Siyonistlerle yakınlaşma çabaları her alanda sürdürülüyor. Ankara’ya elçi atanırken, ABD’de de Yahudi toplumu çatı kuruluşları temsilcileri ile basına kapalı uzun bir görüşme yapıldı.

Welayet News  - Siyonistlerle her alanda samimiyet pozları veriliyor! Gelenek bozulmadı

Mavi Marmara katliamına rağmen İsrail’le “normalleşme”yi başlatan ilk ülke Türkiye olurken, Türkiye ile İsrail 17 Ağustos’ta, diplomatik ilişkilerin yeniden en üst düzeye çıkarılması ve karşılıklı büyükelçi atanması kararı almıştı. Geçtiğimiz gün Siyonist İsrail, Ankara’ya yeniden büyükelçi atarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’deki “temasları” da dikkat çekti. Her ABD seyahatinde “gelenek” olduğu üzere Siyonistlerle görüşen Erdoğan, bu ziyaretinde de geleneği bozmadı!

cumhurbaşkanı Erdoğan, BM 77. Genel Kurulu’na katılmak üzere bulunduğu New York’ta Dünya Yahudi Kongresi Başkanı Ronald Lauder’le de görüştü. Görüşme, basına kapalı gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün de Amerikan Yahudi toplumu çatı kuruluşları temsilcileriyle bir araya geldi.

Hepsi oradaydı!

Basına kapalı gerçekleştirilen toplantıda, Amerikan Yahudi Kuruluşları Başkanları Konferansı Başkan Yardımcısı Malcolm Hoenlein, New York Yahudi Toplum İlişkileri Konseyi Başkanı Gideon Taylor, Etnik Anlayış Vakfı Başkanı Haham Marc Schneier, Amerikan Yahudi Kongresi Başkanı Jack Rosen, İnkârla Mücadele Ligi Onursal Direktörü Abraham Foxman, Amerikan Yahudi Kuruluşları İcra Kurulu Başkanları Başkanı William Daroff, Türk Yahudi Toplumu Eşbaşkanları İshak İbrahimzadeh ile Erol Kohen’in de aralarında bulunduğu çok sayıda çatı kuruluş temsilcisi yer aldı.

Türkiye, İsrail’in en sıkı müttefiki gibi!

Mavi Marmara katliamının ardından hesap sormak yerine 2016’daki “normalleşme” anlaşmasıyla katil İsrailli askerleri tazminat karşılığı affeden AKP hükümeti, yıllardır “gideceğiz” dedikleri Gazze’ye dahi gidemedi.

İsrail, bu müttefikliğin özgüveniyle Ortadoğu’daki “normalleşme” halkasını da genişletiyor. Geçtiğimiz Mart ayında Türkiye’nin davetiyle Türkiye’ye gelen İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un ziyareti “normalleşme” sürecini hızlandırdı. Son olarak Türkiye ile İsrail, 17 Ağustos’ta, diplomatik ilişkilerin yeniden en üst düzeye çıkarılması ve karşılıklı büyükelçi atanması kararı almıştı. Bu çerçevede, İsrail Dışişleri Bakanlığı Atama Komitesi, Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Irit Lillian’ın büyükelçi olarak atanmasına karar verdi.

İsrail’in yeni Ankara büyükelçisinden inciler! “Limondan limonata çıkaracağız”

Siyonist İsrail’in yeni Ankara Büyükelçisi Irit Lillian’ın, geçtiğimiz ay İsrail basınına verdiği bir demeçte Türkiye hakkında hadsiz ifadeler kullandığı ortaya çıktı. İsrail ile Türkiye’nin ortak çıkarlar doğrultusunda anlaştığını söyleyen Lillian, “Türkiye, son dönemde İsrail’i sevindirecek önemli hamlelerde bulundu. Bu gelişmeler bizde umut meydana getirdi ve gördük ki limondan limonata çıkarabiliriz” dedi.

