Fransa'yla Krizin Gölgesinde Cezayir: 'Suriye Arap Birliğine Dönmeli'
BAE Dışişleri Bakanı'nın Şam'a yaptığı son ziyaretin ve Arapların Suriye ile ilişkilerinin düzeldiğine dair raporların yayınlanmasının ardından Cezayir Dışişleri Bakanı, Suriye'nin Arap Birliği'ne dönme zamanının geldiğini söyledi.
Welayet News - Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtan Lamara, Çarşamba günü, diplomatik heyetlerin görüşmesinin ardından düzenlediği basın toplantısında Suriye ve Libya'daki gelişmeler de dâhil olmak üzere çeşitli konulara değindi.
Cezayir Dışişleri Bakanı basın toplantısında şunları söyledi: ‘Suriye'nin Arap Birliği'ne dönme zamanının geldiğini ve Suriye koltuğunun (Arap Birliği'ndeki) iç işlerine karışmadan geri verilmesi gerektiğini daha önce söylemiştik.
Cezayir, Suriye'nin Arap Birliği'ndeki varlığının askıya alınmasını hiçbir şekilde onaylamadı. Suriye meselesi ve bu ülkenin Arap Birliği'ndeki varlığı konusunda bir anlaşmaya varmaya çalışıyoruz. BAE Dışişleri Bakanını Şam ziyaretinden dolayı tebrik ediyorum ve bu adımın Arap ülkelerinin uyumuna yardımcı olacağını umuyoruz.’
Bu açıklamalar, Salı günü, haber kaynaklarının BAE Dışişleri Bakanı Abdullah b. Zayid Al-i Nahyan'ın üst düzey bir heyetin başında yaklaşık on yıl sonra Şam'a geldiğini ve Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile görüştüğünü bildirdiği bir durumda yapıldı.
Bu haberlerin yayınlanmasından bir gün sonra, uçak izleme üsleri, Çarşamba sabahı bir Bahreyn uçağının Şam Uluslararası Havalimanı'na indiğini açıkladı.
Öte yandan, medya daha önce Suudi istihbarat servisi başkanı Halid el-Hamidan'ın üst düzey bir heyetin başında Şam'a geldiğini ve Suriyeli üst düzey yetkililerle görüştüğünü bildirmişti.
Aynı zamanda, Ürdün Kralı 2. Abdullah da Suriye Devlet Başkanı ile uzun bir telefon görüşmesi yapmış ve çeşitli konularda istişarelerde bulunmuştur.
Cezayir Dışişleri Bakanı, konuşmasının başka bir bölümünde Fransa ile Cezayir arasındaki ilişkilerde yaşanan gerginliğe değinerek, şunları vurguladı: ‘Bu ülkenin Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun, Cuma günü Libya'da düzenlenecek barış konferansına katılmayacak.
Libyalı kardeşlerimiz Cezayir'in Paris zirvesine katılmasını istiyor. Cezayir'in bu toplantıya bakanlar düzeyinde katılması kararlaştırıldı. Cumhurbaşkanı Tebbun’un içişleri ile meşgul olması onun bu konferansa katılmasına izin vermiyor.
Cezayir'e ardı ardına yapılan seyahatlerin sayısında da görüldüğü gibi, Cezayir planı, Libya meselesinde etkili sonuçlar verdi. Cezayir, komşu ülkelerin Libya sorunundaki rolünü koordine etmek için sahnede olacaktır.
Cezayir'in egemenliğinde ısrar etmesi nedeniyle Cezayir ile Paris arasındaki ilişkiler karmaşıktır. Fransa cumhurbaşkanının açıklamasında net bir özür yoktu.’
Le Monde gazetesinin 2 Ekim'deki haberine göre, Macron, Cezayir cumhurbaşkanının son derece zor bir rejimde teklifsiz kaldığını ve Cezayir tarihinin gerçeklere dayalı olmadığını ve Fransız sömürüsünden önce Cezayir milletinin olmadığını ve bu ülkenin Osmanlı sömürgesinden başka bir sömürge altına intikal ettiğini iddia etti.
Elysee Sarayından yapılan açıklamaya tepki gösteren Cezayir'in Ahbar el-Vatan Kanalının sorumlusu Riyad Havali, el-Kudüs el-Arabi gazetesine şunları söyledi: ‘Bu açıklama, Macron'un sömürge öncesi Cezayir halkının varlığını inkar eden açıklamalarının bıraktığı yarayı iyileştirecek nitelikte bir açıklama değil. Bu bir özür değil; Pişmanlığı ifade etmek, Macron'un sözlerini geri aldığı anlamına gelmiyor.
Paris'teki Libya konferansı, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun'un varlığı olmadan gayrimeşru olurdu.’
Cezayirli gazeteci Osman Lahyani de şunları söyledi: ‘Elysee Sarayı'nın danışmanının açıklamalarından bir özür anlaşılmıyor, Aksine, Elysee'nin sözcüsü Fransızların anlattıklarında ısrar ediyor ve sorunun açıklamalarda değil, Cezayir algısında olduğunu söylüyor ve bu, Macron'un açıklamalarından daha çirkindir.’
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Profesörü Dr. Sami Talhi de bu konuda şunları söyledi: ‘Gerçek bir özür, Fransa'nın suçlarının resmi olarak itiraf edilmesidir. Macron neden kendisi özür dilemedi ve açıklama yapıldı!
Bu açıklama, Cezayir'in önümüzdeki Cuma günü Paris'te yapılacak Libya toplantısına katılması için bir yumuşatmadır.’
Cezayirli gazeteci Mehdi Muhammed de bu konuda şunları söyledi: ‘Bu bildiri ve açıklamada Cezayirlileri kızdıran konulara değinilmedi. Özür mertebesine ulaşmayan bir geçiş cümlesiydi. Birçok Fransız politikacının son sözleri, Cezayir'e karşı eski bir kinden kaynaklanıyor.
Fransa, Libya konusunda önemli bir ortak olarak Cezayir'e ihtiyaç duymuyor, sadece hazırladığı stratejiyi uygulamak için Cezayir'in resmi katılımını istiyor.’
Yeni yorum ekle