Direniş Ekseni ABD'nin Suriye'yi parçalama planını bozdu (Analiz)
Arap ülkeleri, ABD’nin politikalarına uymanın faydasız olduğunu anladıktan sonra Beşar Esad hükümetini resmen tanımak zorunda kaldı.
Welayet News - Son günlerde Arap Birliği'ne üye ülkelerin dışişleri bakanları, Beşşar Esed hükümetinin, Birliğe dönmesi konusunda anlaşmaya vardı.
Arap Birliği, Suriye krizini çözmek için BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararına göre ciddi adımlar atacağını duyurdu.
Arap Ülkelerinin Suriye İle Normalleşme İçin Rekabeti
Suriye’nin üyeliği 16 Kasım 2011’de Kahire’deki dışişleri bakanları toplantısında askıya alınmıştı.
Bu gelişme, Suriye'nin Arap Ligi'ne dönmesini engellemeye çalışan ABD'nin birçok Arap ülkesine yaptığı baskısı sonucu gerçekleşti.
Geçtiğimiz mart ayında ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya ortak bir açıklama yayınlayarak Suriye ile ilişkileri normalleştirme çabalarını desteklemediklerini vurguladı.
Öte yandan ABD, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın mart ayında BAE'ye yaptığı ziyareti "hayal kırıklığı" olarak nitelendirdi ve Esad'ı meşrulaştırma girişimi olduğunu bildirdi. Washington yönetimi, Şam hükümetinin BM kararına dayalı siyasi bir çözümü kabul etmedikçe Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırmayacağını ve bu ülkenin yeniden inşa sürecine destek vermeyeceğini vurgulamıştı.
Ancak son iki yıldır Arap ülkelerinin Esad hükümetiyle yakınlaşmak ve bu ülkeyle diplomatik ilişkileri yeniden tesis etmek için rekabet ettiğini görüyoruz. ABD'nin baskısı sonucu Suriye'yi savaşa sokan ve Beşar Esad hükümetinin devrilmesi için milyarlar para ödeyen bazı Arap ülkeleri, şimdi neden Esad hükümetini resmen tanıyor ve onunla diplomatik ilişkiler kurmaya çalışıyorlar?
Suriye'nin Arap Birliği Üyeliğinin Askıya Alınması
Bu soruyu yanıtlamak için son on yıldaki gelişmelere ve Arap Birliği'nin Suriye'yi nasıl bloke ettiğine bir göz atmak daha doğru olacaktır. Arap Ligi Kasım 2011'de 18 ülkenin olumlu oyu ile Suriye'nin üyeliğini askıya aldı ve bu karara sadece Lübnan ve Yemen karşı çıkmıştır.
Ardından terörizmle mücadele yürüten Suriye yönetimi geniş kapsamlı bir savaşa girerken, Arap ülkeleri ABD'nin baskı altında Şam'a geniş çaplı siyasi ve ekonomik ambargo uyguladı ve hatta Washington’un Suriye yaptırımlarına katıldı.
Ancak ABD'nin Suriye hükümetini devirmek için yürüttüğü uluslararası ve bölgesel çabalarının hiçbiri başarılı olmadı ve Suriye krizi, Amerikan hükümetlerinin hala çözmeyi başaramadığı en zor dış sorunlardan biri haline geldi.
Direniş, ABD'nin Suriye'yi Parçalama Planını Nasıl Çökertti?
ABD'nin Suriye'de IŞİD dahil isyancılar ve terör gruplarına kapsamlı desteği devam ederken, İran liderliğindeki Direniş Ekseni 2011'de Suriye krizinin patlak verdiğinde Şam hükümetinin daveti üzerinde çeşitli terör örgütlerine karşı mücadele için harekete geçti. Askeri danışmanlık için Suriye’de bulunan İran İslam Cumhuriyeti, Şam hükümetinin çökmesini ve bu ülkenin terör örgütleri ve onların bölgesel ve uluslararası destekçileri tarafından yok edilmesini önledi.
