İran Meclisi Başkanı Muhammed Bakır Galibaf, Tahran’da düzenlenen Uluslararası Yeni Dünya Düzeninin Geometrisi konferansında yaptığı konuşmada, İran’ın bölgedeki konumuna ve önemine değindi ve İran'ı bölgede önemli rol oynayan bir ülke olarak nitelendirdi.

Welayet News  - Galibaf, İran’ı dünyadan izole etmek için adımlar atıldığını, ancak güçlü ve etkili bir ülke olan İran’ı izole etmenin mümkün olmadığını belirtti.

Siyonist Rejimin bölgedeki gayrimeşru varlığının bölgesel meseleleri karmaşık hale getirdiğini belirten İran Meclisi Başkanı, şu ifadelerde bulundu: ‘Siyonist Rejim ile ABD İran'ı bölgedeki Müslüman ülkelerin düşmanı olarak göstermek için büyük çaba sarf ediyorlar ama tabi bunu başaramayacaklar. İran bu planı çökertmek için doğru ve akıllı bir yaklaşım sergiledi, ancak bu tehlikeye dikkat edilmesi gerekmektedir.

Dünya düzenindeki değişimin sadece siyasi alanla sınırlı olmadığını ve başka yeni değişkenleri de beraberinde getirdiğini ifade eden İran Meclis Başkanı şu ifadelerde bulundu: ‘Bu değişim tek boyutlu değil çok boyutludur. Gelecekteki gelişmelere kapsamlı ve detaylı bakmak ve dikkat etmek gerekir. Özneleri ve aktörleri bilmek çok önemlidir çünkü onlar rol oynar. Yapılar bir piramitten bir ağa dönüşmüş, daha karmaşık ve derinleşmiş olmalıdır. İkinci dinamik nesilden üçüncü sibernetik nesle geçtik. Bu nesilde, yeni ağlar ve aktörlerle ağ oluşturma ve yönetim çok önemlidir ve küresel düzen üzerinde bir etkiye sahiptir. Farkları bilmelisiniz çünkü yeni sistem tüm boyutları içeriyor ve bunun özelliklerinden biri de kontrol edilebilir ve tersine çevrilebilir olmasıdır. Yani farklı boyutlardaki birleşik savaşlardan bahsederken bunlar dikkate alınmalıdır. Bunun bir örneğini Ukrayna savaşında ve teknolojideki değişimlerde gördük. Bütün olaylar amaca yöneliktir, önemli olan kendi kendini düzenlemesidir. Bu bakış açısıyla ülkede geçen yıl yaşanan olaylara dikkat edilmeli ve bunların yanı sıra teknik ve teknik olmayan alanlar da ele alınmalıdır. Konuyu, boyutlarını ve karmaşıklığını anlamak önemlidir.

Müslümanlar olarak önceliğimiz, Doğu Asya’dan Batı Afrika’ya kadar gelecekteki yeni düzende daha fazla yakınlaşma ve uyum içinde olmamızdır. Bu durum, yeni asırda, İslam’a ve Müslümanlara şeref ve izzet kazandıracaktır.’