Türkiye ve İran Dışişleri Bakanlarından Ortak Basın Açıklaması
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile Dışişleri Bakanlığındaki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Welayet News - Bakan Fidan, Türkiye olarak masum sivilleri hedef alan saldırıları hiçbir suretle tasvip etmediklerini belirterek, "7 Ekim'den bu yana Batılılar dahil ilgili taraflarla yoğun bir diplomasi trafiği içindeyiz. Her meselede ilkeli ve hakkaniyetli davranmayı esas alıyoruz. Ukrayna için ayrı, Filistin için ayrı standart olamaz. Adil bir dünya istiyorsak, her zaman ilkeli ve tutarlı davranmak zorundayız” diye konuştu.
"Bazı ülkelerin Gazze'deki kıyıma aleni destek vermesi kabul edilemez”
Gazze'de bir an önce ateşkesin sağlanması, ardından kalıcı barışa giden yolun açılması gerektiğini aktaran Fidan, şöyle devam etti:
"Bazı ülkelerin Gazze'deki kıyıma aleni destek vermesi, şiddeti teşvik etmesi kabul edilemez. Gazze'deki insanlık dramının bölge ülkelerini de etkisi altına alacak bir savaşa dönüşmesini istemiyoruz. Bu nedenle bölge içi ve bölge dışı tüm aktörleri, kalıcı ve adil barışı teşvik etmeye çağırıyoruz. Bu bölgenin aktörleri olarak bölge sorunlarımızın çözümünü başkalarına havale etmemeliyiz."
Fidan, bunlarla ateşkesin sağlanması ve insani yardımların içeriye götürülmesi için neler yapılabileceği konusunda çalışmaya devam ettiklerini belirtti.
500 civarında yabancı ülke vatandaşının Gazze'den çıkışı için mutabakata varıldı
Refah Sınır Kapısı'nın ağır yaralılar için açılmasına ilişkin soruya yanıt veren Fidan, "An itibarıyla 500 civarında yabancı ülke vatandaşının Gazze'den çıkmasına yönelik İsrail ile Mısır makamları arasında mutabakata varıldığı yönünde bize de bilgi ulaştı" dedi.
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin yakın zamanda Türkiye'yi ziyaret etmesinin planlandığını aktaran Fidan, Abdullahiyan ile terörle mücadelede iki ülkenin işbirliğini güçlendirmek için neler yapabilir üzerine görüşme fırsatı bulduklarını söyledi.
Fidan, Gazze'deki trajedinin en önemli gündem maddeleri olduğunu belirten Fidan şöyle konuştu:
"Elektriği ve suyu kesilen gıda ve ilaç tedariki engellenen Gazzeliler günlerdir ağır bombardıman şartları altındalar. Evleri yerle bir edilen insanlar tüm dünyanın gözü önünde acımasızca ve alenen katledilmekteler. Mülteci kampları, okullar, ibadethaneler, hastaneler bile maalesef hedef alınmakta. İnsanlar yurtlarından tehcir edilmekte. Gazzeli kardeşlerimize yönelik bu insanlık dışı kuşatma ve saldırılar uluslararası hukukun açıkça ihlalidir."
"Güven ve huzura kavuşmanın yolu iki devletli çözümden geçiyor"
Fidan, bölge ülkelerinin politika geliştirmesi, çözüm odaklı alternatif görüşlerin ele alınabileceği bir zeminin oluşturulması gerektiğini belirterek “Uluslararası barış konferansının bu iş için en uygun platform olacağını düşünüyoruz. Bunun nerede, nasıl olacağına dair istişarelerimiz ilgili dostlarımızla devam etmekte. Türkiye olarak dostlarımızla işbirliği içerisinde önce ateşkes sonra kalıcı barışın tesisi için üzerimize düşeni yapmakta kararlıyız. Varılacak bir anlaşmanın uygulanması aşamasında garantör olarak sorumluluk almaya da hazırız. Tüm bu çabalarımızın amacı 67 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan coğrafi bütünlüğe sahip bağımsız ve egemen Filistin Devleti'nin kurulmasıdır. Filistin için de İsrail için de güven ve huzura kavuşmanın yolu iki devletli çözümden geçiyor” ifadelerini kullandı.
Mevkidaşı Abdullahiyan ile bölgesel gelişmeleri de ele alma fırsatı bulduğunu aktaran Fidan, Gazze'deki çatışmaların Suriye sahasına yansımamasını ayrıca sahadaki sükunetin korunmasının önemine değindiklerini, Irak'ı da ele aldıklarını söyledi.
Fidan, "Türkiye ve İran bu bölgede ilelebet var olacaktır. İkili ilişkilerimizi her alanda geliştirmemiz ve bölgesel konularda işbirliği yapmamız son derece önemlidir. Bu anlayışla çaba göstermeye devam edeceğiz" dedi.
