Pa, 12/08/2018 - 09:10

Son zamanlarda ekonomi çevreleri ABD dolarının küresel ekonomi üzerinde sultası, ülkelerin iktisadi bağımsızlığı yolunda büyük bir engele dönüştüğünden söz ediyor.

Welayet News - Yine son yıllarda ekonomi ve ticaret alanları ile ilgilenen bir çok çevre de doların itibar kaybına uğramaya başladığını ve başka dövizlerin doların yerine geçmeye başladığını belirtiyor. Bazı çevreler bu dövizin, yani doların artık eskisi gibi güvenilir bir döviz olmadığını ifade ediyor. öte yandan dolar üzerinden yatırım yapma riski de son yıllarda yükselmeye başladığı ve Amerika’da 45. Başkan olan Donald Trump’ın işbaşına gelmesi ve uyguladığı ticari politikaları ile yükselmeye başladığı gözleniyor.

Bilindiği üzere Amerikan doları yıllardır uluslararası ticarete hakim olan uluslararası bir para birimi olmuştur. Nitekim dünyada hemen hemen tüm uluslararası ticaretler avro alanı şekillenmeden ve yine Yuan gibi dövizler güç kazanmadan önce dolarla yapılıyordu.

Aslında doların küresel ekonomide güç kazanması ikinci dünya savaşı sona ermeden bir yıl öncesine yani 1944 yılına dayanıyor. O yılda dünyanın 40 ülkesi Amerika’nın Berton Woods kentinde bir araya gelerek savaştan sonra küresel ekonominin yapısını ve düzenini belirlemeye karar verdi.

Berton Woods konferansı adı ile ün yapan bu zirvenin sonuçlarından biri, altın destekli doların uluslararası bir döviz olarak kabul edilmesiydi.

Bu kararın anlamı, Amerika devleti söz konusu konferansta her bir ons altının fiyatını 35 dolar olarak sabit tutma konusunda katılımcı devletlere güvence vermesiydi. Bu anlaşma 1971 yılında Vietnam savaşından kaynaklanan sorunlar başta olmak üzere çeşitli sebeplerden dolayı Amerika tarafından tek yanlı olarak feshedildi. Bu tarihten sonra dolar pratikte hiç bir dayanağı olmayan bir dövize dönüştü.

Peki ama neden Amerika’nın bu uluslararası anlaşmada sözünden caymasına karşın dolar daha ileriki yıllarda da değerini korumaya devam etti?

Bu konuda etkili olan konulardan biri, dünyada petrol ticaretinde fiyatların dolar üzerinden belirlenmesiydi.  Dünyada 1970 yılından itibaren hemen hemen tüm petrol ticaretleri, hatta Amerika ülkelerin arasında gerçekleşen bu ticaretlerde hiç bir rol ifa etmediği halde ABD doları ile yapılmıştır. Bundan başka ABD doları dünyada bir çok büyük yatırımcı için güvenli bir yatırım kaynağı olmuştur.

Genel ekonomide para için üç önemli işlev tanımlanır. Bunlar değer biçme kriteri, ödeme aracı ve değer koruma aracından ibarettir. 1944 yılında ABD doları uluslararası döviz olarak açıklandığında, bu dövizin ödeme aracı olma özelliği, diğer iki işlevine göre daha fazla küresel iktisadi faaliyetlerde rol ifa etmiştir. Şöyle ki bundan önce ülkeler iktisadi mübadelelerde bulunmak üzere ürünlerinin değerlerini belirlemek ve üzerinde anlaşmaya varmakta sıkıntı yaşıyordu. Ancak dolar, uluslararası ve aracı bir döviz olarak bu sorunu çözmeyi başardı.

Öte yandan ülkelerin dolar stoklarının artmaya başlaması ile birlikte doların değer koruma işlevini de göstermeye başladı. Bu işlevle beraber ülkeler dolar stoklarını yatırım olarak telakki etmeye başladılar.

Ancak şimdi dünya ekonomisine hakim olan şimdiki gerçeklerden hareketle akla gelen soru, acaba doların halâ yatırım için değer koruma işlevine sahip olup olmadığı sorusudur.

Bu soruya cevap verirken, ortada duran gerçekler dolar üzerinde yatırım yapmanın azalmaya başladığını ve bazı ülkeler dolar stoklarını başka şekillerde yatırıma dönüştürdüklerini ve bu da doların değer kaybına uğradığını gösteriyor.

2017 yılının ilk yarısında Belçika merkez bankası yaklaşık 200 milyon avroyu Çin’in milli para birimi Yuan üzerinde ve 100 milyon Avro da Güney Kore’nin milli para birimi won üzerinde yaptırım yaptı.

Yine aynı dönemde AB merkez bankası da döviz stoklarından 500 milyon Avroyu Çin’in Yuanı üzerinde yatırım yapmaya ayırdı. Tüm bu gelişmeler doların değer kaybettiğini ortaya koyuyor.

Hong Konglu ekonomi uzmanlarından Natan Chu Hong Avrupa birliği bölgesinde bazı ülkelerin dolarlarını başka dövizlere çevirme konusunda yaptığı  yorumda şöyle diyor:

AB merkez bankasının Yuan stoklarından başka, diğer bazı ülkelerin ilgisi ve Yuanı uluslararası bir dövize çevirme yönündeki çabaları Yuandan daha fazla yararlanılmasına katkı sağlayacaktır. Bu konu kesinlikle uzun vadede Yuanın uluslararası bir dövize dönüşmesine ve küresel bir konum kazanmasına yardımcı olacaktır.

