İmam Hamanei: Ukrayna’da savaşın durmasından yanayız
İslam İnkılabı Lideri, “Ukrayna’da savaşın durmasından yanayız ve savaşın bitmesini istiyoruz. Ancak her krizin tedavisi krizin kökenini teşhis etmekle ancak mümkündür” dedi.
Welayet News - Bugün sabah (Salı) kutlu Biset Bayramı münasebeti ile yaptığı konuşmada, cahiliyete karşı mücadele için “tefekkür ve aklaniyet”e ve “tezkiye ve ahlaki kamvramlar”a çağrının İslam’ın ve Biset’in en önemli armağanı olduğunu vurgulayan İmam Hamanei, Batı’da modern cahiliyetin örgütlü ve daha geniş ölçekte şekillendiğine işaretle, “Bugün modern cahiliyetin açık ve eksiksiz mazharı, kriz üreten ve krizden beslenen Amerika'nın mafya rejimi olduğunu” vurguladı.
Ukrayna olaylarına ve ibretlerine değinen İnkılap Lideri, yaşananları Amerika’nın kriz çıkarma politikasının açık bir örneği olarak nitelendirdi ve şöyle dedi: Batılıların ikircikli tutumlarının aksine, İran İslam Cumhuriyeti’nin değişmez tutumu her zaman dünyanın tüm bölgelerinde savaşa ve yıkıcılığa karşı çıkmak olmuştur ve Ukrayna krizinin çözümü ve onun hakkında hüküm vermenin krizin gerçek kökenlerinin bilinmesinden geçtiğini söylüyoruz.
İran milleti ve tüm dünya Müslümanlarının Biset Bayramı’nı tebrik eden İmam Hamanei, “aklaniyetin yaygınlaştırlması” ve “ahlaki kavramların geliştirilmesi ve tervici”nin İslam değerler silsilesinin iki belirgin unsuru olup İslam ve Biset’in insanlığa olan en büyük iki armağanı olduğunu ifade ederek, şöyle dedi: İslam Peygmaberi’nin (s.a.a) biseti vasıtası ile cahiliyet döneminde delalet, cahillik, büyük fitneler, kör taassuplar, şiddet ve inatçılık, kibir ve hak tanımazlık, ahlaki reziletler, cinsel anormallikler vs. gibi özelliklerin hakim olduğu Arap yarım adasının halkı birleşik, fedakar, faziletli, en güzel huylara sahip ve sesini dünyaya duyuran bir millete dönüştü.
İslam ve Biset’in görünürde mümkün olmayan bu işin ortamını hazırladığını vurgulayan İnkılap Lideri, “Biset’in en önemli dersi şudur; halkın iradesi ilahi iradenin uzantısında olursa, beşeri hesaplamalara göre imkansız görünen çalışma ve hedefler mümkün hale gelir” diye sözlerine ekledi.
İran’da saltanatın kökünün kazılması ve İslami nizamın şekillenmesi nebevi tecrübenin tekrarlanmasının bir örneği olduğunu söyleyen İmam Hamanei, “İmam Humeyni’nin ihlaslı liderliği ve İran milletinin himmeti, imkansız gibi görünenin gerçekleşmesine neden oldu. Tün dünya güçlerinin desteklediği zalim monarşi yıkıldı ve İslam İnkılabı İran milletini azametli bir millet haline getirdi” diye anımsattı.
İslami devletin kurulmasının nebevi hareketin doruk noktası olduğuna vurgu yapan İmam Hamanei, devamla şunları anımsattı: Dini siyaset ve devletten ayrı tanımlayanların aksine, devletin kurulması nebevi hareketin en heyecan uyandıran parçasıdır ve İslam Peygamberi (s.a.a) devleti kurmakla da yetinmedi ve sonrasında düşmanlarla her yönlü bir mücadele başlattı.
