Siyonist İsrailli yetkililerin Gazze'deki insanları “yurt dışına göç ettirme" projesini gündeme getirmesi, Filistinlilerin bir kez daha 1948'deki gibi bir etnik temizlikle karşılaşabileceği endişelerini arttırdı.

Welayet News  - 10 yaşındayken vatanı Filistin’i terk etmek zorunda kalan 85 yaşındaki İbrahim Nimir Diravi, “Filistinliler, geçmişte olanlardan çok şey öğrendiler. Gazzeliler orayı terk etmeyecek. Atom bombası da atsalar vatanlarını terk etmeyecekler” dedi.

Tarihi Filistin toprakları üzerinde 14 Mayıs 1948'de İsrail'in kurulmasıyla yüz binlerce Filistinli zorunlu göçe maruz kalarak vatanlarından sürülmüştü.

Bunlardan biri de henüz 10 yaşındayken Akka şehrinin Amka beldesindeki evini ailesiyle birlikte terk ederek Lübnan'a sığınmak zorunda kalan 85 yaşındaki İbrahim Nimir Diravi.

Lübnan'ın başkenti Beyrut yakınlarında kendisiyle aynı köyden olan eşiyle birlikte yaşadığı evde AA muhabirine konuşan Diravi, İsrail'in Gazze'deki Filistinlileri de kendileri gibi vatanlarından sürmek istediğini söyledi. Diravi, Gazze'de yaşayanların çoğunun zaten Gazze'nin yerlisi olmadığını, 1948'de diğer Filistin topraklarından sürülerek buraya zorla göç ettirilenlerden oluştuğunu ifade etti.

“Vatanında ölmek sürgünden daha iyi”

Terörist İsrail ordusunun yoğun saldırısı altındaki Gazze'de yaşananları haberlerde izlediğini, ancak elinden bir şey gelmediğini dile getiren Diravi, şunları söyledi: "İsrail, Gazze'yi boşaltıp (Yahudiler için) koloniler kurmak istiyor. Batı Şeria'daki Filistinlileri Ürdün'e, Gazze'deki Filistinlileri Mısır'a sürmek istiyor. Onların yerine ise Doğu ya da Batı Avrupa'dan Yahudileri getirip yerleştirmek istiyor. Bizim zamanımızda (Kudüs'teki bir köy olan) Deyr Yasin'deki gibi bir sürü katliam yaptılar. Şimdi de Gazze'de aynı şeyi yapıyorlar ki, insanlar oradan çıksın (ve Mısır'a gitsin). Ancak insanlar, geçmişte olanlardan çok şey öğrendiler. Gazzeliler orayı terk etmeyecek. Atom bombası da atsalar vatanlarını terk etmeyecekler. Nereye gitsinler ki!"

Vatanından çıkmaktansa toprağında ölmenin daha iyi olduğunu vurgulayan Diravi, yeniden Filistin'e dönme fırsatı olsa sürgün yerine ölümü tercih edeceğini belirtti. Diravi, "Filistinliler acıların en acısını tattı. Çok acılar çektiler ve bundan çok şey öğrendiler. (İsrail) Atom bombaları da atsa vatanımızdan çıkmayız. Ben şu an Filistin'e geri dönebilsem asla oradan çıkmam." dedi.

“İsrailliler insan da Filistinliler değil mi!?”

Gazze Şeridi'nin 17 yıldır abluka altında olduğunu dikkati çeken ihtiyar Filistinli, "Yazık değil mi? Nerede bu (Batılı) ülkeler? Adalet, vicdan ve insanlıktan bahsediyorlar. Nerede adalet?" diye sordu.

Filistinli Diravi, HAMAS'ın 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği operasyonla ilgili ise şunları söyledi:

"Bunun nedeni 17 yıldır süren Gazze ablukası. İnsanların evlerinden (askerler tarafından zorla) alınması. Batı Şeria'da genç kızların hapsedilmeleri, tecavüze uğramaları. Bugün İsrail'de 6 bin (Filistinli) rehine var. Bunların aileleri yok mu? Her gün öldürüyorlar, hapse atıyorlar, vuruyorlar. Sonu ne olacak bunun! Bir kişi bu kadar baskıya maruz kalınca ne yapar? Oturup bekler mi? Sonunda patladı. HAMAS'ı bu insanları (İsraillileri) kaçırmakla suçluyorlar. Peki o zaman 6 bin Filistinli neden esir? Onlar insanoğlu değil mi? 10 yaşında çocuğu evinden alıyorlar. Onun ailesi yok mu?"

Yaşananların sorumlusu ABD ve Avrupa

Diravi'ye göre Filistinlilerin yaşadıkları acıların gerçek sorumlusu ise Tel Aviv yönetimine sınırsız destek veren ABD ve Avrupa ülkeleri. Diravi, "Gazze'de olup biten her şeyden ABD sorumludur. ABD, Yahudileri teşvik ediyor. İsrail'e tüm yardımlar ABD, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerden geliyor. Bizim 1948'de yaşadığımız Nekbe'nin de sorumlusu bunlar" diye konuştu.

Filistin'de Osmanlı'nın çekildiği 1917 tarihinden 1948'e kadar İngiliz manda yönetimi olduğunu hatırlatan Diravi, "Gazze'de Filistin genelinde hepimize karşı yapılanlardan (bugün) ABD, (o zamanlarda) İngiliz manda yönetimi sorumludur. Yaşadığımız tüm sıkıntıların nedeni Avrupa'dır. Avrupalılar Yahudilerden kurtulmak istedi ve bu felaketi başımıza açtı" ifadelerini kullandı.

Lübnan'da 75 yıldır mülteci olarak yaşayan Diravi, vatanına dönme ümidini asla yitirmediğini söyledi.

Diravi, "Ölmedikçe Allah'ın izniyle umut bitmez. Unutmadık. İnsan evini, mülkünü unutur mu hiç. Eğer geri dönersem burada Lübnan'da gömülü olan babamı alıp Filistin'e ülkesine defnedeceğim. Babam ölene kadar vatanına dönmek istediğini söyledi. Hatta öldükten sonra da evlatlarına mezarını Filistin'e taşımalarını vasiyet etti" dedi.(Milli Gazete)