Tanınmış Ortadoğu Analisti, Rey'ul Yevm Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdulbari Atvan, Filistin'de yaşanan son gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulundu.

Welayet News - Tanınmış Ortadoğu Analisti, Rey'ul Yevm Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdulbari Atvan, Filistin'de yaşanan son gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulundu.

Atvan'ın, "Ümmetin onurunu korumak için şehitler veren bu halka mensup olmaktan gurur duyuyorum!" başlıklı yazısını Sena Gürler'in tercümesiyle veriyoruz:

Amerika’nın büyükelçiliğini işgal altındaki Kudüs’e taşıma sürecinde kışkırtmak için düzenlediği kutlamalardan söz ederken “uluslararası kanundan” söz etmemenizi rica ediyorum. Kuşatma altındaki Gazze’de yüz binlerce gencin işgal altındaki Filistin sınırına doğru yürüyüşe geçtiği, davalarına olan inançları ve imanlarıyla işgalcilerin gerçek mermilerine meydan okuduğu bir zamanda bu türden konuşmalar utanç verici ve küçük düşürücü...

Damarlarından izzet ve şeref kanını akıtan bu gençler Amerika-İsrail’in bu ilerleyişine karşı meydan okuyorlar. Ne Arap ordularını ne de satın almak için milyar dolarlar harcadıkları F-16’larını beklemiyorlar. Çünkü onlar bu uçakların ancak Arap şehirleri vurduğunun, Arapları öldürdüğünün farkındalar… Belki de söz konusu Arapların İsrail’le omuz omuza Filistin halkına karşı savaşma ihtimali de uzak değildir.

*

Bize “Amerika Nekbe Günü büyükelçiliğini taşıyarak barışçıl rolünü ve ikili devlet yalanını bitirdi” demeyin. Bugün büyükelçiliğin taşınmasını kim kutluyorsa bizi bu bataklığa düşüren de, bugün yaşadığımız bu hale bizi getiren de odur!

Arap liderlerin, bakanların, büyükelçilerin büyük çoğunluğunun, işgal devleti ile aralarındaki samimi dostluktan söz etmesine, İsrail’in Suriye’ye düzenlediği saldırıyı memnuniyetle karşılamasına, işgal altındaki Kudüs’e sporcu takımlarını göndermesine rağmen bu kutlamaya katılmalarına şaşırıyoruz. İsrail ve Amerika’yı telefonla tebrik ettiklerini söylüyoruz. Öyle değil mi, neticede yeni müttefiklerine karşı görevlerini yerine getirmemeleri mantıksız olurdu!

Geri Dönüş Yürüyüşleri başladığından beri yüzlerce kişi şehit düştü. Yalnızca bugün bu satırları kaleme alırken 40 kişi şehit düştü. Sayı artmaya devam ediyor. Bu insanlar sahabenin, fatih komutanların, kahraman askerlerin torunları… Bunlar, kafirin ezici çoğunluğunu yenilgiye uğratan inanmış azınlık…

Filistin halkına ve yeni nesillerine topraklarını unutturmak, böylece geri dönüş talebinden onları vazgeçirmek istediler. İşte kanla sulanan kutlu yürüyüşler… Onlar bu halkın kararlılığını ve iman gücünü bilmiyorlar!

Arap liderler, teslim olup boyun eğmiş Filistin yönetimi Filistin’i unuttular, geri dönüş hakkından vazgeçtiler. Amerika onlara yeni bir düşman üretti ve onlar da emanete ihanet ettiler. Filistin halkı ve onun yanında yer alan tüm Müslüman ve Arap halklar ahde vefa gösterecek, ne kadar çok kayıp verilirse verilsin ümmetin izzetini korumayı sürdürecekler.

*

Duygusallıkla yazıyorum, evet… Bugüne kadar akılcı olanlar, itidal ehli olanlar neler yaptı? Yahudi yerleşim birimlerinden birinde herhangi bir dairenin inşaatının durdurulmasına vesile oldular mı? Kudüs’ün Arap kimliğini ya da İslami kimliğini korudular mı? Yahudileştirilmesine engel oldular mı? Gazze’de, Cenin’de, El-Halil’de, Güney Lübnan’da, Suriye’de işgal güçlerinin işlediği katliamları durdurabildiler mi?

Büyük Dönüş Yürüyüşünün erleri ölümden korkmuyorlar, korku nedir bilmiyorlar ve sınırları aşıyorlar. Ustalıkla direniyorlar ve teslimiyetçi Arapların bu davanın listenin en altına düştüğünü düşünmelerine rağmen davalarını dünyadaki önem sıralamasının üstüne taşıyorlar.

Asıl korkak olanlar kutlamalarını mahveden, çirkin yüzlerindeki maskelerini düşüren gençlerin, masum çocukların üzerine ateş açan İsraillilerdir!

İsrail’in yanında saf tutanlar tebrik edilmeyecekler! Halklarının öfkesinden kendilerini koruyamayacaklar! Biz bu halkların unutmayacağına, affetmeyeceğine, kendilerini satan, ülkelerinin servetini İsrail’e, Amerika’ya ipotek eden zalim liderlere karşı olabilecek en güçlü şekliyle direneceğine inanıyoruz.

Bu kahraman Arap halka mensup olmaktan gurur duyuyoruz. Şehitler ve gaziler sayesinde başlarımız dik dolaşıyoruz. İçerisinde bu kahramanların olduğu bu ümmeti AllahuTeala asla yenilgiye uğratmaz.

Son olarak şunu söylemek istiyoruz, bu kahraman halk ölmeye hevesli değil, kendisini tehlikeye atmıyor. Çünkü bu halk cesur, şerefli ve yaşamayı seven bir halk… Ancak yaşamak izzeti, şerefi gerektirir. Şehitleri, yaralıları, kadınları, çocukları ile sürdürülen bu mücadele mübarek olsun…