Siyonist İsrail, İran'daki Lityum Rezervlerinin Keşfinden Endişe Duyuyor

Pt, 12/06/2023 - 09:11

Siyonist rejim gazetelerinden Maariv, İran'da lityum rezervlerinin keşfedilmesinin önemi hakkında yayınladığı haberinde şunları yazdı. 

Welayet NewsSiyonist rejim gazetelerinden Maariv, İran'da lityum rezervlerinin keşfedilmesinin önemi hakkında yayınladığı haberinde şunları yazdı: ‘Bu olay denklemlerin ve güç dengelerinin değişmesine ve İran'ın jeopolitik konumunun güçlenmesine yol açacaktır ve bu Tel Aviv için çok endişe vericidir.

İran, Mart ayında büyük lityum rezervlerini keşfettiğini açıkladı ve İran radyosu, İran'ın sanayi, madencilik ve ticaret bakan yardımcısı Muhammed Hadi Ahmedi'den naklen şu ifadelerde bulundu: ‘Hemedan'da ilk kez büyük lityum yatakları keşfedildi ve miktarının 8,5 milyon ton olduğu tahmin ediliyor.’

İran'da lityum madenciliğinin keşfi ve olası sonuçlarıyla ilgili haberlerin yayınlanmasıyla birlikte, bu konu dünya medya çevrelerinde en önemli konulardan biri haline geldi ve çeşitli analistler ve siyasi gözlemciler bu önemli keşfin çeşitli sonuçlarını araştırdılar ve bu uzman analizleri bugüne kadar devam ediyor. Siyonist rejim gazetelerinden Maariv de dünkü sayısında (11 Haziran) bu keşfin güç dengelerini değiştireceğini ve bunun İran hükümeti için eşi benzeri görülmemiş bir fırsat olduğunu yazdı.

İran'da lityumun keşfi ve bölgedeki güç dengelerinin değişmesi

Jeopolitik meseleler uzmanı Anat Hochberg Marum, Siyonist rejim gazetelerinden Maariv’e verdiği röportajda şunları söyledi: ‘İran'da lityum kaynaklarının keşfi, bölgesel güç dengelerinin değişmesine yol açabilir ve Tahran'a benzeri görülmemiş bir jeopolitik ve ekonomik konum kazandırabilir.

İsrail, Tahran'ın bu keşfi kendi lehine nasıl kullanmaya çalışacağını öğrenmek için titizlikle bu konuyu takip ediyor.

İran'ın askeri gücü ve Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır başta olmak üzere Arap ülkeleri ile ilişkilerinin yeniden başlaması, ayrıca bu ülkenin Hindistan ve Pakistan gibi ülkelerle yaptığı deniz tatbikatları İsrail için temel endişe kaynağıdır.’

Bu Siyonist gazete, İran'ın İslam dünyasının en büyük ülkesi olan Endonezya ile yakın ilişkilerinden, Tahran'ın Rusya ve Çin ile stratejik ilişkilerini güçlendirmesinden duyduğu endişeyi de dile getirdi.

İran'ın jeopolitik etkisinin artacağını tahmin ediliyor

Maariv Gazetesi şu tahminde bulundu: ‘Yakında İran'ın ekonomik durumu ve jeopolitik etkisi büyük ölçüde artacaktır ve bu, Şili'den sonra dünyanın en büyük ikinci lityum sahasının İran'ın batısındaki Hemedan eyaletinde 8,5 milyon tonluk büyük bir lityum sahasının keşfedildiği bir durumda yaşanacaktır.

 

İran, bu sayede şu anda 89 milyon ton olarak tahmin edilen dünya beyaz altın rezervlerinin yüzde 10'una sahip olacaktır ve bu, İran ekonomisini kurtarabilecek ve kendisine uygulanan yaptırımların etkinliğini geçersiz kılabilecek bu keşif, bir dönüm noktasıdır. Bu keşif İran için "kazanan kart" olarak kabul edilebilir.’

Anat Hochberg Marum şu ifadelerde bulundu: ‘Bu keşif, küresel enerji ve madencilik pazarlarının yanı sıra lityum piller ve elektrikli araçların küresel endüstrileri üzerinde de önemli bir etkiye sahip olabilir. Tüm bu konuların küresel ekonomi ve siyasette kapsamlı değişimlere yol açması ve Ortadoğu'nun yeniden ağırlık merkezi haline gelmesi bekleniyor.’