Öte yandan her bir ons altının uluslararası fiyatı son yetmiş yılda, yani 1945 yılından 2018 yılına kadar geçen sürede 480 dolardan 1350 dolara yükseldi. Böylece dolar altın karşısında yüzde 65 değer kaybına uğradı.

ABD dolarının altın karşısında değer kaybetmesinin nedenlerinden biri olarak bu ülkenin borçlarının fazla olmasına işaret edebiliriz.

ABD hazine bakanlığının açıklamasına göre bu ülkenin borçları eski Başkan Barack Obama’nın başkanlığının sonuna kadar yaklaşık 20 bin milyar dolardı. Bu arada bir çok uzman ABD’nin borçlarının 500 milyar dolar daha artması dünyanın diğer ekonomilerine ciddi bir tehlike oluşturabileceğini belirtiyor. Yine IMF’nin açıkladığına göre ABD’nin dış borçları 2015’in sonuna kadar bu ülkenin gayri safi milli hasılasının yüzde 108 kadarına denk geliyor.

ABD doları son onyıllarda ekonomi alanından başka siyaset alanında da bu dövize karşı yüksek talep yüzünden Washington için dış politika arenasında etkili bir silah haline gelmiştir. Öyle ki günümüzde dolar, Amerika yönetimi tarafından başka ülkelere karşı bir silah olarak kullanılıyor. Dolar emperyalizmi adlı makalenin yazarları Michele Brand ve Remy Herrera bu konuda şöyle diyor: doların değerini belirleyen şey, tedavüldeki dolar miktarı değil, bu dövize yönelik taleptir. Bu talep doların uluslararası bir döviz olması itibarı ile çok yüksek sayılır. Doların bu konumu ise ancak ABD’nin askeri sultası ile korunuyor, oysa ABD ekonomisi ve para politikaları sürekli daha da zayıflıyor.

Dolar emperyalizmi yazarları şöyle devam ediyor: dolar sadece ABD imparatorluğunu mümkün hale getirmekle kalmıyor, aynı zamanda doların konumunu korumak da Amerika imparatorluğunun dayattığı savaşların başlıca sebebi oluyor. Amerika’nın mali ve askeri gücü, doların hem değer stoku ve hem küresel ticaretin para birimi olmasına bağlıdır. Bu durum dolara yönelik küresel talebin oluşmasına yol açıyor. Öte yandan bu küresel talep Amerika devletine istediği kadar dolar basmasına imkan tanıyor.

ABD’nin sultacılığı ve küresel ticaretin dolar üzerinden yapılmasını kötüye kullanarak bu durumdan başka ülkelere yaptırım ve baskı uygulama uğrunda yararlanması, bir çok devletin doları petrol alış verişi ve ticaretlerinden silmeyi gündemlerine almalarına yol açmıştır. Bu ülkeler şimdi ikili ve çok yönlü para işlemlerinde doları devre dışı bırakmaya ve kendi milli para birimlerini kullanmaya çalışıyor. Dünyanın beş yeni ekonomisi olan ve BRICS adındaki grubu oluşturan Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika ülkeleri son dört yılda, yani Temmuz 2014’ten bu yana hızla aralarındaki ikili ticareti kendi milli para birimleri ile yapmaya başladı.

BRICS üyeleri arasında varılan anlaşmalara ve ürettikleri çözüm yollarına göre bu ülkelerin arasındaki ticaret hacmi her yıl dünya ticaretinin yüzde 17 kadarına denk geleceği gözleniyor. Dolaysıyla bu oran gerçekleştiği takdirde dolar küresel ticaretin yüzde 17’sinden silinmiş olacak ve bu da bu ülkelerin iktisadi faaliyetlerinde dolardan bağımsız hale gelecekleri anlamına geliyor.

Öte yandan doların uluslararası ticaretten silinmesi bir yandan ABD’nin bu alan üzerindeki nüfuzunu yok ederken, öbür yandan da bu ülkeleri dövizlerin dolara dönüştürülmesi ve bilakis doların milli para birimlerine dönüştürülmesinin bedelinden kurtaracaktır. Yine ülkelerin kendi milli para birimlerini kullanmaları onların uluslararası piyasalarda değer ve itibarının artmasına katkı sağlayacak ve aralarındaki ikili ve çok yönlü ticareti de geliştirecektir.

Gerçekte doları istediği kadar basma imkanı, faiz oranı ile istediği gibi oynama ve para politikalarını da istediği gibi genişletme veya kısma imkanı Washington yönetimine başka ülkelerin ekonomileri ile dolar üzerinden oynama imkanı sağlıyor. Bu yüzden bazı ülkeler bu durumdan kurtulmak için doları ticaretlerinden silmeye veya çok az bu dövizi kullanmaya yöneliyor.  Nitekim bölgesel paraların üzerinde yatırım yapmak ve yine anlaşmaları dolar dışında başka dövizlerin üzerinden yapmak da doların küresel ticaret üzerindeki ağırlığını hafifletebilir.

Her halükarda küresel ekonomide yürütülen faaliyetlerde uluslararası bir ölçeğe ve kritere ihtiyaç duyulduğundan dünya genelinde yeni bir ortak para birimi gerekli görünüyor. Bu yeni para birimi hiç bir ülkenin milli para birimi olmaması ve doların sultasına son vererek uluslararası ekonomi ve ticarette doların yerini alabilmesi gerekiyor. Yine bu yeni para birimi bir tek ülke tarafından değil de, uluslararası ortak mali kurumlarca yönetilmesi ve bu kurumların da şimdiki kurumlara kıyasla güvenilir ve tarafsız olması gerekiyor.

Tags: 


Yeni yorum ekle