Aksa Tufanı Operasyonunda Hizbullah’ın Stratejisi
Aksa Tufanı operasyonunda akıllı savaş yöntemini kullanan Lübnan Hizbullah Hareketi, Siyonist İsrail ordusunun Gazze cephesinde yoğunlaşmasını engelledi.
Welayet News - Mayıs 2021'deki Kudüs Kılıcı operasyonun ardından Filistin direnişinin üst düzey siyasi yetkilileri ve komutanları arasında yapılan bir dizi toplantıda "Sahaların Birliği" stratejik politikasının operasyonel hale getirilmesi gündeme getirildi.
"Sahaların Birliği" stratejisi, Siyonist düşmana yönelik yürütülen Aksa operasyonunun en belirgin özelliklerinden biri olarak değerlendiriliyor. Böylece direniş eksenine bağlı gruplar, Filistin'e verdikleri desteği sahada çok iyi bir şekilde ortaya sergiledi.
Aksa Tufanı ve Sahaların Birliği
Bazı analistler direniş gruplarının işgalcilere karşı son savaşta sergiledikleri birliği değerlendirmek için 7 Ekim savaşını, 50 yıl önce gerçekleşen Ekim 1973 savaşıyla karşılaştırmanın daha iyi olduğuna inanıyor. Arap orduları Ekim 1973 savaşında Siyonistlere karşı savaşmak için birleştiler, ancak yeni dönemde direniş gruplarının birliktelik yöntemi farklıdır.
O dönemde birbirleriyle koordineli olarak hareket eden Suriye ve Mısır orduları operasyon planı üzerinde anlaşarak işgal rejimiyle savaşa girmişti.
Ancak 7 Ekim 2023'te icra edilen Aksa Tufanı operasyonu tamamen Filistin direnişinin kararıyla yapılmıştır ve zamanlaması, operasyonel planları ve savaşın yönetilme şekli tamamen Filistinlilere aittir. Ardından Lübnan, Irak ve Yemen direniş grupları, liderlerinin daha önce de defalarca vurguladığı gibi tereddüt etmeden Filistin'e destek için sahaya çıktılar.
Ekim 1973 ve 2023 savaşları arasındaki bir diğer fark ise şudur: 50 yıl önce yaşanan savaşta, Suriye ve Mısır orduları arasında önceden yapılan koordinasyona rağmen Mısır tek taraflı olarak ateşkes kararı aldı ve Suriye güçleri Siyonist düşmanla yalnız bırakıldı. Bu olay, Mısır hükümetinin işgalci rejimle diplomatik ilişki kurmasının başlangıcı olarak değerlendirliyor.
O dönemde pek çok kişi, Mısır'ın iyi donanımlı ve güçlü ordusunun Suriye ile birlikte Siyonist işgalcilere büyük bir yenilgiye uğratabileceğini ve Araplara tarihi bir zafer getirebileceğini inanıyordu.
Ancak Ekim 2023 savaşında bölgedeki İslami direniş grupları hızlı biçimde Filistin direnişinin yanında yer aldı. Filistinlilerin yanında yer aldı ve şu anda da Siyonistleri Filistin halkına yönelik askeri saldırıların yeniden başlaması konusunda uyarıyorlar.
Bu yazımızda özellikle Lübnan Hizbullah Hareketi’nin Aksa Tufanı’daki performansını ele alacağız.
"Sıcak Kalp ve Soğuk Beyin" Hizbullah'ın Filistin’e Destek Stratejisi
Lübnan Hizbullah Hareketi diğer direniş grupları gibi Filistin direnişinin Siyonist düşmana yönelik yürüttüğü Aksa Tufanı operasyondan haberi olmasa da 7 Ekim’de yaptığı resmi açıklamayla bu operasyona desteğini bildirdi ve ertesi gün 8 Ekim'de Siyonist askeri noktaları vurmaya başladı. Aslında Hizbullah, Lübnan direnişinin Filistin'i savunmak için cephe açıp açmayacağını değil, Filistin halkı ve direnişini desteklemeye nasıl başlayacağını düşünüyordu.
