KUR’AN’DA TEDEBBÜR NEDİR? - 3 -
Allah Resulü (s.a.a) Gadir Hutbesi’nde şöyle buyurur:
Welayet News - ‘Ey insanlar, Kur’an’da tedebbür edin, ayetlerini ve muhkemlerini anlayın; müteşabih olanların peşi sıra gitmeyiniz! Allah’a andolsun O size tek bir nuru beyan edecektir. O’nun tefsirini size açıklayabilecek tek kişi şu, benim elini tuttuğum kişidir.’[1]
-Emirülmüminin (a.s) şöyle buyurur:
‘Unutmayın, içinde tedebbür olmayan kıraatin hiçbir hayrı yoktur.’[2]
-Hazreti Zehra (s.a) Fedekiyye Hutbesinde, Muhammed Suresindeki bir ayete benzer bir söz söyler:
‘Ey Müslümanlar, acaba Kur’an’dan tedebbür etmez misiniz? Yoksa kalpleriniz kilitlenmiş midir?’[3]
-İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyurur:
‘Allah azze ve cellenin kitabı dört şey üzeredir: ibaret, işaret, lataif/incelikler ve hakikatler. İbaret, avam içindir. İşaret havas, seçkinler içindir. İncelikler Allah velileri içindir ve hakikatler enbiya içindir.[4]
-İmam Bakır (a.s):
‘Kitabın müphem/anlaşılmaz olduğunu iddia eden hem helak olmuş hem helake sebep olmuştur.’[5]
-Hazreti İmam Humeyni (k.s) şöyle buyurur:
Bu nurani sayfalardan faydalanma önündeki perde ve engellerden biri de şu inançtır: Müfessirlerin yazıp yahut anladıklarının dışında, hiç kimsenin Kur’an’ı Şeriften faydalanma hakkı yoktur. Onlar, yasaklanmış olan ‘reye göre tefsir’le ayet-i şerife üzerinde tefekkür ve tedebbürü birbirine karıştırmışlardır. Böylece bu fasit görüş ve batıl inançlarıyla Kur’an-ı Şerifi bütün faydalanma metotlarından uzaklaştırmış ve onu tamamen mehcur/terkedilmiş kılmışlardır. Oysaki ahlaki, imani ve irfani istifadelerin hiçbiri hiçbir surette (Kur’an) tefsiriyle ilgili değildir ki ‘reye göre tefsir’ kapsamına girsin.[6]
İslam İnkılabı Rehberi, Kur’an da tedebbürle ilgili şöyle buyurur:
‘Aslında tedebbür, tefsir etmek için değildir; muradı anlamak içindir. İnsan bütün bilgece sözleri şu iki şekilde telakki edebilir: biri, başıboş ve önemsemeyerek diğeri, dikkatlice ve merak ederek. Bu düzey, tefsir etmek ve tabir etmek/yorumlamak aşamasına henüz yetişmemiştir aslında. Kur’an’da gerekli olan tedebbür, Kur’an’a önem vermeksizin bakmama Yani siz okuduğunuz her ayet-i kerimede, durup bakmamak aktır.
Düşünmeli ve derinliğini görmeye çalışmalı ve anlama gayreti peşinde olmalısınız. İşte söz konusu tedebbür budur. İnsan, rey ile tefsirden ibaret olan kendi zevkini Kur’an’a yükleme girişiminden uzak bir şekilde okuyacak olursa, görürsünüz ki marifet kapıları, ayetin içeriği hasebiyle ve ayetin içeriği her ne ise ona göre açılacaktır.[7]
Çeviri: İsmail Avci
1-Vesailuş’Şia c.27, s.193
2-Usul’ül Kafi, c.1, s.36
3-El İhticac, c.1, s.104; El Menakıb, c.2, s.206
4-Bihar’ul Envar, c.09, s.20
5-Vesailu’ş-Şia, c.27, s.19
6-İmam Humeyni, Ruhullah, Adabu’s Salat, s.199
7-09.10.2008, Hz. Zehra’nın(s.a) miladı münasebetiyle sohbet toplantısından
Yeni yorum ekle