İran Dışişleri Bakan Vekili, Rus gazetecilerin Siyonist rejimin Lübnan'a saldırı tehdidine ilişkin bir sorusuna yanıt olarak, şunları söyledi: ‘Lübnan Siyonistler için kesinlikle cehennem olacaktır.’

Welayet News  - İran Dışişleri Bakan Vekili Ali Bakıri Keni, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile yaptığı ikili görüşmenin ardından Rus gazetecilere bu görüşmenin sonuçları ve görüşülen konular hakkında açıklamalarda bulundu ve şunları söyledi: ‘İran ve Rusya, çeşitli ve birçok ilişkileri olan iki komşudur. Bu nedenle, ikili meseleler ve her iki ülkeyi de ilgilendiren konular hakkında bölgesel ve uluslararası düzeyde her zaman birbirimizle konuşmamız ve istişarede bulunmamız gerekiyor.

Bu görüşmede ikili ilişkileri özellikle ekonomik alandaki son durumu ele aldık ve ardından iki ülkeyi bölgesel alanda ilgilendiren konuları ve Siyonistlerin Gazze'de işlediği suç ve soykırım başta olmak üzere önemli uluslararası meseleleri görüştük ve Siyonistlerin Gazze'deki soykırımını ve suçlarını en hızlı ve koşulsuz olarak durdurmanın yollarını değerlendirdik.’

Rusya Dışişleri Bakanı'nın Güvenlik Konseyi toplantısında İran İslam Cumhuriyeti'nin çok taraflılık konusundaki görüşlerini kabul etmesine değinen Bakıri, şunları söyledi: ‘Çarşamba günü Filistin meselesine ilişkin Güvenlik Konseyi toplantısına da katılacağız ve bugün dünyanın en önemli meselesi olan Siyonistlerin Gazze'de işlediği soykırım konusunda İran'ın tutumlarını anlatacağız.’

İran Dışişleri Bakan Vekili Siyonist rejimin Lübnan'a saldırı tehdidine ilişkin bir soruya yanıt olarak şunları söyledi: ‘Bu, tecrübeyle kanıtlanmıştır ki, Siyonistler bölgede ne kadar gerginlik yaratırsa ve ne kadar çok suç işlerse, o kadar ciddi tehdit ve tehlikelerin içine düşerler.

Lübnan, Siyonistlerin hem 2000 hem de 2006'daki tarihi yenilgilerini yeniden canlandırıyor. Bu nedenle Lübnan, Siyonistler için kesinlikle geri dönülemez bir cehennem olacaktır.

Siyonistler, Gazze'deki başarısızlıklarını, savaş çığırtkanlığı yaparak ve savaşı bölgenin diğer bölgelerine yayarak telafi edemiyor aksine kendilerini çok daha ciddi risklerin bataklığına gömüyorlar.’