Jerusalem Post: Suud İçin İran İsrail’den Daha Tehllikeli
Jerusalem Post’ta yayımlanan bir makalede, Suudilerin İran’ı İsrail’den daha büyük bir tehdit olarak gördüğü ileri sürülerek, Netanyahu’nun Suudi Arabistan ile yakınlaşmasının İran'a karşı bir ortaklığa dönüşebileceği vurgulandı.
Welayet News - İsrail’de yayımlanan Jerusalem Post gazetesinde yer alan Elie Podeh imzalı makalede, Suudilerin İran’ı kendileri için İsrail’den daha büyük bir tehdit olarak gördükleri iddiasına yer verildi.
“Suudi Arabistan’da barışın sesleri” başlıklı makalede Suudi medyasında İsrail’e yaklaşımın son dönemde olumlu yönde değiştiği ifade edilirken, İsrail karşıtı gazetecilerin bile en azından ülkeyi tanıdıkları yorumunda bulunuldu.
'ŞİİLEŞTİRME KORKUSU YAHUDİLEŞTİRME KORKUSUNDAN BÜYÜK'
Suudi basınında İsrail’in Filistin’e karşı tutumuna eleştirel yaklaşılsa da, İran ve Şii karşıtlığının çok daha belirgin olduğunu vurgulayan makalede, “Birçok Suudi, İran’ın İsrail’den daha büyük bir tehdit oluşturduğuna inanıyor, bunun nedeni yalnızca İran’ın coğrafi yakınlığı değil aynı zamanda Şiileştirme korkusunun Yahudileştirme korkusundan daha büyük olması” ifadelerine yer verildi.
Makalenin yazarı Kudüs İbrani Üniversitesi’nden Elie Podeh, bu durumun tesadüf eseri olmadığını ve tepeden empoze edildiğini belirterek Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’ın Nisan ayında ABD'de Atlantic dergisine verdiği demeçteki sözlerini hatırlattı. Selman, tartışmalara yol açan demecinde İsraillilerin de Filistinliler gibi “kendi topraklarına sahip olma hakları olduğunu” söylemişti.
SUUDİLER İSRAİL İÇİN NEDEN ÖNEMLİ?
Suudi cephesindeki bu değişimin görmezden gelinemeyeceğini savunan Podeh, yeni durumun önemli kılan faktörleriyse özetle şöyle sıraladı:
1- Suudi Arabistan Mekke ve Medine’yi elinde bulundurduğu için Müslüman ve Arap dünyasında özel bir öneme sahip.
2- Petrol zengini bir ülke olarak gerektiğinde diplomatik alanda çıkarları doğrultusunda kullanacak mali yeterliliğe sahip.3- İsrail-Arap çatışmasında “nötr” bir ülke olarak görülüyor ve Mısır ile Ürdün’ün tersine İsrail’le bir antlaşması yok.
Podeh, Suudi Arabistan’ın İsrail söylemindeki değişimin ülkedeki İsrail imajına da yansıyacağını belirterek bunun “barış iklimi” yaratabileceğini savunduğu yazısında, bu düşüncesine örnek olarak 1977’de Enver Sedat’ın Kudüs’ü ziyareti öncesinde Mısır'da yaşanan tartışmaları gösterdi.
'İSRAİL İRAN'A KARŞI YENİ ORTAĞINI BULMUŞ OLABİLİR'
'Suudi Arabistan’ın İsrail’le bir barış anlaşmasına ihtiyacı olmadığını belirten yazar, iki ülkenin ortak sınıra sahip olmadığını ve aralarında hiçbir dönemde savaş olmadığını ancak Suudilerin "bölgesel istikrarsızlıktan kaygılandıkları için" 1981 ve 2002’deki barış planlarını hazırladıklarını belirtti. İsrail’in bu iki planı reddettiğini hatırlatan Podeh, İsrail’in İran’a karşı yeni bir ortak bulmuş olabileceğine işaret ederek bu ortağın Filistin ile barış anlaşmasında da rol oynayabileceğini belirtti.
Asıl anlaşmanın Filistinlilerle değil Arap ve İslam dünyasıyla olacağını savunan yazar, bu yolun taşlarınıysa Suudi Arabistan’ın döşemesinin muhtemel olduğunu yazdı.
Netanyahu’nun Suudi Arabistan’la işbirliğini geliştirmekle bunu hedeflediğini kaydeden Podeh makalesinde, bu hedefe varmak için Filistin’e bir “ödül” vermek gerektiğini ancak “ne yazık ki” bunun da pek olası gözükmediğini ileri sürdü.
Yeni yorum ekle