Kimi haber kaynakları son günlerde BAE sahillerinde birkaç gemide olayların yaşandığını duyurdular.

Welayet News  - Associated Press ise Salı günü bu husustaki raporunda BAEsahillerinde en az dört geminin güvertesinin kontrolden çıktığını bildirdi.

Ardından da birkaç haber kaynağı BAE'nin Fuceyre limanı yakınlarında bir geminin bu olayı yaşadığını bildirdiler.

Bu haberlerin yayımlanmasına paralel olarak Batı ve siyonist rejim medyaları İran İslam Cumhuriyeti silahlı kuvvetlerinin Fars Körfezi ve Umman Denizinde geçmekte olan gemilere müdahalede bulunduklarına dair söylentiler yaydılar.

 Bu bağlamda İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade İran silahlı kuvvetlerinin Fars Körfezi ve Umman Denizinden geçmekte olan  gemilere müdahale ettikleri spekülasyonları reddederek  Batılı ve siyonist medya organlarının yalan ve temelsiz haberlerine yönelik uyarıda bulundu ve Fars Körfezi ve Umman Denizinde geçmekte olan gemilerin başına güvenlik sorunlarının geldiği haberleri senaryosunu kuşku uyandırıcı olarak nitelendirdi.

Burada sorulması gereken soru Fars Körfezi ve Umman Denizinde petrol gemileri ile ilgili haberlerin ve bölgede gemiciliği güvensizleştirme haberlerinin kimilerin çıkarları doğrultusunda olabileceğidir.

Bu hususta iki ihtimal bulunmaktadır: İlk ihtimal bölgede petrol gemileri ve ticari gemilere karşı güvenlik tehditlerinin suni bir şekilde ortaya çıkarılmasıdır. Böyle olursa bu senaryoyu kuranların Fars Körfezi ve Umman Denizinde planlı maceracılıklar peşinde olduklarını söylemek mümkün.  Bu senaryoda Amerika, İngiltere, İsrail ve Suudi Arabistan ayrıca kimi bölgesel ülkelerin izlerine rastlanmaktadır.

Amerika ordusu genelkurmay başkanı General Joseph Dunford'un bu yöndeki açıklamaları dikkat çekici bir gelişme sayılır. General Dunford son dönemde muhabirlere yaptığı konuşmada Amerika'nın Hürmüz Boğazında ve Babülmendep'te sözde serbest gemiciliği garanti altına almak için bir koalisyonun kurulmasından söz etti.

Amerika ordusu genel kurmay başkanı General Dunford şu açıklamada bulunmuştu: "Muhtemelen gelecek haftalarda hangi ülkelerin bu inisiyatifli planı desteklemek için siyasi azme sahip oldukları belirlenecektir."

Bu senaryo ve mizansendeki bir başka ihtimal de diğer hedefleri gerçekleştirmek için İran'a yönelik güvenlik baskının maksimum düzeye taşınmasıdır. Bu hususta iki nokta göze çarpmaktadır. İlk nokta  askıya alınan nükleer anlaşma müzakerelerinin kaderi ve ikinci nokta direnişin zayıflatılması ve İran'ın bölgedeki stratejik askeri varlığının etkilenmeye çalışılması.

Bu yüzden İsrail'in hedeflerine varmak için Fars Körfezi ve Umman Denizini güvensizleştirmek istemesi ve İran'ı güvenlik sorunları ile karşı karşıya bırakması muhtemeldir.

Geçen Cuma günü Umman Denizinde İsrailli bir gemiye İHA ile yapılan saldırı bu ihtimali güçlendirmektedir.

Siyonist rejim makamları bu saldırının ardından hiçbir belge ve kanıt sunmadan hemen İran'ı suçlayıp İran'a kesin yanıt talebinde bulundular.

Arap dünyası tanınmış analisti Abdülbari Atvan bölge ötesi Ray el-Yevm gazetesinin verdiği raporunda  bu olayları ve Amerika ve İsrail'in senaryoları ile ilgili şöyle yazdı: " Bu saldırı nükleer anlaşmasının canlandırılması ile ilgili müzakerelerin askıya alınması ve İran'ın yeni cumhurbaşkanının  tanıtılması töreni eşiğinde düzenlendi. "

Her halükarda kanıtlar ve deliller bu senaryoların kuşku uyandırıcı olduğunu gösteriyor. Bu siyasi oyunda siyonist rejim makamları bu savaşı şiddetlendirmek isterlerse büyük bir hata yapmış olurlar. Çünkü bu tür maceracılıklar aslında Siyonist Rejim ve Amerika ve ortakları için faydalı olmayacaktır.  Bu tür maceracılıklar kuşkusuz bölge ve hatta dünya için ağır maliyetleri olabilir.

ParsToday