Siyonist İsrail’in yeni Ankara Büyükelçisi Irit Lillian’ın Ağustos ayında İsrail basınına verdiği demeçte Türkiye hakkında kullandığı hadsiz ifadeleri ortaya çıkmıştı. Filistin’deki İsrail zulümleri tüm acımasızlığı ile sürerken Türkiye son bir yılda Siyonist rejimle ilişkileri günden güne daha da ilerletmeye devam ediyor. Dostane ilişkilerin son aşaması ise yeni İsrail büyükelçisinin başkent Ankara’ya resmen atanması oldu. Geçtiğimiz ay İsrail’de yayın yapan bir gazeteye konuşan yeni büyükelçi Irit Lilian, Türkiye ile İsrail arasında gelişme gösteren diplomatik ve siyasi süreçten övgüyle bahsederek İsrail’in kazanımlarına dikkat çekmişti. Röportajında Türkiye’ye ‘limon’ benzetmesi yapan Lilian’ın ‘limondan limonata çıkarabiliriz’ şeklinde diplomatik nezakete sığmayan ifadeler kullanması dikkat çekti.

“Olumlu ikili ilişkilere giriyoruz”

Lilian, söz konusu röportajda, “Türkiye ile başından beri, aynı fikirde olmadığımız bir süreç inşa ettiğimiz açıktı. Şu anda hemfikir olmadığımız bazı noktalar olduğunu biliyoruz. İlerleyebilir ve sorunları daha sonra çözebiliriz. Mesela, HAMAS’ın İstanbul’daki ofisleri hâlâ orada ve büyük bir engel. Yenilenen ilişkiler, tarafların gerilimleri sessizce ve yapıcı bir şekilde ele almasına olanak tanıyacak şekilde inşa edildi. Geniş bir faaliyet yelpazesine sahip, düzgün, olumlu ikili ilişkilere giriyoruz, ancak anlaşmadığımız noktalar olduğunu da biliyoruz” diye konuştu.

“Mükemmel bir evliliğe gitmeyeceğimizi biliyoruz”

Türkiye ve İsrail arasında bir çatışma önleme mekanizması kurulduğunu ifade eden Lillian, “İki taraf, neredeyse kaçınılmaz olan anlaşmazlıkları aşmalarına yardımcı olacak bir çatışma önleme mekanizması meydana getiriyor. Gelecekte siyasi depremlere dayanabilecek bir yapı inşa etmek için elimizden gelen her şeyi yapmak istiyoruz. Uzlaşma sürecinde İsrail ve Türkiye, daha zorlu dönemleri, güven inşa etmek için fırsatlara dönüştürmeyi başardı. Kasım ayında İsrailli bir çift, casusluk şüphesiyle Türkiye’de bir hafta süreyle alıkonuldu. İsrailli liderler, serbest bırakılmalarının güvence altına alınmasına yardım ettiği için Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a açıkça teşekkür etti. Haziran ayında İsrail ve Türkiye, İsrailli turistlere yönelik saldırılar düzenleme planını engellemek için birlikte çalıştı. Bu, Türk ve İsrail güvenlik servisleri arasında mükemmel iş birliğine izin veren bir olaydı. Bu iki gelişme limondan limonata yapabileceğinizi gösteriyor” şeklinde konuştu.

“Türk heyetin İsrail ziyareti oksijen oldu”

“İsrail, ilişkileri yeniden kurma konusundaki resmi diyalog düzeyiyle Türkiye’nin ciddiyetine ikna oldu” diyen Lilian, “Başkan Isaac Herzog ve Lapid’in Türkiye’ye yaptığı yüksek profilli ziyaretlerin ve üst düzey İsrailli liderler ile Erdoğan arasındaki telefon görüşmelerinin ötesinde, üst düzey danışmanlar ve diplomatlar süreci ilerletmek için önemli toplantılar düzenlediler. Başkan Isaac Herzog’un yaklaşan Türkiye ziyaretine hazırlanmak için 17 Şubat 2022’de Erdoğan’ın sözcüsü ve kıdemli danışmanı İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal başkanlığındaki bir Türk heyeti Kudüs’e geldi. Yetkililer, bağların yeniden kurulması için bir yol haritası belirledi. Bu, İsrail-Türkiye ilişkilerinde çok uzun süredir eksik olan bir oksijendi” dedi.

“Ankara’da sıcak bir ilgiyle karşılandım, kapılar bana açıldı”

Ankara’ya ikili ilişkilerin sarsıldığı sırada gelmesine rağmen, Türk yetkililerin kendisine beklediğinden çok daha sıcak davrandığını söyleyen Lillian, “Türkiye’de üst düzey yetkililerle görüşemeyeceğime ve daha düşük seviyelerdeki yetkililerin bürokratik zorlamalarına maruz kalmaya hazırdım. Ama olmadı. Kapılar bana açıldı. Erişiminde bazı kısıtlamalar olsa da Türk yetkililerin benimle konuşmak istediğini hissettim” dedi.

Milli Gazete