Bu bağlamda Şam Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Bessam Ebu Abdullah, yaptığı açıklamada; İran’ın, Suriye halkı ve hükümetinin terör örgütlerine karşı yürüttüğü mücadelede zafere ulaşmasında belirleyici ve stratejik bir rol oynadığını söyledi.
Ebu Abdullah, “İran, 2011’de Suriye krizinin sona erdirilmesi için siyasi bir çözüm sundu. Terörizm ve terör örgütlerine karşı mücadele sergileyen İran bu yolda şehitler de vermiştir.” dedi.
“Şam hükümeti, Suriye krizinde halk güçlerini değerlendirme konusunda deneyime sahip değildi.” diyen Suriyeli uzman, İranlı askeri danışmanların Suriye’de halk güçlerinin oluşturulmasını tavsiye ettiğini anlattı.
General Süleymani; IŞİD'e Karşı Mücadelede Suriye Halkının Kahramanı
Şehit General Kasım Süleymani’nin teröre karşı elde edilen zaferde yapıcı rolü ve Suriye'de sergilediği fedakarlıkları dost ve düşmanlar tarafından onaylanmış bir konudur. Suriye'de General Süleymani komutasındaki iki önemli operasyon şunlar:
-Halep’i Kurtarma Operasyonu: Bu kent Nusra Cephesi, Ceyş El Fetih ve Ahrar El Şam örgütü gibi isyancıların başkenti olarak biliniyordu.
-Deyrizor'u Kurtarma Operasyonu: Bu kent terör örgütü IŞİD’in manevi başkenti olarak biliniyordu.
Arap Devletler Neden Suriye'ye Yakınlaşmayı Düşündüler?
Suriye hükümeti, Direniş Eksenindeki müttefikleriyle birlikte Amerikan cephesinin tüm askeri, siyasi ve ekonomik komplolarına karşı koyup topraklarının büyük bir bölümünü terör örgütlerinin pençesinden kurtarmayı başardı. Bu gelişmelerin ardından Arap devletler 2018’den itibaren Suriye ile ilişkileri yeniden tesis etmek için harekete geçti. Bu doğrultuda pratik bir adım atan ve Şam'daki büyükelçiliğini yeniden açan ilk ülke Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) oldu. Ardından Ürdün, Mısır ve hatta Suudi Arabistan gibi diğer Arap ülkelerinin Suriye yönetimine yakınlaşma çabalarına tanık olduk.
Geçtiğimiz şubat ayında Türkiye ve Suriye'yi vuran yıkıcı depremin ardından, iki ülkenin depremzedeleri konusunda çifte standarda başvuran ABD ve Batı ülkeleri Arap ülkelerine Suriyeli depremzedelere yardım yapmamaları yönündeki baskılarını artırdı, ancak bu ülkeler tüm baskılara rağmen Şam’a dayanışma ve taziye mesajları ve ardından depremzedelere insani yardım ulaştırarak Suriye ile ilişkilerini kademeli olarak düzeltmeye çalıştı.
Bu gelişmeler Beşar Esad'ın BAE ile Umman gezisinin yapılmasına bir başlangıç oldu ve Suriye’nin Arap dünyasının ana gündeminde yer almasına yol açtı. Ancak geçtiğimiz günlerde İran ile Suudi Arabistan arasında 7 yıl aradan sonra diplomatik ilişkilerin yeniden tesis edilmesi için imzalanan anlaşma, Arap ülkelerinin Suriye ile yakınlaşma sürecini hızlandırmasında da olumlu bir etki yarattı. Anlaşmanın ardından Suudiler Şam ile diplomatik ilişkilerini yeniden kurmak için pratik adımlar attı. Ayrıca Suriye'nin Arap Ligi'ne dönmesi gerektiğini vurgulayan ilk ülkelerden olan Suudi Arabistan Kralı Selman, Riyad'da yapılacak Arap Birliği Zirvesi'ne Beşar Esad'ı resmi olarak davet etmiştir.
