Afganistan'ın bağımsızlık yolu
Bazı Afgan güçlerin Taliban’la mücadele için Amerika'yı yardıma çağırması stratejik bir hatadır; zira şekillenecek bir çatışmanın iki tarafının da yönlendirilmesi dış güçlerde olacaktır.
Welayet News - Bu günler büyük bir siyasi sınavla karşı karşıya gelen Afganistan hilimle ve geçmiş deneyimlerden ders çıkararak ancak bu sınavdan başarılı çıkacaktır. Her türlü acelecilik, telkinlere ve hilelere açık olmak bu bölgeye barış ve huzurun geri dönmesinin yıllarca gecikmesine neden olacaktır.
Bazıların İran'ın komşu bu ülkenin istilacı güçlere çekici gelmeyen fakir bir ülke olduğuna dair inançlarının aksine, Afganistan, bölgesel konumunun yanı sıra dünyanın açgözlüleri için petrolden çok daha kazançlı bir ticarete sahiptir.
Son olayları analiz ederken, bugün Afganistan'da siyasi aktivist olarak kabul edilen teşkilat ve akımların büyük ölçüde Sovyet işgali sırasında doğduğunu gözden kaçırmamak gerekir. Bu nedenle düşmanı tanıma noktasındaki saplantıları onların öne çıkan özelliğidir. Bu zafiyet, işgalin çeşitli şekillerde devam etmesinin ve bu ülkede milli egemenliğin sağlanmamasının temel sebebi olmuştur.
Taliban ve El Kaide gibi birçok mücahid grup, Afganistan'ı Kızıl Ordu'nun egemenliğinden kurtarma cihadını CIA'in tertiplediği gizli ve siyasi hazırlıklar şemsiyesi altında başlattılar ve giderek ondan etkilendiler.
Bugün, bu aktörler Afganistan'ın işgali döneminden değerli deneyimler edinmiş olmalarına rağmen, bazı eylemlerinde hala düşmanı tanımadaki zayıflıkları görülmektedir.
Washington, siyasi egemenliğini sürdürecek bir şekilde ve ekonomik savaş maliyetlerini azaltmak için birkaç yıldır Afganistan'dan ayrılmayı gündeme getiyordu. Dolayısıyla bir yandan bu ülke yönetiminde seçim yapısının kurumsallaşmasına izin vermemiş, bir yandan da Afganistan halkına ulusal çıkarlara bağlı olmayan kişileri zorla dayatmıştır. Öte yandan, uzun süre Taliban ile müzakere ettiler ve pratikte ona bir hükümet gibi davrandılar, ancak bu, Taliban'ın ABD'nin Afganistan'ı işgalinden önceki aynı ham güçler olduğu anlamına gelmiyor. Bu nedenle, Washington'un karmaşık bir gaileyi oluşturmak için tüm akımlardaki piyonlarının etkisini kullanmayı planladığı görülüyor.
Eğer tüm aktörler siyasi yaşamlarının devamını bir şekilde Beyaz Saray ile koordinasyona muhtaç görürse -veya daha açık bir deyişle, dünkü işgalciye ihtiyaç elini uzatırsa- Afganistan'daki siyasi sahne çok daha karmaşık hale gelecektir. Çünkü aktif güçler arasındaki ilişkilerin düzenlenmesinde yabancılar rol oynamadan hiçbir adım atılmayacak; başka bir deyişle, Afganlar ulusal egemenliği kolektif katılım yoluyla nasıl şekillendireceklerini öğrenemeyecekler.
Son haftalarda, doğrudan Taliban'a karşı cephe alması için İran’a olağanüstü bir baskı yapıldı, ancak Tahran, geçmiş deneyimlerden hareketle, ABD'nin siyasi müdahalesine bir behane oluşmasın diye bu propaganda dalgasına güçlü bir şekilde direndi.
Ne yazık ki, son günlerde, bazı Afgan figürleri ABD'ye Taliban'a karşı yardım etmesi için çağrıda bulundu ki bu da Taliban'ın iktidardaki ilk turunun deneyimlerini görmezden gelmek anlamına geliyor.
Taliban taraftarları ve muhalifleri, ABD'nin ikircilikli yaklaşımı konusunda zengin bir deneyime sahiptir. Afganistan'da ABD'nin çatışmanın her iki tarafıyla - örtülü veya açık olarak - bağlarının olduğu bir durum ortaya çıkarsa, bir yandan askeri yenilgisi telafi edilecek, diğer yandan oyun kurması askeri alandan, çok daha karmaşık bir alan olan siyasi alana intikal edecektir.
Geçmişte Amerikalılar, İran’nın zekice davranması nedeniyle, bölgesel bir savaş çıkararak amaçlarına ulaşamadılar. Afganistan dışişleri bakan yardımcısı olarak da görev yapan Afganistan'daki Taliban elçisi Wahid Mujde anılarında şöyle yazıyor: “Dışişleri bakan yardımcısı Mevlevi Abdurrahman Zahid, Molla Muhammed Ömer'in evinin önünde meydana gelen patlamanın ardından Kandahar'a yaptığı bir geziden sonra, Pakistanlıların (yani ABD ile yakın bağları olan SIS’nın) bu patlamadan birkaç gün sonra olayda İran'ın parmağı olduğuna dair bir takım belgeler Molla Muhammed Ömer’e verdiğini bana söyledi. Zahid, bu belgelerin sahte olduğunu ve Pakistan'ın bunu yaparak Molla Muhammed Ömer'in İran'a olan kızgınlığını artırmak istediğini dile getirdi. Bu patlamanın sonucunda Molla Muhammed Ömer'in iki erkek kardeşi ve bir eşi öldürülmüştü” (Vahid Müjde'nin "Taliban" kitabı, s. 20, 19). İranlı diplomatların Mezar-ı Şerif'te, Taliban’ın bu şehre girmesinden önce şehit edilmesinin de SIS’nın eliyle yapıldığı giderek herkese eyan oldu. İran'ın bu deneyimde sabırlı olması ve Batılıların baskılarına direnç göstermesi Amerikan planını boşa çıkardı.
Bugün de her türlü savaş çığırtkanlığı, Washington'un yeni politikasının ön gerekliliklerini karşılayacaktır. Bu nedenle, Bazı Afgan güçlerin Taliban’la mücadele için Amerika’yı yardıma çağırması stratejik bir hatadır; zira şekillenecek bir çatışmanın iki tarafının da yönlendirilmesi dış güçlerde olacaktır.
Afganistan'ın yasallığa ve bu ülkedeki akımların birbiriyle etkileşim içinde olma kültürünü öğrenmeye ihtiyacı var; çünkü yabancı istilanın daha karmaşık bir yoldan geri dönüşünü engellemenin tek yolu bu olacaktır.
Çev: Mehmet Gönül - Welayet News
Yeni yorum ekle