Süleymani böyle Süleymani oldu
Hacı Kasım’ın milli ve uluslararası arenadaki zaferlerinin geniş kapsamı onun içsel kapsamını gösterdi. Allah'a kulluk ve büyük ahlak, Şehit Süleymani’nin zorlu çalışmalardaki ana sermayesiydi.
Welayet News - Serdar Şehit Süleyman'nin ulusal ve uluslararası arenadaki şaşırtıcı başarısı, içsel başarısının bir yansımasıydı. Fethu’l-mübin önce insanın içinde gerçekleşir. Hacı Kasım’ın milli ve uluslararası arenadaki zaferlerinin geniş kapsamı onun içsel kapsamını gösterdi. Allah’a kulluk ve büyük ahlak, Şehit Süleymani’nin zorlu çalışmalardaki ana sermayesiydi. İç dünyasında kendini görmemesi, kendini aşması dış kapıları yüzüne açıyordu. Şehit Süleymani’nin ulusal popülaritesinin ve uluslararası otoritesinin sırrı buydu. İslam İnkılabı Lideri'nin kısa bir ifadeyle söylediği gibi: "Süleymani mektebi; dürüstlük, samimiyet ve ihlas mektebidir. Süleymani mektebinin ünvanı, sembolü ve profili budur." O, görünmekten kaçıyordu. Neden? Çünkü görünmek ihlası tehlikeye atar. Şehit Süleymani, sürekli ilahi imdadı diliyerek ve akan gözyaşlarıyla samimiyetini, ihlasını korumak için güçlü bir kalkan inşa etmişti. Bu nedenle, omuzuna daha ağır sorumluluklar yüklendikçe, gözyaşı ve ilahi imdad isteyişi fazlaşıyorydu. Tevazusu da bununla orantılı olarak, mütevazi görünmek için bir çaba içine girmeksizin, daha da görünür oluyordu.
Şehidin, çevresine ve bireylere dönük güçlü iki tür yaklaşımı vardı; hangi etnik, millet ve mezhepten olursa olsun Allah'ın kullarına karşı “ruhamau beynehum” prensibine göre davranırken, hangi etnikten, milletten ve mezhepten olursa olsun müstekbirlere, tağutlara karşı da “eşiddai alel küffar” prensibine göre hareket ederdi. Yetimler karşısında kanı kaynar ve ağlardı. Onlar için elinden ne gelseydi yapardı. Bu durumlarda tevazusu görülmeye değerdi. Küresel müstekbirlere karşı ise “kor demir”di ve tek başına kendini onların rakibi görüyordu. “Bay kumarbaz Trump! Senin rakibin benim, hadi gel” şeklindeki ünlü cümlesi, onun bu istikbar karşıtlığının simgesiydi.