Riyad hükümeti mart ayında Şam ile diplomatik ilişkileri yeniden kurmak için görüşme başlattıklarını duyurdu. Bu doğrultuda Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan, 12 yıl aranın ardından Dışişleri Bakanlığı düzeyinde Suriye'ye ilk ziyareti gerçekleştirdi. Ayrıca bu ayın başlarında, Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad Suudi Arabistan, Mısır, Tunus, Ürdün ve Cezayir de kapsayan birçok Arap ülkesine ziyaret gerçekleştirdi. Ardından Suriye’nin Arap Birliği’ne dönüşü için ilk adım atıldı. Ürdün, Suudi Arabistan, Mısır ve Irak dışişleri bakanları Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ile Amman’da bir araya geldi.
Suriye’nin Arap Birliği’ne dönüşünü değerlendiren Al Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkan Yardımcısı Eymen Abdulvahap, “Bu olay, Suriye'deki iç gelişmelerin yanı sıra, özellikle İran ile Suudi Arabistan arasındaki anlaşmanın ardından bölgede yaşanan olumlu gelişmeler çerçevesinde değerlendirilebilir. Suriye'nin Arap dünyasına geri dönmesi yeni bir güç dengesinin kurulmasında ve bölge ülkeleri arasındaki iş birliğinin artmasında önemli bir etken olacaktır.” dedi.
ABD, Suriye'nin Arap Birliği’ne Dönüşünden Rahatsız Oldu
ABD yönetimi, Arap Birliği'nin Suriye'yi yeniden örgütün içine dahil etme kararından rahatsız oldu. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vedant Patel, "Suriye'nin şu anda Arap Birliği'ne yeniden alınmayı hak ettiğine inanmıyoruz. Biz Esad hükümeti ile ilişkilerimizi normalleştirmeyecek ve müttefiklerimizle ortaklarımızı bu konuda desteklemeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
Arap yorumcu Abdulvahap, ABD’nin Suriye açıklamasına ilişkin “Washington'ın Suriye'nin Arap Birliği’ne dönüşünü olumlu karşılayamayacağı açıktır. Suriye ilgili iyi gelişmeler İsrail'i de olumsuz etkiliyor.” diye konuştu.
Birçok gözlemciye göre İran ile Suudi Arabistan arasındaki anlaşmayla başlayan ve Suriye'nin Arap Birliği’n alınmasıyla sonuçlanan bölgedeki yeni gelişmelerin en büyük kaybedeni İran karşıtı koalisyon oluşturmaya çalışan Siyonist İsrail’dir.
Yeni Gelişmelerde Suriye Neden Başarılı Oldu?
Yayınlanan birçok analizde Suriye’nin Arap Ligi'ne dönüşün Şam için bir zafer olarak görüldüğü söyleniyor; bu, Şam hükümeti ve Suriye halkının son on yıldaki amacının sadece Arap Birliği'ndeki koltuğunu yeniden kazanmak olduğu anlamına gelmez. Gerçek şu ki, Arap Birliği son 20 yılda üye ülkelerin sorunlarını çözen bir Arap örgütünden ziyade ABD'nin talimatlarını yerine getiren bir kurum haline gelmişti. Arap Birliği’nin Libya savaşı, Suriye krizi ve ABD'nin Irak'ı işgali ile ilgili stratejik hataları bunun kanıtıdır. Bu nedenle, Arap Birliği'nin köklü bir değişime ve Arap meselelerinin çözümü için yeni bir yol haritası çizmeye ihtiyacı var, aynı zamanda yabancı güçlerin kararlarını etkilemesinden kurtulması gerekir. Suriye'nin koşulsuz şartsız olarak Lig’e alınması Şam için önemli bir zafer sayılır. Arap ülkeleri ABD’nin politikalarına uymanın faydasız olduğunu anladıktan sonra Beşar Esad hükümetini resmen tanımak zorunda kaldı.
Yeni yorum ekle