Bu yüzden Lübnan direniş güçleri Gazze'deki savaşın ne zaman biteceğine ve bu yolda ne kadar şehit vereceğine bakmaksızın sahaya girdi. Hizbullah'ın bu savaştaki stratejisi "sıcak kalp ve soğuk beyin" (akıl ve duygu dengesi) mantığına dayanıyordu. Filistin direnişinin Siyonist düşmana karşı başlattığı operasyonun ilk saatlerinde yayınlanan görüntüler eşi benzeri görülmemiş ve şaşırtıcıydı. Rezil duruma düşen Siyonist ordunun asker ve generallerinin direnişçiler tarafından esir alındığını gösteren tablo.
Hiç şüphesiz Siyonist rejime yapılan şaşırtıcı operasyon Filistin direnişinin imza attığı büyük bir başarıdır ve sonrasında Filistinli direnişçiler durumu iyi şekilde yöneterek düşman ordusuna ağır kayıplar verdi. Belki de bazıları bu tabloyu gördükten sonra heyecanlanıp Hizbullah'ın da işgal altındaki topraklarda benzer bir operasyona başlamasını beklemişlerdir.
Ancak uyanıklık ve gerçekçilik tüm direniş gruplarının stratejisinin ayrılmaz bir parçasıdır ve doğal olarak iki kez ve çok yakın bir zamanda düşmana karşı sürpriz bir yöntem kullanmıyorlar. Lübnan'ın güney sınırında çatışmaları mantıklı bir şekilde yöneten Hizbullah, düşmana planlı bir şekilde zarar vermek niyetinde olduğunu savaşın ilk günden itibaren kanıtladı.
Güney Lübnan Sınırındaki Çatışmalarda Hizbullah'ın Akıllı Savaş Yönetimi
Lübnan’daki Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, "sıcak kalp, soğuk beyin" mantığına bağlı kalarak savaş sahasını iyi şekilde yönetti ve tüm kartlarını bir anda oynamaması gerektiğini çok iyi biliyordu.Zira bu yöntem Siyonistlerin Hizbullah'ın şaşırtıcı eylemlerinden korkmasına yol açmaktadır. Hizbullah 8 Ekim’den itibaren kendi belirlediği kurallarla mücadeleye başladı:
-Siyonist İsrail’in gözetleme kulelerini ve radarlarını hedef almak: Bazıları Hizbullah'ın işgal rejiminin gözetleme kulelerine ve bilgi toplayan radarlarına karşı operasyonlarını küçümsemeye çalıştı. Ancak Hizbullah'ın, verdiği maddi zararın yanı sıra İsrail ordusunun bu teçhizatını da imha etmeye odaklanması Siyonistlerin kafasını karıştırdı ve onlar Lübnan direnişinin bir sonraki adımının ne olacağını belirlemekte zorlandı.
-Düşmanın gözetim kulelerini ve radarlarını hedef almak: Siyonist rejimin casus gözlerini kör etmek anlamına gelir. Belki de Hizbullah güçleri bir sonraki adımda işgal altındaki Filistin'in kuzeyine kara saldırısı aşamasıns geçmeye hazırlanıyordur. Bu durum İsrail ordusunun Gazze'de yoğunlaşmasını engelledi ve kuzey cephede eli tetikte olmak zorunda kaldı. Ayrıca Siyonistler, kuzey ve güney cephelerinde yaşanan çatışmalar nedeniyle Lübnan sınırında zarar gören casus ve radar ekipmanlarını onarmadılar.
-Hızlı tepkiler: Lübnan İslami direnişinin işgalci düşmanın mevzilerine yönelik operasyonlarla ilgili olarak yayınladığı yazılı açıklamalara bakarsak, bunların aynı yapı ve dikkat çekici metinlerle hazırlandığını anlayabiliriz.
