Uyanık Amerikalı

Pa, 06/02/2022 - 13:43

1979’de Sovyet ordusu Afganistan’ı işgal edince ABD tıpkı Suriye’de olduğu gibi onlarca silahlı grubun kurulması ve her alanda desteklenmesi için her yola başvurdu.

Bunu da Afganistan’a komşu Pakistan, Suudi Arabistan ve BAE’nın yardımıyla yaptı. Bu da yetmeyince ABD ve müttefikleri   yabancı cihatçıları Afganistan’a taşımaya karar verdi ve bu iş için Usame Bin Ladin’e Kaide’yi kurdurdu.

Daha sonra ABD ile İsrail konusunda anlaşmazlığa düşen Bin Ladin başta ABD olmak üzere herkesin başına bela oldu.

1989’da Sovyet ordusu Afganistan’dan çekilince cihatçı gruplar birbirini boğazlamaya başladı. Durumu kurtarmak isteyen ABD 1992’de Pakistan istihbaratının yardımıyla Taliban’ın kurulmasını ve 1996’de Kabil’de iktidar olmasını sağladı.

Sonrası bildik hikaye çünkü Amerikalılar 2001’de Afganistan’ı işgal etti, 20 yıl sonra bırakıp kaçtı ve Taliban yeniden iktidar oldu.

Müthiş Tiyatro!

2011’de başlatılan ‘Arap Baharı’ ile bu kez Suriye ikinci Afganistan oldu.

Kısa süre içinde onlarca ülke ve bu ülkelerin istihbarat örgütleri Suriye’ye daldı ve yüzlerce silahlı grubun kurulmasını sağladı.

ABD yeni koşullara göre yeni oyuncular bulmuştu.

Başkan Obama’nın talimatıyla yıllarca takip edilip yeri bilinen Usame Bin Ladin saklandığı Pakistan’ın bir kasabasında öldürdü.

Bin Ladin’in yerine Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’in danışmanı Muhammed Zavahiri’nin kardeşi Eymen Zavahiri Kaide’nin lideri oldu. O da Abu Muhammed Colani’ye Kaide’nin Suriye kolunu kur dedi. Colani de daha önce Afganistan’da Kaide saflarında savaşmış dünyanın dört bir yanından teröristleri toplayarak NUSRA örgütünü kurdu.

O sıralar Irak’da Amerikan esir kampından çıkmış Abu Bakr El-Bağdadi Irak İslam Devleti örgütünü kurmuş Amerikalılara karşı savaştığını söylüyordu. 2012 sonuna doğru Bağdadi Irak’la yetinmeyerek Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünü kurarak Suriye’de yayılmaya başladı. Bir ara NUSRA ve IŞİD birbirini boğazladı ama IŞİD’in Haziran 2014’de Musul’u ele geçirmesiyle Türkiye sınırında bitişik İdlib ve çevresi NUSRA’ya kaldı.

2016 sonrasında ABD;  IŞİD’ten kurtulmaya karar verdiğinde NUSRA on binlerce yabancı militanıyla hızla güçleniyordu.

NUSRA’ya yardımcı olmak isteyen Amerikalılar 29 Ekim 2019’da IŞİD lideri Bağdadi’yi Türkiye sınırına 7 kilometre uzaklıkta NUSRA’nın kontrol ettiği İdlib bölgesinde bulup öldürdü.

Dönemin başkanı Trump istihbarat yardımından dolayı PYD’ye teşekkür etmişti.

Üç gün önce de IŞİD’in Bağdadi’den sonra lideri El-Kureşi aynı bölgede yine Amerikalılar tarafından öldürüldü.

Türkiye sınırına 10 kilometre uzaklıkta, Türk asker ve istihbaratının çok aktif ve etkin olduğu bölgede.

Irak yetkilileri El-Kureşi’nin yerinin tesbit edilmesinde ABD’ye yardım ettiklerini söylediler ama Başkan Biden Demokratik Suriye Güçleri’ne yani PYD’ye teşekkür etti.

Arap medyası iki hafta önce IŞİD’lilerin tutulduğu Haseke yakınındaki hapishaneye yapılan saldırı sonrasında yüzlerce IŞİD militanının kaçtığını ve kaçanlar arasında iki IŞİD yöneticisinin bulunduğunu ve bunların EL-Kureşi’nin yanına gittiğini yazmıştı.

Hem de Türk askerinin, istihbaratının ve Ankara yanlısı Suriye muhalif grupların ve son olarak NUSRA militanlarının kontrol ettiği 250 kilometrelik yolu geçerek!

Doğruysa çok ilginç çünkü bu iki yönetici takip edilmiş ve böylece El-Kureşi’nin yeri tesbit edilmiş!

Doğru mu değil mi bilinmez ama Bağdadi olayında olduğu gibi NUSRA’nın El-Kureşi’nin de yerini bilmemesi imkansız.

Arap medyasına göre ABD; IŞİD lider ve yöneticilerini temizleyerek NUSRA lideri Colani’nin önünü açmaya çalışıyor. O da son zamanlarda Amerikalılara mesaj göndererek “Yemin Billah ben artık akıllandım, uslandım ve sizi çok seviyorum” diyormuş.

On binlerce militanıyla Türkiye’nin korumasında İdlib’i işgal ederek Rus ve Suriye ordusuna karşı direnen NUSRA yeni dönemin başrol oyuncusu olabilir.

Kendine hizmet eden politikacılar gibi ABD bu tipleri çok sever, iyi kullanır işi bitince de ortadan kaldırır.

Hepsi bu kadar!

 

Hüsnü Mahalli - Korkusuz

alinti yazilar: 


Yeni yorum ekle