Direniş güçleri bölgede İsrail donanmasını nasıl felç etti?
Bölgede Direniş Ekseni’nin deniz gücünün boyutlarının ortaya çıkması ve Lübnan Hizbullah Hareketi’nin bu alanda Siyonist düşmana karşı çizdiği yeni denklem, Siyonistleri karşılaştıkları yeni tehlikeleri önemsemeye zorlamıştır.
Welayet News - Beyrut ile Tel Aviv arasındaki kara ve deniz sınırı anlaşmazlığı ve Hizbullah'ın bu konuda çizdiği denklemler, birçok iç ve dış sorunla uğraşan Siyonist İsrail’i karşılaştığı yeni tehlikeleri önemsemeye zorlamıştır.
Uzmanlar hava ve karada Direniş Ekseni’ne karşı hezimete uğrayan Siyonist Rejim’in donanmasının direnişin tehditleriyle başa çıkmada ordunun ana birimlerinden biri olarak kabul edildiğine inanıyorlar. Dolayısıyla İsrail'in denizdeki sorunlarının tehlikesinin bu rejimin diğer krizlerinden daha az olmadığı söylenebilir.
Geçmişte de deniz korsanlığı yapan Siyonit Rejim donanması saldırı ve işgal projelerini deniz üzerinden sürdürmeye çalışıyor. Ocak 2002'de rejim donanması, Gazze Şeridi için silah taşıma gerekçesiyle Kızıldeniz'de "Karin" gemisine el koydu. Siyonistler Kasım 2009'da da Hizbullah'a silah taşıma gerekçesiyle başka bir gemiye saldırı gerçekleştirdi. İşgal rejiminin donanması Gazze açıklarında Filistinli balıkçıların hedef alınmasında her zaman önemli bir rol oynamıştır.
31 Mayıs 2010'da Siyonist İsrail, Gazze Şeridi'ne ablukasını kırmak için 37'den fazla ülkeden gönüllülerin bulunduğu "Mavi Marmara" gemisine düzenlediği baskında 10 kişi hayatını kaybetmiş, 50'den fazla kişi yaralanmıştı.
İşgalci rejimin donanması defalarca Filistin direnişinin liderlerini terörle ortadan kaldırmaya çalıştı; Kemal Advan, Kemal Nasır ve Muhammed Neccar 10 Nisan 1973’te Beyrut'ta gerçekleştirilen operasyonda ve Ebu Cihad ise 1988’de düzenlenen terör sonucu şehit oldu.
Siyonist İsrail’in tüm bu canice operasyonları denizde hiçbir engel olmaksızın gerçekleştirildi ve rejime ait botlar ve savaş gemileri bölgede cirit atardı. Ancak Temmuz 2006 yılında İsrail ile Lübnan Hizbullah Hareketi arasında yaşanan savaş Siyonistlerin denizdeki tüm planlarını alt üst etti; Öyle ki Hizbullah, rejimin "Saar 5" savaş gemisini hedef alarak imha etti. Bu olayın ardından Siyonistler, Hizbullah'ın deniz saldırılarından korktuğundan ve özellikle Mossad’ın direniş gruplarının elindeki füzelere dair bilgilere ulaştıktan sonra yeni tedbirler aldı.
Bu bağlamda Al-Mayadeen internet sitesi, Filistin direnişindeki kaynaklara atıfta bulunarak bir analiz yayınladı.
İsrail'in direnişin deniz alanındaki yeteneklerinden ve karadan denize ateşlenen füzelerinden korktuğu için geçtiğimiz Ağustos’ta yaşanan çatışmada Gazze Şeridi kıyılarına yaklaşmadığı kaydedilen analizde şu ifadelere yer verildi:
“Siyonist Rejim, İslami Cihad Hareketi’nin bu savaşta İsrail gemilerini füzelerle vuracağından endişeliydi.
