Bugün sabahtan beri Siyonist siteleri ve el-Şeyyah ve Aynu-l Ramana bölgesindeki olay ve göstericilere ateş eden keskin nişancılar hakkındaki görüşlerini inceliyorum. Semir Ca’ca’nın, doğrudan öldürmeyi teşvik eden İsrail’in istihbarat ağlarının ve kanallarının borazanı olduğunu anladım.

Welayet News - Al Alam -Günün Analizi/ İlginç olan, Siyonist medya ve bazı Suudi destekli Arap medya organlarının gerçeği çarpıtmak ve olayın habisçe tanıtımı için hemavaz olmasıdır. İsrail medya organları Lübnanlıların kanını üzerinde tepiniyor ve  en çok da Semir Ca’ca'nın katliama çağıran sözlerinden dolayı seviniyorlar.

İsrail medyasında çıkan yazılarda, Lübnanlı Güçlerin komutanı (Semir Ca’ca), Hıristiyanları savunan ilham verici bir komutan olarak gösteriliyor, hatta İsrail medyasına göre adam Hizbullah'ın Lübnan hükümeti üzerindeki egemenliğine karşı savaşıyormuş gibi tasvir ediliyor. Ancak Hizbullah ve Emel hareketinin Lübnanlıları fitne, mezhepçilik ve iç çekişmelerden kaçınmaya çağıran açıklaması İsraillileri daha da kışkırttı.

Tel Aviv'de de sevinçten ellerini oğuşturuyorlar ve Anu-l Ramana’da sıkılan kurşunların, ilk iç savaşın başladığı bölgede bir sonraki iç savaşın başlangıcı için bir kıvılcım olduğunu düşünüyorlar. Kaosun çıkmasını ve bu patlamanın fitilinin indirilmemesini diliyorlar. Lübnan direniş güçlerinin yeni bir krize ve bitmeyen taifecilik çatışmasına girmesi için ellerine bir fırsatın geçtiğini sanıyorlar.

İşgalci Siyonist rejim, onlarca yıldır mezhepçiliği kürüklüyor, Hristiyanların krizde olduğunu söylüyor ve Lübnanlı Hristiyanları kimsenin yardımcısı olmadığı mazlumlar olarak nitelendiriyor ve her zaman da Tel Aviv’in propagandasına bariz bir kanıt olsun diye Ca’ca’ı örnek olarak gösteriyor.

Ancak sorun şu ki, Batının her türlü hakimiyetine karşı olan ve direnişe gönül veren, esas çatışmayı işgalci ile çatışma olarak gören ve Lübnan'ın iç farklılıklarının düşmanlarla değil kardeşler arasında olduğuna inanan diğer Hıristiyan akımı, İsrail medyasının gözüne görünmüyor.

Tel Aviv'de sadece Semir Ca’ca Hıristiyan olarak kabul edilir ve onu Hıristiyanların hamisi ve Hıristiyanları başkalarının boyunduruğundan kurtarmaya çalışan yed-i beyza sahibi olarak görmeye çalışırlar.

Hiç şüphesiz çağdaş tarih, Siyonist işgalcilerin Lübnan'da Şiilerle Sünnilerin kanını Hıristiyanlar ve Dürzilerin kanıyla karıştıracak, Lübnan’ı zayıflatıp parçalayacak ve bu ülkenin egemenliğini açgözlüler ve hegemonyacıların ayağı altında ezilmesiyle sonuçlanacak bir iç savaşın peşinde olduklarını kanıtlamıştır. 

Welayet News