Yeni Güç Geometrisinde ABD Hegemonyasının Son Nefesleri ve İran'ın Güçlü Konumu
İran Genelkurmay Başkanlığı Sözcüsü Tuğgeneral Ebulfazl Şikarçi, “İnsanlar şunu bilmelidir ki, ABD’nin tek kutupluluğu ve hegemonyası son nefeslerini veriyor ve İran İslam Cumhuriyeti, yeni güç geometrisi açısından bölgesel ve küresel olarak önemli bir konuma sahiptir” dedi.
Welayet News - İran Genelkurmay Başkanlığı Sözcüsü Tuğgeneral Ebulfazl Şikarçi, “İnsanlar şunu bilmelidir ki, ABD’nin tek kutupluluğu ve hegemonyası son nefeslerini veriyor ve İran İslam Cumhuriyeti, yeni güç geometrisi açısından bölgesel ve küresel olarak önemli bir konuma sahiptir” dedi.
General Ebulfazl Şikarçi, dün İran’ın Doğu Azerbaycan bölgesinin medya yöneticileri ve yetkilileriyle düzenlenen samimi bir toplantıda şu açıklamalarda bulundu: ‘Azerbaycan tarih boyunca yabancı kültürlerin işgaline karşı her zaman güçlü ve kuşatılamayan kalelerden biri olmuştur ve dini temellerden biri olarak farklı tarihi dönemlerde birçok büyüğü ülkeye tanıtmış ve belirli dönemlerde tarihi rolünü çok iyi oynamıştır.
İnkılaptan önce ve sonra Azerbaycan'ın meşhur ve büyük şahsiyetlerinin uzun listesi, bu şehrin önemli konumu hakkında hiçbir şüpheye yer bırakmamıştır.
Allame Muhammed Taki Caferi, Allame Tabatabai, Gazi Tabatabai, Mirza Cevad Ağa Meliki Tebrizi, Üstad Şehriyar gibi meşhur isimlerden bahsetmek, bu büyüklerin İran'a ve İslam'a ne kadar değerli hizmetleri olduğunu bilmek için yeterlidir. Azerbaycan, inkılaptan önce ve sonra İran'a ve İslam'a karşı vazifesini yerine getirdi ve her zaman Pehleviliğin iç zorbalığına ve ardından inkılap karşıtlarına ve zalimlere karşı mücadelenin ön saflarında yer aldı.
Azerbaycan, onur, direniş ve velayete bağlılıkla dolu bir tarihe sahiptir ve bunun ışığında Mehdi ve Hamdi Bakıri kardeşler, Hasan Bakıri, Ali Tecellayi ve Şehit Hasan Şefi Zade ( Devrim Muhafızları Topçu Birliğinin Kurucusu) gibi büyük şehitleri inkılaba armağan etmiştir.
Azerbaycan, inkılabın amaçlarının peşinden gitmekte en ufak bir tereddüt göstermeden, canlı ve dinamik olarak İslam İnkılabının velayete en bağlı üslerinden biri olmaya ve tarih yazmaya devam ediyor.
Azerbaycan halkının bu canlılığı ve dinamikliği bölge düşmanlarının halk arasındaki saflarda ihtilaf yaratmaya çalışmasına neden olmuştur ama düşmanlar şimdiye kadar bunu başaramamış ve bundan sonra da başaramayacaklardır.
Bugün birleşik bir savaş şeklinde ortaya çıkan İslam İnkılabı düşmanları ile mücadelenin zorlukları, her ne kadar savunma aynı şekilde var olsa da savaş şekil değiştirmiş olsa da bu mücadelenin düşmanın yumuşak savaşına göre bir saldırı düzeninin alınması gerektiğine dair önemli bir mesaj içermektedir. Bu savaşın doğası gereği medya, yumuşak savaşın komutanları ve subayları olarak belirleyici bir konuma ve role sahiptir. Hakeza İslam İnkılabı Rehberi’nin de sürekli olarak cihad-ı tebyinden bahsetmesi bu konu doğrultusundadır.
Birleşik savaşta düşman, celladın ve şehidin yerini değiştirir. Düşman, ülkenin her konudaki başarısına sansür uyguluyor ve yok sayıyor. Var olanın çok ötesindeki yetersizlikleri öne çıkarmaya, kamuoyuna hâkim olmaya ve ardından da yetkililerin bilgi işlem aygıtlarını kendi dayattığı söylemlerle yok etmeye çalışıyor.
Medya mensupları, başarıları ve başarısızlıkları anlatırken olayları doğru analiz ederek, düşmanın ülkenin durumunu karartmak için çizdiği tehlikelere sevgi ve kin gütmeden dikkat çekmekle görevlidir.
İnsanlar, ABD’nin tek kutupluluğunun ve hegemonyasının ölmekte olduğunu ve İran İslam Cumhuriyeti'nin yeni güç geometrisi açısından bölgesel ve küresel bir konuma sahip olduğunu bilmelidir.
Mevcut gelişmeler, İran İslam Cumhuriyeti’nin günden güne şeref ve otoriteye doğru ilerlediğinin ve düşmanların gerilediğinin göstergesidir. Medyanın bugünkü görevi, tarih yazan bu gelişmeleri doğru bir şekilde çizip analiz etmektir.’
Yeni yorum ekle