Şehit Süleymani’nin mekteb, sire, meram ve düşüncesinde anahtar niteliğinde olan ve onu kendi çağının kahramanlarından farklı kılan birkaç tane öğe vardı:
1- Manevi düşünce
Maneviyat Şehit Süleymani’nin en belirgin özelliklerinden ve daha doğrusu en belirgin özelliği idi. Bu manevi düşünce tevhidden tevhide hareketti ve tevhidi hareketinin zirvesi, onun şehadetiydi. Şehadet arzusu gençliğinin ilk yıllarından itibaren onun ruhunu sarmıştı. Dolayısıyla, kendisinin de dediği gibi şehit düşme şevkiyle, şehitçe yaşadı. Bu, onun iç dünyasını tamamen manevileştirmişti. Korkunç olayların kalbine giderdi. Kötülüklerden renk almazdı. Nuruyla ya ıslah eder ya da kenara iterdi. 40 yılı aşkın mücadelesinin hikayesi buydu. Birçok kişiyi nuruyla cehenneme düşmekten kurtardı. Çoğu kimseyi inkılabın ve dinin yoluna hidayet etti. Ve aynı zamanda nuruyla çoğu kirlilikleri ortaya çıkarıp yolun üzerinden kaldırdı. Manevi düşünce unsuru, imkansız her yolu mümkün hale getiriyordu. 2005 yılında Irak'taki Amerikalı işgalcilere karşı durmak için gittiği ve Mutahhar Masum İmamların (a.s) yattığı bu toprakları temizleme emrini aldığı gün, Amerikalıların sayıca ve teknolojik olarak üstünlüğü onun gözüne gelmezken kendi elinde teçhizat ve asker sayısının azlığı ise onda en ufak bir tereddüt yaratmadı. Irak’ın müstekbir saldırganlardan temizlenmesi gerektiğine ve bunun mümkün olduğuna inanıyordu. Bunu omuzlarındaki bir görev olarak görüyordu. Bu yüzden Irak'ın kurtuluşunun komutasını sıkı sıkıya ele geçirdi ve kısa sürede başardı. 2016 yılında Irak, Amerika Birleşik Devletleri ve bölgesel uydularına bağlı tekfircilerin büyük bir fitnesiyle karşı karşıya kaldığında ve Irak'ı onlardan kurtarma emrini aldığında, bunu önemli ve uygulanabilir bir görev olarak görüyordu ve kendisini muhatabı olarak kabul ediyordu. Aynı zamanda Suriye'de tekfircilerin güvenlik kriziyle de sıkı bir şekilde uğraşıyordu. Sardar'ın Amerikalı işgalciler ve tekfirci teröristlerle yüzleşmesi onun manevi düşüncesinin bir sonucuydu ve bu çok zorlu iki alanda kazandığı zafer aynı zamanda maneviyatının bir sonucuydu. Onun maneviyatı Iraklı gençleri etrafında topladı ve ilahi yardımları sahaya getirdi. Aslında sahada şekillenen büyük zafer, kalabalığa yansıdığında binlerce insanı maneviyata taşıyan ve şevkle şehadete, zorlu sahalara götüren Şehit Süleymani'nin içsel olarak kendini eğitmesinin sonucuydu.
2- İcra odaklı olmak
Çok iyi tasarımlar var, güçlü ve eksiksiz metinler var ama başarılı olması için hepsi icraya bağlıdır. Şehit Süleymani'nin özelliklerinden biri de "iyi performans"tı. Tüm kapasitesini ve sağlayabileceği her türlü yeteneği sahaya getirirdi. Konuyu dikkatlice incelerdi, engeller hakkında açık ve yeterli bilgiye sahipti, çalışma kural ve ilkelerini biliyordu ve ferasetle sahaya çıkardı. Olayları “hızlı ve eksiksiz özetleme” yeteneği çok yüksekti, aynı zamanda ayrıntılara da çok dikkat ediyordu. Şehit Süleymani, işi bölüştürürken kendini her şeyden sorumlu görüyordu. Dolayısıyla aldığı raporları "kişisel bilgiler" ile harmanlardı ve stratejiyi gerçekleştirmek için kullanılacak taktiklere güvenerek olayın kalbine yürürdü ve önceden öngördüğü belirli bir zamanda hedefe ulaşırdı. Bu mevzu, onun kararlarının maliyetini büyük ölçüde azaltırken faydalarını da genişletti. Bu özellikler onu kararlı ve çekici bir figür yapmıştı. Oldukça manevi ve kararlı bir insan! Karşı tarafta bu özellikler yoktu, ne maneviyat diye bir şey vardı ne de kararlar yeterli derinliğe sahipti. ABD, büyük bir tekebbürle Irak’a girdi. Amerikan üst düzey komutanların dediğine göre, yüz milyarlarca dolar harcadı, 100 bine yakın Iraklıyı katletti, yüz binlercesini yaralı ve sakat bıraktı ve kendilerinin dediğine göre, 5.000'e yakın kayıp verdi ve en sonunda 2009 ve 2011 yılları arasında zelilce Irak'tan çekildi. Elde ettiği tek şey, Iraklıların ABD'ye yönelik nefreti oldu. Bu, insanlık için, özellikle bilimsel ve siyasi merkezler için büyük bir pratik derstir. Yönetimde başarıyı arayanlar ve başarının sırlarını ve başarının önündeki engelleri bilmek isteyenler, Irak'taki istikbar cephesine karşı duran direniş cephesine bakmalıdır.
