Batılı Hükümetler Eğitimli Başörtülü Kadınlardan Korkuyor
İran Hükümet Sözcüsü Ali Bahadori Cehromi, ülkedeki öğrenci kadın Besic guruplarının toplantısına katıldı. Konuşma sırasında da bu toplantıya katılanların sorularını yanıtladı.
Welayet News - Cehromi konuşmasının girişinde şunları söyledi: 13. Hükümet'te İslami düşüncenin temel özelliklerinden biri olan adalet odaklılık, hükümet hareketinin temel dayanağı olarak seçilmiştir ve halkçı olmak ise bu söylemin operasyonel ve idari ayağı ve iktidarın ana stratejisi olarak belirlenmiştir.
Hükümet Sözcüsü, Batılı hükümetlerin İslam ve İslami şiarlardan korktuğunu vurguladı ve şöyle bir örnek verdi: Başörtüsü, her zaman İslami şiarları yüceltmenin değişmez bir sembolüdür. Batının başörtüsü korkusu ve başörtüsüne karşı mücadelesinin nedeni öncü bir söylem olan tesettür üzerinden İslami ve devrimci düşüncenin derinlere nüfuz etmesini önlemek içindir. Batı'nın örtülü kadınların eğitimine karşı çıkmasının nedeni, toplumda eğitimli, başörtülü kadınların varlığından ve onların çeşitli bilimsel, sosyal, politik, spor ve benzeri alanlardaki etkin rollerinden korkmasıdır.
Bahadori Cehromi, 13. Hükümetin, Batı'nın kültürel istilasının doruğunda olduğu bir dönemde çalışmalara başladığını söyleyerek, şunları belirtti: Böyle bir durumda maalesef önceki dönemin kültür politikası, kültür alanının disiplinsizce boş bırakılması ve düzensiz bir şekilde hükümete emanet edilmesiydi; bu kasıtlı bir ihmaldi. Eski üst düzey hükümet yetkilisinin, insanların cennete gitmesinden hükümetin sorumlu olmadığını söylemesi hafife alınmamalı; bu, kültür alanının ihmal edilmesinin bir nişanesi.
Sözcü sözlerine şöyle devam etti: Temel olarak İran İslam Cumhuriyeti'nin avantajı stratejik derinliği ve kültürel etki alanıdır. Ama bilinçli olarak kültürden uzaklaştığımız ve ona daha az önem verdiğimiz bir dönemde, dış politika alanına ve kültürel alana girdiği her yere karikatürist bir öncelik veren ve Batı kültürünü dünyanın her yerine empoze etmeye çalışan 2030 belgesi gibi yabancı belgeler, girdi.
Hükümet sözcüsü sözlerine şunları ekledi: Kültür alanında etki uzun vadede ortaya çıkıyor ve 2010’lu yıllarda kültür alanında yapılan yanlış uygulamaların sonuçları bugün görülüyor, önümüzdeki yıllarda kültür alanına daha fazla önem verilmesi gerekiyor.
Bahadori Cehromi, 13. hükümetin kültürel eylemlerini ve yaklaşımlarını anlatırken şunları kaydetti:
Hükümetin en önemli ve ilk kültürel eylemi, kültürü iktidarın temel meselelerinden birine değiştirmek ve dönüştürmek oldu. Bir sonraki adımda, ulusal bilgi ağında sanal alanın düzenlenmesi ve altyapının oluşturulması konusunda hükümetin sorumluluk alması yoluna gittik. 13. Hükümet, ülkenin kültürel ve eğitimsel yaklaşımlarını 2030 belgesinin merkeziyetinden yerel ve ulusal yaklaşımlara dönüştürdü. Caminin etken ve kültürel faaliyetlerin merkezi olmasına önem verdi.
Sözcü sözlerine şöyle devam etti: 13. Hükümet kültürel adaleti planlayarak uzak il ve bölgelerdeki kültürel ihtiyaçların karşılanmasına yönelik olarak hareket etmeyi planladı. 13. Hükümet ayrıca halk kütüphanelerinin geliştirilmesi ve donatılması, kağıt üretiminde kendi kendine yeterli hale gelinmesi gibi kültürel alanın altyapısını güçlendirmek için de ciddi çabalar gösterdi. Giyim ve kuşamda tarzında etkinliği geliştirmek amacıyla ülkede Genel Kültür Konseyi'nin faaliyete geçirilmesi ve tüketim kalıbının reforme edilmeye çalışılması 13. Hükümetin diğer kültürel önlemlerinden biri oldu.
Hükümet sözcüsü şunları kaydetti: Hükümet çalışmaya başladığında bir günde 709 kişinin ölümü gibi felaket istatistiklerinin tekrarlanmaması için, Kovid salgınıyla mücadelede yaygın aşılama yoluyla insanların hayatlarının kurtarılması öncelik taşıyordu. Kovid salgını kontrol altına alındıktan sonra hükümetin önceliği ekonomik sorunları ve geçim problemlerini çözmekti ancak tüm bunlara rağmen hükümet kültür alanını göz ardı etmedi ve kültürü ekonomiye feda etmedi./tesnim
Yeni yorum ekle