Lübnan Hizbullah Hareketi'nin son insansız hava aracı (İHA) operasyonu, direnişin caydırıcı gücünü artırma sürecinde yeni bir dönem başladığını gösteriyor.

Welayet News  - Geçenlerde Siyonist Rejim güçleri, Lübnan sınırı yakınlarındaki münhasır ekonomik bölge Kariş’e gönderilen 3 insansız hava aracının (İHA) düşürüldüğünü ileri sürmüştü.

Lübnan Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, 25 Temmuz Pazartesi akşamı yaptığı konuşmada, son insansız hava aracı (İHA) operasyonun ana hedeflerini anlattı.

Hasan Nasrullah'ın açıklamasına göre bu operasyonda Hizbullah'ın ikinci sınıf İHA'ları kullanıldı ve bunun nedeni hareketin Siyonistlerin insansız hava araçları saldırılarına vereceği karşılığı değerlendirmekti.

Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri konuşmasının bir başka bölümünde, Siyonist Rejimin bu operasyonda sadece iki İHA'yı imha etmeyi başardığını ve üçüncü İHA'nın Hizbullah tarafından suya düşürüldüğünü söyledi.

Nasrullah'ın yeni açıklaması her şeyden önce, Hizbullah İHA'larının tartışmalı Kariş gaz sahası üzerinde uçuşunun tamamen planlı bir operasyon olduğunu gösteriyor. Askeri amaçlı olduğuna inanan bazı uzmanların görüşünün aksine bu operasyon, sadece bir keşif operasyonuydu ve amacı aslında Siyonist Rejim güçlerinin hava savunma kabiliyetini değerlendirmekti.

Öte yandan Siyonist yetkililerin söylediklerinin aksine, iki Hizbullah İHA'sı rejimin F16 savaş uçaklarının uçuş yapması ve Barak füze sisteminin aktifleştirilmesinin ardından önlendi. Aslında İsrail'in Hizbullah'ın daha gelişmiş insansız hava araçlarıyla uğraşması çok zor olacak. Bu önemli konuya değinen  Hizbullah lideri şöyle dedi:

"Geçtiğimiz yıllarda insansız hava araçlarımız işgal altındaki Filistin semalarına girdi ve düşman tarafından vurulmadan onlarca kez geri döndü."

Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Tuğgeneral İsmail Kaani, "Dünya Kudüs Günü” münasebetiyle Meşhed kentinde düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada, işgal altındaki toprakların semalarında yapılan başarılı operasyonlardan birine atıfta bulunarak, "Siyonistler iki İHA ile yapılan operasyon haberini alır almaz harekete geçti. Bu İHA'ları önlemek için rejime ait 41 savaş uçağı ve keşif İHA'sı geceden sabaha kadar uçuş yaptı, ancak çabaları sonuçsuz kaldı. Siyonistler bu olayın ardından kendi kamuoyuna tatbikat yaptıkları yalanını söylediler." dedi.

Bu tür drone operasyonlarının Hizbullah ve direniş cephesinin diğer grupları tarafından özellikle Filistin ve Yemen'de icra edilmesi, direniş güçlerinin insansız hava araçları alanında artan kabiliyetini göstermektedir. Direniş İHA'ları İsrail'i entegre hava savunma sistemi oluşturmayı düşünmeye zorladı.

O andan itibaren, İsrail savunma sistemleri inşa etme süreci başladı.Düşük irtifadaki hedefleri (roketler) ile başa çıkmak için Demir Kubbe sistemi kuruldu. Davud Sapanı (Sihirli Değnek), İsrail'in füze savunma sisteminin ikinci kademesini desteklemek için geliştirildi ve yüksek irtifadaki hedefleri önlemek için de Hetz veya Arrow adı sistem tasarlandı.

Diğer sistemlere göre daha fazla ün kazanan Demir Kubbe sistemi taktik düzeyde başarılı olmasına rağmen stratejik düzeyde başarılı olamamıştır.

Öte yandan İsrail ordusunun savunma sistemleri son yıllarda direniş cephesinin insansız hava aracı gücü olarak adlandırılan yeni bir zorlukla karşı karşıya kaldı.

Hizbullah'ın son operasyonu, Siyonist Rejimin savunma yapısının bu insansız hava aracı gücüyle baş edebilecek kayda değer bir güce sahip olmadığını gösterdi.

Örneğin gelecekteki savaşta Hizbullah,ilk etapta ikinci sınıf insansız hava araçlarıyla yoğun saldırılar yaparak İsrail'in savunma ağını sekteye uğratabilir ve ikinci aşamada en gelişmiş İHA'lar ile füzeleriyle İsrail'in hassas ve hayati hedeflerine ölümcül darbeler indirebilir.

Bu yönetim İran'daki tatbikatlarda birçok kez test edildi, Askeri tatbikatta Amerikan radar ve savunma sistemleri, İsrail'in kritik ve hayati merkezleri başarı bir şekilde imha edildi. Bunun pratik örneği Ensarullah Hareketi'nin Suudi Aramco'nun petrol tesislerine karşı icra ettiği operasyonlarda yaşandı.

Bunun gerçekleşmesi halinde, önümüzdeki savaşta Hizbullah'ın eli güçlü olacak. Böylece Hizbullah Hareketi az maliyetli silahlarla büyük para harcanarak her türlü savaş uçağı ve hava savunma sistemi ile donatılan İsrail hava kuvvetlerine meydan okuyabilir.

Böyle bir durumda, ABD'nin Orta Doğu ülkeleriyle hava savunma kabiliyetlerini entegre etme planının uygun bir plan olmadığı ve hava savunması bakımından bölgedeki üstünlüğünü korumaya yardımcı olmayacağı görülmektedir.

Bu plan için ABD'nin bölgedeki müttefiklerinin ortak radar ve savunma sistemleriyle donatılması ve bu alanda gerekli eğitimleri alması gerekiyor. Ayrıca bölge ülkeleri arasında bir komuta kontrol merkezi kurulmalı ve bu ülkeler ile ABD arasında koordinasyonun sağlanması için çeşitli tatbikatlar yapılmalıdır. Bütün bunlar zaman alır ve  çok maliyetlidir. Bu plan bölge ülkelerine yük olacaktır ve kabul edilirse kısa vadede hayata geçirilmeyecektir.

Hizbullah ve direniş cephesinin alanındaki gücünün artması, düşmanın askeri denklemlerinin bozulmasına ve bunun sonucunda stratejisinin değişmesine neden olmuştur. Böylece, direniş cephesinin gücünü artırma sürecinde yeni bir dönem başlamış oldu ve bu da ilerideki savaşlarda direniş güçlerine üstünlük sağlayacak. ABD ve Siyonist Rejim'in iddia ettiği güç ancak direniş cephesinin İran'dan aldığı destekle elde edilmiştir.