Yazılı açıklamaların ilk bölümünde Kur'an-ı Kerim'den bir ayete yer alıyor, ikinci bölümde operasyonun gerekçesi anlatılıyor, üçüncü bölümde ise düşmanın hedef alınan mevzisi ve direniş güçlerinin kullandığı silahtan bahsediyor. Açıklamanın dördüncü bölümde, işgalcilerin operasyonda verdiği kayıplara işaret ediliyor, son bölüm de Kur'an-ı Kerim'den başka bir ayetle süslenmiştir: Zafer, yalnız güçlü ve hikmet sahibi Allah katından gelir. (Âl-i İmrân Suresi 126 . Ayet)
Bu açıklamaları incelediğimizde, operasyonların ilk amacının her zaman kararlı Filistin halkını ve direnişlerini desteklemek olduğunu, bazı operasyonların ise işgal rejiminin sivillere ve gazetecilere yönelik saldırganlığına misilleme olarak yapıldığnı görüyoruz. Düşmanın Güney Lübnan'daki saldırganlığına Hizbullah tarafından hızlı biçimde karşılık verilmesi Lübnan direnişinin benzersiz özelliklerinden biridir.
Hizbullah’tan Nitelikli Saha Operasyonları
-Düşmana kesin kayıp vermek: Lübnan direnişi saha operasyonlarında nicelikten ziyade niteliğe önem veriyor; Öyle ki, operasyonlarında tek bir kurşun bile boşa harcanmıyor. Hizbullah'ın hedefe tam isabet eden Burkan füzeleri kullanması Siyonistleri paniğe soktu. Hizbullah’ın operasyonlarnda işgalcilerin üsleri vurulurken Merkava tankları ile askeri teçhizatlar kayıplara uğrarken çok sayıda Siyonist asker etkisiz hale getirildi, ancak Siyonist rejim ordusu gerçekleri örtbas etmeye çalışıyor. Bunlar, Hizbullah'ın hedeflerine ulaşmak için uygun silah ve insan gücü kullandığı anlamına geliyor. Şu anda Hizbullah operasyonlarının başarı yüzdesiyle ilgili doğru bilgiler olmayabilir, ancak bölgedeki gelişmeler izlenirse başarı oranının yüksek olduğu anlaşılabilir.
- Siyonist hedeflere yönelik operasyonların giderek artması: Aksa Tufanı’nın ardından "Aceleci operasyonlar" yerine "akıllı operasyonlar" yöntemini benimseyen Hizbullah giderek operasyonlarını artırlması uygun bir stratejidir. Hizbullah'ın 45 gün süren operasyonlarında 354'ten fazla Siyonist öldürüldü, işgal altındaki Filistin topraklarının kuzeyindeki 43'ten fazla yerleşim birimi boşaltıldı. Siyonist İsrail ordusunun 170'den fazla casus kamerası hasar gördü, 40 askeri noktası 275 kez hedef alındı, aynı zamanda işgal güçlerine ait 21 tank ve askeri araç imha edildi veya ağır hasar gördü. Hizbullah'ın icra ettiği operasyonlar sonucu işgal altındaki topraklardan tersine göçte büyük artış yaşandı.
- Hizbullah’ın ateşkese ve arabuluculara ‘hayır’ demesi: Aksa Tufanı savaşına giren Irak İslami Direniş grubu ve Yemen Ensarullah Hareketi gibi Lübnan Hizbullah'ı da, düşman mevzilerine yönelik eylemleri durdurma konusunda hiçbir müzakereyi kabul etmiyor. Hizbullah, arabuluculuk yapmak isteyen taraflara işgalcilerin Gazze halkına yönelik saldırıları devam ettiği sürece Lübnan direnişinin de operasyonlarının süreceğini bildirdi.
Son günlerde Filistin direnişiyle Siyonist rejim arasında geçici ateşkes sağlandığı dönemde Hizbullah, Lübnan’daki direniş güçlerinin elinin tetikte olduğunu duyurdu. Bu konu siyasi ve askeri açıdan Siyonistlerin üzerine baskıları artırdı. Bunlar Hizbullah'ın askeri eylemlerin yanı sıra psikolojik savaşta da başarılı olduğu anlamına geliyor.
Yeni yorum ekle