İran, Filistin Ulusunun Bölgedeki İlk Ve En Büyük Destekçisidir

Per, 15/12/2022 - 09:27

Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı, İran İslam Cumhuriyeti'nin Filistin ulusunun bölgedeki ilk destekçisi olduğunu belirterek şunları söyledi: ‘Filistin, kurtuluş yolunda ilerliyor ve işgalciler bu topraklardan atılana kadar Filistinlilerin yanındayız.’

Welayet News  - Hizbullah Genel Sekreteri Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, "Filistin Milleti ile Uluslararası Dayanışma Günü" münasebetiyle çok sayıda Hizbullah yetkilisinin ve milletvekilinin ve Filistinli grupların ve birçok Ehlisünnet ve Şii âliminin katılımıyla düzenlenen "Müslüman Âlimler Meclisi" konferansında yaptığı konuşmada şu açıklamalarda bulundu:

‘Bugünü, Filistin ulusunun 75 yıllık acısı, cihadı ve fedakarlığı hakkında konuşmak için kullanıyoruz. Bugün, Filistin halkının denizden karaya tüm topraklarını geri alma hakkını vurgulamak içindir. Cihad yolunda inancımıza ve görevimize bağlıyız ve Allah-u Teala, işgalci Siyonist rejim de dâhil olmak üzere Allah düşmanlarına karşı duran herkesi desteklemektedir. İşgalci rejimin işlediği suç ve cinayetleri ve bu rejimin sadece Filistinliler için değil tüm insanlık için oluşturduğu tehlikeleri dünyaya göstermek görevimizdir. Siyonist düşmanın zulmüne ve işgaline karşı Amerika'nın, Batı'nın ve dünya güçlerinin taassubunu ve desteğini tüm dünyaya göstermeliyiz.’

Şeyh Naim Kasım, medyada, tribünlerde, analizlerde, tartışmalarda, eğitimlerde ve tutumlarda Filistin ve Kudüs'ün varlığının önemine değinerek şunları söyledi: ‘Filistin, bizim duruşlarımızdan ve analizlerimizden eksik kalmamalıdır. Duruşlarımızla ve bu medya ve dernekler aracılığıyla, denizden karaya Filistin'in özgürlüğü için adil bir çözüm bulunmasına yardımcı olmalı ve Filistinlileri desteklemeliyiz. Filistin devleti 1967 sınırlarına göre belirlenmemelidir. Çünkü bu yıl belirlenen sınırlar Filistin'in yüzölçümünün yüzde 20'sine denk gelmektedir.

1967 sınırlarına göre Filistin devletinin kurulmasını kabul etmiyoruz. Aksine, Filistin Devleti bu toprakların tüm alanını ve Kudüs'ün başkentini içerir. Filistin, halkının büyüdüğü topraklardır. Bu topraklar, bütün dünya onları desteklese bile, dünyanın farklı yerlerinden oraya gelenler için değildir. Nihayetinde, Filistin halkı topraklarını yönetmeyi ve orada yaşamayı herkesten daha fazla hak ediyor ve Allah'ın izniyle ülkelerini işgalci düşmandan geri alacaklardır.’

Şeyh Naim Kasım konuşmasının devamında, Fas milli takımının Katar Dünya Kupası'nda Filistin bayrağını dalgalandırmasına da değinerek şu ifadelerde bulundu: ‘Bu olay, Filistin'in özgürlüğüne dair samimi umudu ifade ediyor ve Arap ve Müslüman gençlerin her yerde Filistin'i desteklediğini görüyoruz. Arap ve Müslüman ülkelerden gençlerin Siyonist medya ile röportaj yapmayı reddettiklerini de gördük ve bu, Arap ve İslam uluslarının zihinlerinde ve kalplerinde Filistin'in ve davasının varlığını gösteriyor.

Siyonist rejimle normalleşme projesi bölgede ölü bir şekilde dünyaya geldi ve milletler üzerinde hiçbir etkisi yok. Çünkü bölgenin otoriter rejimleri ile işgalciler arasında imzalanan anlaşmaların bu ülkelerin halkları ve Filistin ulusuyla hiçbir ilgisi yoktur. Filistinliler mücadelelerini ve cihatlarını ilan ettiler ve Arap ve Müslüman milletler ve dünyanın tüm özgür insanları da onları destekliyor ve Filistin'in yabancılara ait olmadığını, alınıp satılamayacağını haykırıyorlar.

Büyük Filistin milleti, 7 yıllık işgale rağmen bu toprakların hala yaşadığını kanıtladı. Bu toprakların kurtuluşuna kadar Filistinlilerin yanındayız. İşgale karşı direnmek bir sorumluluk ve görevdir. Bizler zulüm altına girmemeliyiz ve Filistin'i özgürleştirme çabasını her zaman vurguluyoruz. Direnişin varlığını meşrulaştırmaya ihtiyacı yoktur. Aksine, direnişe karşı olanlar, Filistin meselesine karşı kayıtsızlıklarının açıklamasını yapmalıdır.

Direniş, Filistin ulusu ve bu toprakların kurtuluşu için tek seçenektir. İşgalci düşmana karşı Filistin direnişini görüyoruz. Bu direniş, "Kudüs’ün Kılıcı" ile başlayıp "Meydanların Birliği”, ardından “Ormanın Aslanları” ve Nablus ve Cenin taburlarına ve Filistin'in bütün köy ve şehirlerine kadar ulaştı. Eğer bugünkü Filistin'i geçmiş on yıllar ile karşılaştıracak olursak, Allah'ın izniyle her şeyin bu toprakların özgürlüğüne doğru ilerlediğini anlarız.

Filistin yalnız değildir, direniş ekseni ve tüm Arap ve İslam milletleri ve İran İslam Cumhuriyeti temsilciliğinde direnişin özgürleri Filistin ve halkının yanındadır.

Talihsiz Camp David anlaşmasından sonra ve bölge ülkeleri Filistinlilere işgalcilere direnmemeleri için baskı yapınca, İmam Humeyni (r.a), İran İslam Cumhuriyeti'ni kurarak Filistin'i desteklemek için ilk adımı attı ve İran'da Siyonist rejimin büyükelçiliği yerine Filistin büyükelçiliğini açtı. O zamandan beri İran'ın Filistin'e desteği devam etti ve derinleşti.

İran her düzeyde direnişe desteğini açıklamıştır ve her zaman mazlumların yanındadır. Hizbullah da işgalci rejimle mücadelede dini, ahlaki ve milli görevini yerine getirmiştir.’



Yeni yorum ekle