İslam Peygamberi’nin (s.a.a) bisette belirlediği en önemli hedefin cahiliyete karşı mücadele olduğunu diyen İnkılap Lideri, söz konusu cahiliyetin farklı boyutlarına işaretle, şu ifadelere vurgu yaptı: Bugün İslam öncesi cahiliyetin aynı boyutları, ihtiras ve açgözlülük temelinde kurulu olan, söz de uygar Batı dünyasında örgütlü ve oldukça kapsamlı şekilde bulunmaktadır.
Hırs, açgözlülük, para, ayrımcılık, bilim ve teknolojinin insanların katledilmesi için kullanılması, zayıf ülkelerin talan edilmesi, yoğun ahlaki iptizal ve cinsel hercümerc, Batı medeniyetinin ana temelleridir ki bu aslında İslam öncesi cahiliyetin moderleşmiş şeklidir.
İslam İnkılabı Rehberi, modern cahiliyetle mücadele için biset derslerinden yararlanması gerektiğini belirterek, “dini imanın güçlendirilmesi”, “dünyanın her tarafında mümin ve mukavim grupların geliştirilmesi”, “İslami nizamın gücü ve istihkamı”, “akıllı ve hikmetli proğram” ve “modern cahiliyetin özelliklerinin kapsamlı tanısı” söz konusu cahiliyet ile mücadelenin zeminini oluşturan etkenler olduğunu söyledi.
İslami nizamın modern cahiliyetle mücadele için bir örnek olduğunun altını çizen İnkılap Lideri, İslami nizamın henüz yolun yarısında ve büyük hedeflerle arasında epey bir fasıla olmasına rağmen Müslümanlar ve dünya için cazip bir örnek olduğunu sözlerine ekledi.
Bir süre önce bir ülkede polisin Serdar Süleymani’nin fotoğrafına hakaret etmesi neticesinde halkın tepki vermesi ve daha sonra polisin özür dileme zorunda kalması şeklinde gelişen olaya atıfta bulunan İslam İnkılabı Rehberi, “Bu örnek, yarı kalmış İslam İnkılabı olgusunun cazip olduğu gösteriyor. Eğer yol düzgün sürdürülürse ve işler sağlam bir şekilde ilerlerse kesinlikle oldukça çekici bir olgu meydana gelecektir” dedi.
Modern cahiliyetin günümüz dünyasındaki açık ve eksiksiz örneğinin Amerika rejimi olduğunu belirten İnkılap Lideri, Amerika’nın asli özelliklerinden biri olarak “kriz üretme”nin altını çizerek şöyle dedi: Kriz üreten ve krizden beslenen Amerika rejimi, esasen bir mafya rejimidir ve bu rejimin içindeki siyasi, ekonomik ve silah üreticisi mafya ağları dünyada krizleri derinleştirmekten beslenip palazlanmaktadır.
Mafya ağlarının Amerika politikarını yönlendirme ve kontrol etmedeki etkili rolüne dikkat çeken İnkılap Lideri, Amerika başkanlarının iş başına gelmesi ve azlini bile elinde tutan bu mafyaların kendi bekaları için dünyanın çeşitli bölgelerinde kriz çıkarma ve kriz merkezlerini icat etmeye muhtaç olduğunu söyledi.
Son yıllarda DAİŞ’in kurulması türünden patlak veren krizlerin Amerika’daki mafya rejiminin çıkardığı krizler arasında yer aldığını belirten İnkılap Lideri, sözlerini şöyle sürdürdü: Eğitilmiş tasmalı itleri yani kurduklarını itiraf ettikleri DAİŞ, alenen günahsız insanların başını kesiyordu, diri diri yakıyordu veya suda boğuyordu sırf Amerikan silah fabrikaları bu krizlerden maksimum faydayı sağlasınlar diye.
Ukrayna krizini de Amerika politikalarının bir sonucu olarak değerlendiren Ayetullah Hamanei, “Ukrayna bugün Amerika’nın kriz üretme politikasın kurbanı olmuştur, zira bu ülkenin iç işlerine karışarak, turuncu ve renkli devrimler başlatarak ve Amerikalı senatörlerin muhaliflerin etkinliklerine katılması ve bir hükümetin düşürülüp diğerinin iş başına getirilmesi suretiyle Ukrayna’yı bu noktaya getiren bizzat Amerika’dır” dedi.
