İmam Hamanei: Meydan, Gazze ve İsrail'in Meydanı Değil, Hak ve Batılın Meydanıdır
İran İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei, 13 Aban (4 Kasım) “Küresel Emperyalizme Karşı Milli Mücadele Günü" arifesinde bugün üniversite ve lise öğrencilerini kabul etti.
Welayet News - Öğrenciler bu görüşmede İmam Hamanei coşkuyla ve şiirlerle karşıladı ve hep bir ağızdan şu şiiri okudular:
Filistin, izzet ve şeref yolunu seçti
Mertlik güneşi doğup geldi
Artık Camp David günleri sona erdi
Aksa Tufanı’nın dönemi başladı
Bu görüşmeye katılan öğrenciler, Gazze'nin mazlum ve güçlü halkıyla dayanışmalarını ilan etmek için ellerinde Filistin bayrakları taşıdılar.
İmam Hamanei’nin bu görüşmesinde İmam Ali’nin (a.s) şu hadisinin yer aldığı bir afiş vardı: “Zalimin düşmanı, mazlumun yardımcısı olun.”
İmam Hamanei üç ay önceki konuşmasında İmam Ali’nin (a.s) bu sözünü açıklamış şu ifadelerde bulunmuştu: ‘Siyonist rejimin temeli zulme dayanmaktadır, aslında temeli zulümdür. Bir milleti, parayla ve ricayla değil, silahla, işkenceyle, yurtlarından kovdular ve onların yerlerine oturdular. Bu rejim zulme dayanmaktadır. Bu rejimler kesinlikle “Zalime düşman olun” sözünü ortaya koyan sistemlere karşı çıkacaklardır.’
İmam Hamanei’nin bugünkü konuşmasının önemli başlıkları şöyle:
13 Aban, (4 Kasım) İran milletinin Amerika'ya darbesidir.
13 Aban'da yaşanan bu üç olaydan ikisinde Amerikalılar İran ulusunu, birinde de İran ulusu Amerikalıları vurmuştur.
Amerika'nın İran milletine darbe indirdiği iki olaydan biri, İmam'ın (r.a) kapitalizme karşı çıkması nedeniyle 4 Kasım 1964’te sürgüne gönderilmesiydi.
İkinci darbe ise öğrencilerin öldürülmesiydi. İran halkının inkılabi hareketinin zirve yaptığı günlerde Şah'ın polisi öğrencileri üniversitenin hemen önünde katletti. Yaylım ateşi açarak bazı öğrencileri öldürdüler.
Devrimin zaferinden on ay sonra, 4 Kasım 1979’da öğrenciler gidip büyükelçiliğe girdiler, Amerikan büyükelçiliğini ve o büyükelçiliği ele geçirdiler ve o büyükelçiliğin sırlarını, gizli belgelerini açığa çıkardılar. Amerika'nın itibarı gitti. Bu İran milletinin Amerika'ya indirdiği darbeydi.
Amerika'ya ölüm bir slogan değildir. Bu, Amerika'nın İran milletiyle son 70 yıldaki bitmek bilmeyen komplolarından ve düşmanlıklarından kaynaklanan bir politikadır.
Meydan ve Gazze ve İsrail'in meydanı değil, hak ve batılın meydanıdır.
Amerika'dan kapsamlı bir yardım gelmezse Siyonist rejim birkaç gün içinde felç olacaktır. İslam dünyası da Siyonist rejimle ekonomik işbirliğini keserek bu rejime karşı harekete geçmeli ve Gazze'deki bombalama ve cinayetin derhal durdurulması konusunda ısrar ederek hak cephesi ile batıl cephesi arasındaki bu mücadelede üzerine düşen önemli görevleri yerine getirmelidir.
Bir konuyu gündeme getirmek istiyorum, o da Amerika ile mücadelemizdir.
