Pazar günü, Taliban baş döndürücü bir hızla başkent Kabil'e girerken, Cumhurbaşkanı Eşref Gani ülkeden kaçtı. ABD'nin 11 Eylül'ün ardından Afganistan'ı işgal etmesinden yaklaşık 20 yıl sonra, Dışişleri Bakanlığı gizli belgeleri yaktı ve büyükelçilik çalışanlarını tahliye etmeye başaldı.

Welayet News  - Amerikan medya kuruluşlarıyla çalışmış bir Afgan gazeteci Politico’ya yazdığı mektupla Kabil’deki durumu yazdı. Şimdi ailesiyle birlikte saklanan gazeteci, güvenliğini korumak için kimliğinin açıklanmamasını istedi. Vatandaşların ani olaylar karşısında şok olduğu anlattı:

‘’Şehirde çok fazla panik ve korku var. Sokağa çıkma yasağı var, bu yüzden şu anda Kabil sokakları tamamen boş ve sessiz.

Bir sürü gazeteci beni arıyor. Hayatları için korkuyorum. Ben ve binlerce kişi için hayatımın en kötü gecesi.

Herkesin beklentileri boşa çıktı. Amerikalıların bizi ekmeyeceğini düşündük, şu anda durum böyle görünüyor.

Bunun olacağını asla hayal edemezdik ve inanamazdık. ABD'nin bu kadar ihanetine uğrayacağımızı asla tahmin edemezdik. Hayatımı [Amerikan] değerlerine adadım.

Çok vaat vardı, çok güvence. Değerler hakkında çok konuşma, ilerleme hakkında, haklar hakkında, kadın hakları hakkında, özgürlük hakkında, demokrasi hakkında çok konuşma. Bunların hepsinin boş olduğu ortaya çıktı.

Bu bağlılığın geçici olduğunu bilseydim, hayatımı riske atmazdım. Kabil'i terk edebilir ya da kalabilirdim. Afganistan'da herhangi bir yere gitme özgürlüğüm olurdu. Ama şu anda sadece saklanmak zorundayım. Bunu hayatımda ilk kez yaşıyorum.

Gitmenin bir yolunu bulmaya çalışıyorum. “Korkmuyorum” dersem yalan söylemiş olurum.

Buradaki insanlar [ABD'nin Afganistan'dan çekilmesiyle] şok yaşadı. Bunu yapacaklarını asla hayal edemezlerdi. Bizi terk ederlerse, muhtemelen binlerce insan öldürülür. Ve artık ABD'nin, “İnsan haklarına inanıyoruz. İnsan hakları ve demokrasi için mücadele ediyoruz” Diyecek ahlaki bir yetiye sahip değil.

Trump yönetimi mi yoksa Biden yönetimi mi olduğu umurumda değil. ABD'ye inandım ama bu bence çok büyük bir hata oldu.

[ABD Afganistan'ı ilk işgal ettiğinde] çok fazla umut vardı.

Amerikalı milletvekillerinin, müttefiklerini ekmenin iyi olmadığını bilmelerini istiyorum. Bu şimdiye kadarki en sorumsuz hareketti. Bu bizi alıp kurtların önüne atmak gibi oldu.

ABD'nin eylemleri açısından sağlam olması gerekiyor. Tutarlı ve güçlü olmaları ve Taliban'a 'İnsanları öldüremezsiniz' demeleri gerekiyor. Çok güçlü ve ciddi bir şekilde iletilmesi gerekiyor bu mesajın.

Daha fazla ABD askeri göndermek yardımcı olur mu? Tabii ki, yardımcı olur. Taliban'ın şehirde olduğunu duyduğumda gerçekten şok oldum. Bu anlaşmanın bir parçası değildi.

Afgan gazeteciler yayın yapabiliyor ama normalde yaptıkları kadar değil. Birçok medya kuruluşu dışarıdaydı; şimdi de hepsi çalışmıyor. İnsanlar evlerine kaçtı, evlerinde kalıyorlar.

Kaderimi Yüce Allah'a bıraktım. Çünkü artık kimseye güvenemiyorum.’’