3- Makbuliyet
Şehit Süleymani hem ulusal hem de uluslararası alanda büyük bir makbuliyet gördü. Makbuliyet sadece başarı için bir araç değil, aynı zamanda meşruiyet için de bir araçtır. Makbuliyet unsuru, iktidarın istikrarının ve güçlü sistemin dört unsurundan biridir.Diğer bir deyişle, gücün ahlaki unsuru olan makbuliyet yoksa veya çalışma sırasında zarar görürse güç ortadan kalkar. Bu konu hem ulusal hem de uluslararası düzeyde anlamlıdır. Makbuliyet unsuru, görüş imal etme gücü, karşı cereyanı kontrol etme gücü ve uygun organizasyonlar yaratma gücünü içeren diğer üç saç ayağının eksikliklerinin çoğunu telafi eder ve makbuliyet yokluğu da diğer üç saç ayağının verimsizliğine neden olur. Serdar Şehit Süleymani, Irak, Suriye, Lübnan, Filistin, Yemen ve Afganistan'da büyük gelişmelerin içinde yer aldı. Bütün bu durumlarda, bir hegemon olarak değil, kardeşçe müdahil oldu ve bu nedenle bu ülkelerdeki muhalifleri de ona hayran kaldı ve mahbubiyetini inkar edemediler. O, yöntem olarak, önce liderlere ve etkili gruplara durumu ayrıntılı olarak açıklardı ve hakikaten gerçekleri kabul ettirmede olağanüstü bir yeteneğe sahipti. Ondan sonra onlara sorundan çıkış yolunu gösterirdi ve üçüncü aşamada planını ve olanaklarını sahaya çıkartırdı. Kimse kendini aldatılmış hissetmesin diye de zaferi aralarında paylaştırırdı. Bu çok önemli bir yönetim dersi ve büyük başarıların temel anahtarıdır.
4- Küreselleşme
Siyasi literatürde küreselleşme, hegemonyanın bir tezahürüdür ve bu, Şehit Süleymani’nin ahlaki ve manevi ruhiyesi ve terbiyesiyle taban tabana zıttı. Bununla birlikte, Serdar Süleymani'nin düşünce ve siresi, geniş bir coğrafyada siyasi bir yapı ve birçok coğrafyada "etkili bir çözüm" haline gelmesi anlamında küreselleşti. Süleymani'nin düşünce ve yolu, sadece bölge ülkeleri ve Müslüman milletler arasında kurucu bir etki bırakmakla kalmadı, Latin Amerika’da vb. yerlerde Hıristiyanlar ve Hıristiyan olmayanlar arasında da bir yönetim modeli olarak dikkatlerin odağı oldu. Gerçekte, Serdar Süleymani’nin eylem ve düşüncesi İslam Devrimi'nin düşüncesinin, siyasi ve fikri sisteminin küreselleşmesinde çok derin ve kalıcı etkiler bıraktı. Bir millet sahaya milli potansiyelleri getirmek isterse veya farklı etnik köken ve dinlere rağmen milli birlik sağlamak isterse veya zorbaların üstün gücüyle yüzleşmek ve onu alt etmek isterse veya güvenli ve canlı bir bölgesel ortam isterse, Süleymani mektebi onun önündedir.
Keyhan Gazetesi / Sadullah Zarii
Çev.: Mehmet Gönül / Welayet News
Yeni yorum ekle