Rey el-Yevm Gazetesi de bu haberi yayınlayarak, İran Sanayi ve Madencilik Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkiliden naklen şunları yazdı: ‘Bu, Güney Amerika dışındaki dünyanın en büyük lityum rezervuarıdır. 9,2 milyon ton lityum rezervine sahip olan Şili'den sonra İran, lityum rezervi bakımından dünyanın ikinci büyük ülkesidir. Arjantin, Bolivya ve Şili, dünyadaki lityum kaynaklarının %58'ine sahiptir.

Bu lityum madeninin keşfi, bu madenin elektrikli arabalar, dizüstü bilgisayarlar, cep telefonları, güneş panelleri ve aksesuarları da dahil olmak üzere çeşitli elektronik endüstrileri için pil üretimindeki ve enerji depolamadaki yüksek değeri ve önemi nedeniyle taçtaki mücevher gibidir.’

Maariv Gazetesi haberinin devamında şu itiraflarda bulundu: ‘Bu keşif, İran'a ekonomi ve enerji sektöründe benzeri görülmemiş ve büyük bir fırsat sunuyor.

Bu keşif amaçlı lityumun madenciliğinin kalitesi ve maliyeti bilinmesine rağmen, dünya lityum tüketiminin yaklaşık onda birini sağlamanın ve bu stratejik hammaddeyi kontrol altına almanın, İran'ı küresel siyaset ve ekonomide önemli bir jeopolitik oyuncu haline getireceği açıktır.

Kötüleşen iklim krizinin gölgesinde, bu lityum sahasının keşfi, nükleer enerji de dahil olmak üzere diğer enerji kaynaklarıyla birlikte Tahran hükümeti için bir güç, siyasi, ekonomik ve enerji nüfuzu kaynağı olacaktır. İran'ın tüm bu meselelerden ve bunların bölge ülkelerindeki ve hatta uluslararası arenadaki yansımalarından faydalanması beklenmektedir.

Dolayısıyla bu mesele İran'ın nüfuzunu önemli ölçüde artırmakla kalmayacak ve İran’ın nüfuzu hatta başta dünyanın en büyük petrol üreticileri olan Suudi Arabistan ve BAE olmak üzere Fars Körfezi'ndeki Arap ülkelerinin nüfuzunu aşacak ve bölgedeki güç dengelerini İran lehine değiştirecektir.

 

Dolayısıyla bu konu, İran'ın çeşitli ekonomik ve güvenlik ittifakları ve anlaşmaları çerçevesindeki müzakere konumunu güçlendirmekte ve Ortadoğu'daki çeşitli aktörler arasında bir ağırlığa dönüştürmektedir ve ilgi odağını petrol piyasasından bölgedeki beyaz altın ve lityum madenciliği endüstrilerine kaydırmaktadır.

Küresel lityum fiyat istikrarı

Ayrıca, orta ve uzun vadeli ekonomik açıdan bakıldığında, bu minerale yönelik küresel talebin sürekli artması ve elektrikli araçlar için lityum-iyon piller nedeniyle son yıllarda artan lityum fiyatlarının korunması bekleniyor. Sonuç olarak, İran ekonomisi büyük ölçüde zenginleşiyor.’

Amerika ve İsrail, İran'ın lityum rezervlerinden endişeli

Maariv haberinin devamında şunları yazdı: ‘İran'da lityum rezervlerinin keşfi, ABD ve müttefikleri, özellikle İsrail karşısında bir zaferdir. Ayrıca bu, İran'ın Çin ve başta Endonezya olmak üzere diğer Güneydoğu Asya ülkeleri ile daha yakın ilişkiler kurmasına ve Orta Doğu ile Asya arasındaki ilişkilerin güçlenmesine yol açabilir.

Tahran'a göre, bu lityum rezervlerinin keşfi aslında çok sayıda aktör arasında manevra kabiliyetini artırıyor ve bu da bu ülkeyi ABD'ye ve Batı'ya daha az bağımlı hale getirebilir.

Hiç şüphesiz İran, nükleer olmanın eşiğinde olan bir ülke olarak, özellikle lityum sahasının keşfi düşünüldüğünde, cesaret, kalkınma ve yüksek motivasyon ile birlikte siyasi, ekonomik ve enerji gücüne sahiptir ve şimdikinden çok daha tehlikeli hale gelmesi beklenmektedir.’



Yeni yorum ekle