Amerikalılar İran milletiyle olan düşmanlıklarını büyükelçilik meselesine bağlıyorlar. Amerika'nın İran'a ambargo koymasının, İran'a kötü şeyler yapmasının, İran'da kaos yaratmasının, sorun yaratmasının sebebi sizin öğrencilerinizin gidip ABD büyükelçiliğini ele geçirmesi diyorlar, yurt içinde Amerika’nın peşinden gidenler de bunu söylüyor, bu büyük bir yalan.
Büyükelçilik olayından 26 yıl önce 19 Ağustos darbesi yaşandı; O gün elçiliğe kimse gitmemişti!
Büyükelçilikten alınan ve şu anda 70-80 cilt kitap olan belgeler, inkılabın zaferinden sonraki ilk günlerden itibaren ABD büyükelçiliğinin İran'a karşı komplo ve casusluğun merkezi olduğunu gösterdi. ABD büyükelçiliğinde inkılaba darbe yapmak için darbe planlanıyordu. İç savaş tasarlandı ve ülkenin sınır illerinde iç savaş çıkarmaya çalışıyorlardı.
Yani ABD büyükelçiliği inkılabın ilk günlerinden bu yana ülkeye ve inkılaba karşı komplonun merkezi olmuştur ve bunun bir casus yuvasının ele geçirilmesiyle hiçbir ilgisi yoktur.
Gazze halkı sabrıyla insan vicdanını harekete geçirmeyi başardı. Şu anda dünyada neler olduğunu görüyor musunuz? Batı ülkelerinde, İngiltere'de, Fransa'da, İtalya'da, Amerika'nın kendisinde, farklı eyaletlerde insanlar büyük kalabalıklar halinde gelip İsrail aleyhine ve çoğu durumda Amerika aleyhine sloganlar atıyorlar.
Bunlar itibarlarını ve onurlarını kaybettiler. Gerçekten bunların bir çaresi yok, hiçbir bahaneleri yok. Dolayısıyla İngiltere'deki insanların toplanmasının İran'ın işi olduğunu söyleyen bir aptal olduğunu görüyorsunuz! Herhâlde bunu Londra ve Paris’teki Besic (Gönüllü Kuvvetler) yapmış olmalı?
İslam dünyası şunu unutmamalıdır ki, Gazze'deki belirleyici davada mazlum Filistin milletinin karşısında duranın Amerika, Fransa ve İngiltere olmuştur.
Nihai zafer, çok yakında Filistin milletinin olacaktır.
Gazze'nin bombalanması derhal durdurulmalı ve Siyonist rejime petrol ve gıda ihracatının yolu kapatılmalıdır.
Batılıların utanmazlıklarından biri de Filistinli savaşçıları terörle suçlamaktır.
Evini ve ülkesini savunan biri terörist midir? 2. Dünya Savaşı'nda Paris'te Almanlarla savaşan Fransızlar terörist miydi? Nasıl oluyor da onlar savaşçı ve Fransa'nın gurur kaynağı oluyor da İslam, Cihad ve Hamas gençliği terörist oluyor?
Aksa Tufanı Operasyonu çok az imkana sahip küçük bir grubun inanç ve kararlılıkla kazandığı zaferidir. Bu grup, inançla, düşmanın yıllarca süren cani çabalarının ürününü, birkaç saat içinde küle çevirip havaya savurmayı başardı.
Eğer İslam devletleri bugün Filistin'e yardım etmezlerse, aslında İslam'ın ve insanlığın düşmanı olan Filistin'in düşmanını güçlendirmiş olurlar ve yarın aynı tehlike onları da tehdit edecektir.
İşgalci rejim o kadar çaresiz ve kafası karışık ki, kendi halkına yalan söylüyor, örneğin esirleriyle ilgili endişelerini dile getiriyor ki bu da bir yalandır çünkü bombalamalarda kendi esirleri de yok edilebilir.
İslam'ın ve mazlum Filistin milletinin karşısında duran sadece Siyonist rejim değil, Amerika, Fransa ve İngiltere'dir ve Müslümanların denklemlerinde, anlaşmalarında ve analizlerinde bu gerçeği unutmamaları gerekir.
Yeni yorum ekle