İmam Hamanei, İran İslam Cumhuriyeti’nin savaşa karşı çıkma konusundaki değişmez tutumuna dikkat çekerek şöyle konuştu: Biz dünyanın neresinde olursa olsun savaşa, insanların öldürülmesine ve milletlere ait altyapınların tahrip edilmesine karşıyız. Bu, İslam Cumhuriyeti’nin değişmez tutumudur ve politikamız Batılılarınki gibi Afganistan'da düğün konvoyunun bombalanması ve Irak halkının katledilmesini terörizmle mücadele olarak adlandıran ikircikli bir politika değildir.
İnkılap Lideri, Amerika’nın ürettiği krizlerin bazı örneklerini vererek, “Amerika Suriye’nin doğusunda ne yapıyor? Neden Suriye'nin petrolünü çalıyor? Neden Afganistan'da halkın milli servetini kaçırıp gasp ediyorlar? Neden Batı Asya’da Siyonistlerin gece gündüz işlediği cinayetleri savunup bütün bu krizleri insan haklarını savunma adına çıkarıyorlar?” şeklinde konuştu.
Yemen halkına karşı işlenen cinayetleri Batı ve Amerika’nın çelişkili davranışının bir başka örneği olarak niteleyen İmam Hamanei, “Sekiz yıldır Yemen halkı bombardumanların hedefi olmaktadır. Ancak Batılılar bu saldırıları kınamak bir yana, pratik destek de dahil her türlü desteği veriyorlar” dedi.
Ukrayna’da savaşın durması ve sonlandırılmasından yana olduklarını vurgulayan İslam İnkılabı Rehberi, “Fakat krizin tedavisi krizin kökenlerinin teşhisi ile ancak mümküdür. Ukrayna’daki krizin temenlinde Amerika ve Batı’nın izlediğin politikalar vardır. Bu politikaların bilinçe çıkarılıp ona göre hüküm verilmeli ve adım atılmalıdır” ifadelerine yer verdi.
İmam Hamanei, Ukrayna olaylarından çıkan derslere işaretle şöyle dedi: Bütün hükümetler için ilk ders, Batılı güçlerin uydusu olan hükümetler için desteğinin bir seraptan ibaret ve gerçek dışı olmasıdır.
Bugünkü Ukrayna’yı ve dünkü Afganistan’ı Amerika ve Batı’ya yaslanan hükümetler için iki canlı şahit olarak nitelendiren İmam Hamanei, şöyle konuştu: Hem Ukrayna hem Afganistan yönetim başkanları “Amerika ve Batı’ya güvendik ama onlar bizi yalnız bıraktı” dediler.
Halkın devletlerin en önemli dayanağı olduğunu belirterek, bunun çıkan ikinci ders olarak dikkate alınması gerektiğini dile getiren İmam Hamanei, “Eğer Ukrayna'da halk meydana çıksaydı devletin durumu böyle olmazdı. Halk devleti kabul etmediği için harekete geçmedi. Tıpkı Saddam döneminde Amerika’nın Irak’a saldırısı sırasında halkın meydana çıkmaması gibi. Ama aynı halk DAİŞ saldırısı karşısında sahaya indi ve o büyük tehlikeyi bastırarak DAEŞ'i geriye püskürttü” ifadelerini kullandı.
Halkı ülkelerin bağımsızlığının temel faktörü olarak nitelendiren İmama Hamanei, bütün güçlerin desteğini arkasına alan baasçı düşmana karşı İran milletinin galip gelmesinin tatli deneyimine atıfta bulunarak, “Açık gözlerle ve doğru düşünüp doğru yaparak büyük ibretlerden faydalanmak gerekir” dedi.
Çeviri:Mehmet Gönül - Welayet News
Yeni yorum ekle