Hz.Rukiyye
Hz.Rukiye hakkında bilgi aktaran eski kitaplar'dan biri Seyyid İbn Tavus'un El-Luhuf kitabıdır.
Welayet News - Seyyid Tavus şöyle yazıyor:" Aşura gecesi Seyyid-i Şuheda(a.s) dünyanın vefasızlığnı anlatan şiirler okurken, Ha.Zeynep onun sözlerini duydu ve ağladı. İmam Hüseyin onu sabırlı olamaya davet etti ve şöyle buyurdu:" kız kardeşim Ümmü Gülsüm ve sen Ey Zeynep! Sen Ey Rukiyye, Fatıma ve Rubab! Öldürüldüğüm zaman sözlerimi hatırlayın, yaka yırtmayın, yüzünüzü yaralamayın ( eski matem merasimlerinde saçları açıp kıyafeti yırtar ve yüzlerini yaralıyorlardı) ve yanlış bir söz söylemeyin ve afif ve sabırlı davranın."
Aşura olayından sonra düşman, hayatta kalanları esir aldı. Bu esirler arasında küçük bir kız çocuğu da görülüyordu. Bu küçük kız Rukiyye'ydi. Babasının Şehadetinden sonra halası Zeynep ve diğer esirlerle birlikte Şama götürüldü.
Düşmanın askerlerinden olan Hilal bin Nafi diyor ki :" ben cephenin önünde duruyordum. İmam Hüseyin'i (a.s) ailesiyle vedalaşıp savaş sahasına gelirken gördüm. Bu sırada birdenbire çadırdan çıkan bir kızın titreyen adımlarla İmam Hüseyin'in(a.s) peşinden koştuğunu ve ona yaklaştığını gördüm. Sonra babasının eteğini tuttu ve seslendi: " انظر الی فانی عطشان " Baba! bana bak ben susadım!
Susamış bir çocuğun ağzından bu kısa ama yürek yakan sözleri duymak, İmam Hüseyin'in acılı yüreği'nin yaralarına tuz serpilmiş gibiydi. Sözleri İmam Hüseyin'i o kadar üzdü ki gözlerinden yaşlar aktı. Gözlerinde yaşlarla o kıza şöyle dedi :" kızım biliyorum susuzsun , Allah sana su verecek, çünkü O benim savunucum ve sığınağımdır."
Hilal der ki : Bu küçük kızın kim olduğunu ve İmam Hüseyin(a.s) ile ilişkisinin ne olduğunu sordum . Bana cevap verdiler : Rukiyye, İmam Hüseyin'in üç yaşındaki kızıdır. (Muhammed Bakır Melbubi'nin olay ve hadislerinden alıntı, cilt 3, s. 192)
Babasının susamış dudaklarını hatırlayarak su içmedi.
Aşura günü düşmanlar yağmalamak için çadırlara hücum ettiklerinde, çadırların içinde Ehl-i Beyt'ten 23 çocuk buldular. Ömer ibn Sa'd'a bu 23 çocuğun susuzluktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu bildirdiler. Ömer bin Sa'd onlara su vermelerine izin verdi. Sıra Hz. Rukiye'ye gelince su kabını aldı ve mezbahaya doğru koştu. Düşman askerlerinden biri sordu nereye gidiyorsun? Rukiye(a.s) dedi ki :" Babam susamıştı, onu bulup su vermek istiyorum." Asker dedi ki :" suyu kendin iç . Baban susuz dudaklarla öldürüldü!"
Rukiyye(a.s) ağlayarak:" o zaman ben de şu içmem" dedi . (İbn'i Muhnif Maktel'i s.131)
İmam Hüseyin'in(a.s) küçük kızı Fatıma Suğra veya Rukiyye'nin acı dolu vefat hikayesi şöyle rivayet edilmiştir:
Hz. Rukiyye Bir akşam harabelerde Hazret-i Zeynep'in yanında oturuyordu. Etrafta dolaşan Şam çocuklarını gördü. Sordu :" Halacım bu çocuklar nereye gidiyorlar?" Hz. Zeynep dedi ki :" Canım kızım, bunlar evlerine gidiyorlar."
Sordu:" Hala! Bizim evimiz yokmu?" Dedi :" Canım benim! Bizim evimiz Medine'de." Medine adını duyunca aklına babasıyla birlikte olduğu güzel anılar geldi. Hemen sordu :" Hala ! Babam nerede?" Dedi ki :" bir yolculuğa çıktı." Çocuk daha fazla konuşmadı, harabelerin köşesine gidip dizlerine sarıldı ve hüzünle uykuya daldı. Gece görünüşe göre babasını rüya âleminde görmüş. Telaşla uyandı, halasına babasını tekrar sordu ve ağlamaya başladı . Harabedeki bütün insanlar onun inleme ve ağlamasıyla inleyip ağlamaya başladılar.
Haberi Yezid'e götürdüler, Yezid babasının kesik başının ona götürülmesini emretti. Seyyid-i Şuheda'nın kesik başı harebeye getirildi ve bu kızın önüne konuldu. Hz. Rukiyye örtüyü kaldırdı, Seyyid-i Şuheda'nın pak başını gördü, başı aldı ve ona sarıldı. Babasının alnını ve yüzünü öptü ve iç çekişleri ve inlemesi daha da şiddetlendi ve şöyle dedi :" Canım Babam! Yüzüne kanı kim bulaştırdı? Canım babam! Boynundaki damarları kim kesti? Canım babam! çocukken beni kim yetim bıraktı? Canım babam! Yetim çocuk büyümek için kime sığınmalı? Baba! Keşke toprağı başıma yastık etseydim (ölseydim) ama senin yüzünü kana bulanmış görmeseydim."
İmam Hüseyin'in küçük kızı okadar dil döktü ve babasının başıyla konuştu , ta ki sustu. Herkes uyuyakaldığını düşündü. Yanına geldiklerinde vefat etmişti. Gece aynı o harabeye gömdüler.
Welayet News
Yeni yorum ekle