Siyonist İsrail denizde korsanlık operasyonlarını sorunsuz şekilde sürdürebileceğini düşünürken, son yıllarda rejimin gemileri defalarca hedef alındı. 26 Şubat 2021’de bir İsrailli şirkete ait Bahama bandıralı Helios Ray isimli kargo gemisi iki füze ile hedef alındı. 25 Mart 2021’de de rejimin kargo gemisi, Arap Denizi'nde saldırıya uğradı. İsrail gemilerine yönelik saldırılar 2021'de devam etti ve Nisan 2021'de BAE açıklarında bir İsrail gemisine füze saldırısı düzenlendi. İki ay sonra, Umman açıklarında İsrailli bir iş adamının şirketine ait bir petrol tankeri saldırıya uğradı.
Bu saldırılarının ardından Siyonistler, denizde artık üstünlüklerinin olmadığını ve bölgede çeşitli alanlarda rejimin zorbalarına karşılık verebilecek başka güçlerin olduğunu fark ettiler.”
Ancak burada Siyonistlerin denizcilikte karşılaştığı yeni risklerle ilgili endişe duyduğu önemli soru şu: Bölgede İsrail'i tehdit eden riskler bu seviyede kalacak mı? Deniz ticaretine bağımlı olan İsrailliler konumlarının risk altında olmadığı konusunda rahatlayabilirler mi?
Bu kapsamda Hayfa Üniversitesi'ne bağlı Siyasi Araştırmalar ve Denizcilik Stratejisi Merkezi, "Denizcilik Stratejik Raporu" başlıklı bir yazıda, bölgedeki Direniş Ekseni’nin İsrail'e uyguladığı deniz ablukasına değindi.
İsrail'in baş edemediği bir krize giriğini anlatan yazıda, “Bölgesel bir çatışma patlak vermesi halinde deniz savaşı İsrail için kötü sonuçlar doğuracak; Çünkü İsrail, İran, Suriye, Lübnan, Yemen ve Gazze Şeridi olmak üzere 5 cephe ile çevrilidir.” ifadesi kullanıldı.
Siyonist Rejim’in dünya ülkeleriyle ticarette kullandığı deniz yollarına yakından baktığımızda, tüm bu yolların Tel Aviv düşmanlarının ateş hattında olduğunu görüyoruz.
Kanıtlar, Fars Körfezi ve Umman Denizi üzerinde tam kontrole sahip Direniş Ekseni ülkelerinin, İsrail gemilerinin trafiğini kolayca izleyebildiğini gösteriyor. Öte yandan direniş güçleri herhangi bir çatışmada İsrail hedeflerini vurma konusunda füze ve insansız hava araçları (İHA) açısından olağan üstü güce sahiptir. Bölgedeki Direniş Ekseni’ne üye ülkeler Siyonist İsrail’in deniz ticaretini kolaylıkla bozabilmektedir.
Direniş Ekseni’nin lideri olarak bilinen İran'ın yanı sıra Suriye ve Lübnan Hizbullah Hareketi de Siyonist İsrail’in Filistin kıyılarındaki deniz mevzilerini tehdit etmek için yeterli güce ve donanıma sahip. Bu nedenle Siyonistler, işgal altındaki toprakların ana limanı olarak kabul edilen Hayfa limanı konusunda son derece endişeli.
Yemen ve Gazze Şeridi de diğer direniş gruplarıyla birlikte işgalci rejimin deniz taşımacılığına gölge düşürmek için gerekli güce sahiptir. Yemen’de San’a hükümetine bağlı silahlı kuvvetleri, Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyon güçlerinin bu ülkeye yönelik başlattığı 8 yıllık yıkıcı savaşta Suudi Arabistan ve BAE'ye ait çok sayıda savaş gemisini hedef almayı başardı. Yemen direnişinin lideri zaman zaman, Yemen güçlerinin gerektiğinde İsrail gemilerini hedef alabilecek kapasitede olduğunu vurguluyor.
Gazze Şeridi ile ilgili olarak, Filistin direniş grupları deniz sahasında bölgedeki diğer direniş gruplarına göre daha sınırlı potansiyele sahiptir. Ancak Siyonistlerin itirafına göre, Gazze'deki direniş grupları İsrail limanlarının herhangi bir noktasını hedef alarak deniz ticaretini etkileyebilir.
Yeni yorum ekle