Fidan ile görüşmesindeki önemli ve esas konunun Filistin olduğunu aktaran Abdullahiyan, şunları söyledi:
Abdullahiyan: Siyonist rejim 26 gündür Gazze'de sivilleri öldürmeye devam ediyor
İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan da "Siyonist rejim, 26 gün oldu, her türlü başta soykırım, kıyım, savaş suçu olmak üzere kadınlar, çocuklar ve sivilleri Gazze'de öldürmeye devam ediyor. Siyonist rejim, bu cinayetlerinde her türlü yasak silahı kullanıyor. Şayet Gazze'deki hastanelerin raporlarını, dünya halkı dikkatle takip edecek olursa, Gazze'deki şehitlerin ve oradaki yaralıların yasak silahlarla ve bombardımanlarla öldürülmüş ve yaralanmış olduklarını göreceklerdir” dedi.
Dün Doha'daki temaslarına ve aldığı bilgilere dayanarak soykırım ve savaş suçları durdurulmadığı takdirde bölgenin çok büyük ve belirleyici bir karar almaya çok yaklaşmış bulunacağını vurgulayan Abdullahiyan, "Savaş durdurulmadığı takdirde bölgede durumun kontrolden çıkmasının sorumluluğu ABD, İsrail ve savaş suçlarını destekleyenlerin üzerindedir" ifadelerini kullandı.
"Bu savaşı ve bu suçları destekleyenler bunun bedelini ağır ödeyecekler"
Batılı ülkeler ve bu savaşları destekleyenlerin hala İsrail'e destek sağladığına işaret eden Abdullahiyan, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, buna karşı ve Filistinli mazlum halkın yanında yer alıp onlara desteklerini açık bir şekilde beyan ettiler. Ben bir kez daha Türk hükümeti ve halkına, Filistin halkını desteklemek açısından, savaşın durdurulmasında ve Gazze halkının tehcirine karşı ve insani yardımların ulaştırılmasını sağlama hususunda gösterdikleri destekten dolayı teşekkür ederim" diye konuştu.
Abdullahiyan, İsrail'e daha önce denediği yolu tekrar denemeye kalkışmaması tavsiyesinde bulunarak, "Savaşın bir an önce durdurulmadığı takdirde, ABD'nin ve siyonist rejimin Gazze'de kadınlara ve çocuklara karşı saldırılar devam ederse, bunun sonuçları gerçekten çok ağır olacaktır, bu savaşı ve bu suçları destekleyenler bunun bedelini ağır ödeyeceklerdir" ifadelerini kullandı.
"Kalıcı çözüm bulunması gerekiyor"
İki bakan, daha sonra gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Hakan Fidan, Türkiye'nin ateşkesin sağlanması hususunda ilgili taraflarla "mekik diplomasisi" yaptığını belirterek, "Ateşkesi şu anda hemen istiyoruz, olsun. Ama buna, kalıcı çözüme yönelik çalışmalar eşlik etmedikçe bu şiddet sarmalının belli bir müddet sonra tekrar ortaya çıkacağını öngörmek zor değil" dedi.
İsrail'in ve bazı müttefiklerinin kalıcı çözümden anladığının "tehdit olarak gördükleri Filistinli direniş grupların, silahlı unsurların ortadan kaldırılması formülü" olduğunu aktaran Fidan, bunun hiçbir zaman güvenlik getirmeyeceğini savundu.
Fidan, burada hem İsrail devletinin hem Batılı toplumların "Filistinlileri de tatmin edecek bir çözümün ortaya konması ve bölge ülkelerinin de bunda sorumluluk alması yolunda bir çözümü kabul etmeleri" gerektiğini, aksi takdirde "bu şiddet sarmalının kendisini bölgede üretmeye devam edeceğini" belirtti.
“Başka silahlı unsurlar da çatışmaya dahil olabilir”
Çatışmaların coğrafi olarak yayılmasına ilişkin endişelerinin olduğunu kaydeden Fidan, İranlı mevkidaşının kendisine "bölgedeki başka silahlı unsurların eğer şartlar değişmezse çatışmaya dahil olacaklarına ilişkin güçlü emareler olduğunu" söylediğini aktardı.
Fidan, böyle bir gerçeklik karşısında ateşkes ve barışın her zamankinden daha elzem haline geldiğini belirterek “Bölgemizde biz istikrarı, ekonomik kalkınmayı ve refahı ararken sürekli kendini tekrar eden bir şiddet sarmalı içerisinde bulunmak, görmek istediğimiz bir stratejik denge değil” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'nin garantörlük teklifinin de olduğunu hatırlatan Fidan, "Sadece iki devletli çözümün bir an önce hayata geçmesini talep etmiyor Türkiye hem kendimizin hem bölgedeki diğer ülkelerin bu sorunun çözümünde ve uygulanmasında elini taşın altına koyması gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.
Yeni yorum ekle