İranlı Uzman: ABD ve NATO Yemen'de İsrail Adına Savaşıyor
Batı Asya uzmanlarından Sadr Hüseyni, Gazze savaşında ABD’nin Siyonist rejime verdiği kayıtsız şartsız desteğine atıfta bulunarak, ABD ve NATO’nun Yemen'de İsrail adına operasyon yürüttüğünü belirtti.
Welayet News - ABD ve İngiliz savaş uçakları 12 Ocak’ta Yemen'de birkaç kentte bazı noktalara yönelik hava saldırısı düzenledi.
Amerikan-İngiliz askeri koalisyona tepki gösteren Ensarullah Hareketi, Yemen'e saldırılarda görev alan ABD ve İngiliz savaş gemilerinin tümünün kendilerine bağlı silahlı kuvvetlerin meşru hedefi olduğunu vurgulamıştı.
Batı Asya'daki gelişmeleri takip eden uzmanlardan Seyyid Rıza Sadr Hüseyni, Tesnim Haber Ajansı'na verdiği demeçte ABD ve İngiltere, Yemen'e yönelik düzenlediği hava saldırılarını değerlendirdi.
Sadr Hüseyni, “Başarılı Aksa Tufanı operasyonunun başlangıcından itibaren Amerikalılar, sahaya girerek savaşın siyasi yönetimini üstlenerek Siyonist rejimin üst düzey komutanlarının moralini güçlendirdi.
Hatta operasyonun ilk saatlerinden itibaren ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) birliklerinin teyakkuza geçtiğini, deneyimli Amerikalı komutanların işgal altındaki bölgelere gönderildiğine tanık olduk. Ayrıca geçtiğimiz yıllarda Irak'ta IŞİD'e karşı sözde mücadeleden sorumlu olan Amerikalı komutanlar, Gazze halkına yönelik operasyonların komuta sorumluluğunu da üstlendi.” dedi.
Amerika'nın Gazze savaşında kirli bir politika yürüttüğünü anlatan Sadr Hüseyni, “Her şeyden önce Gazze'de ateşkes sağlamak BM Güvenlik Konseyi kararlarının veto edilmesinde ABD’nin tavrı ortaya çıktı. Ancak daha az fark edilen şey, işgal altındaki bölgelere ve Siyonist orduya daha fazla destek sağlamak için oluşturduğu hava koridorudur.” ifadesini kullandı.
Sadr Hüseyni, sözlerine şöyle devam etti:
“Sonraki aşamalarda ABD Başkanı Joe Biden başta olmak üzere Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Savunma Bakanı Lloyd Austin, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı'nın (CIA) Başkanı William Burns ve Amerikan dış politikasının üst düzey yetkililerinin Gazze savaşını görüşmek üzere Tel Aviv’e sayısız ziyaret gerçekleştirdiğini gördük. ABD’li yetkililerin tüm görüşmelerinde Siyonist rejime yaptıkları askeri yardımlara değindiklerine şahit olduk. Ukrayna'ya yapılan yardımların miktarı azaldığı için Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy bile Amerika'dan şikayetçi oldu. Sonuç olarak şunu söylemek gerekir ki, son 100 gün içerisinde ABD yönetimi askeri, diplomatik ve güvenlik güçlerini Siyonist rejimine kayıtsız şartsız desteklemek için kullanmıştır.
Netanyahu ile üst düzey Amerikalı yetkililer arasında zaman zaman stratejik değil taktiksel anlaşmazlıklar oldu, bu konudaki somut bilgiler, Washington'un Siyonistlerin işlediği savaş suçlarına kapsamlı destek verdiğini gösteriyor.”
Tasnim muhabirinin, ABD’nin Yemen'e yönelik saldırılarının nedenlerine ilişkin sorusuna İranlı uzman, “ABD ordusunun Yemen'e askeri saldırı planı Gazze halkına destek için rejimin ekonomik yapısına ciddi şekilde zarar veren Yemen’li güçlerin (Kızıldeniz’deki) eylemlerinden sonra gündeme getirildi. Bu bağlamda bazı Batılı ülkeler ABD öncülüğündeki Yemen karşıtı deniz koalisyonuna katıldıklarını doğrudan duyurdular. Ancak bazı ülkeler de bu konuda işbirliği yapmadıklarını açıkladı.” yanıtını verdi.
Ortadoğu uzmanı, “Yemen karşıtı koalisyona katıldığı iddia edilen Arap ülkelerinden bazıları bile bir süre sonra bu koalisyonda yer almadıklarını açıkladılar. Bölge ülkelerinin, Yemen koalisyonuyla işbirliği yapılması halinde yakın geleceğe ilişkin duyduğu endişeler nedeniyle geri çekildikleri ya da koalisyona katılımlarını erteledikleri görülüyor.” diye konuştu.
Sadr Hüseyni, Yemen ile ABD arasındaki gerilimin geleceğine dair şunları kaydetti:
‘’Kongre'nin izni olmadan Yemen’de operasyon geçekleştiren ABD hükümetinin baskı altında olduğu söyleniyor. Onlar Yemen silahlı kuvvetlerinden ağır darbe aldığını kabul etmese de son günlerde saldırılarını azaltmıştır. Dolayısıyla Amerikalılar, Gazze'de devam eden savaştaki rolünü sürdürdüğü için Yemen’e yönelik saldırılarını gündeminden çıkarabilir.’’
İranlı uzman, ‘’Bu, Amerikalıların yaptıkları eylemden pişman oldukları ya da bu eylemi tamamen gündemden kaldırdıkları anlamına gelmiyor. Çünkü askeri operasyon yöntemini baskı aracı olarak kullanmak her zaman ABD’nin dış politikasında yer almıştır ve bölgedeki gelişmeler ABD’nin varlığını devam ettirmek için hala askeri yöntemlere başvurduğunu gösteriyor.’’ yorumunu yaptı.
Yeni yorum ekle