Baybaşin: Ağar'ın Yaşamı Devlet Yapısının Yansımasıdır

Sa, 01/06/2021 - 10:25

Sedat Peker'in açıklamalarında Mehmet Ağar'la ilişkili olduğunu belirttiği isimlerden biri de Hüseyin Baybaşin'di. Uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla Hollanda'da Vught Cezaevi'nde tutuklu bulunan Hüseyin Baybaşin Artı Gerçek'e açıklamalarda bulundu.

Welayet News  - 90'lı yıllardaki "faili meçhul" cinayetlere ilişkin bilinen ve büyük ölçüde doğrulanmış olan iddialara ilişkin kendi gözlem ve deneyimlerini de aktaran Baybaşin, "Öldürülecek Kürt şahsiyetlerin listesini o dönemin Askeri Yargıtay Başkanı İlhan Şener Paşa bizzat bana İstanbul’a getirip verdi" dedi.

Baybaşin'in açıklamalarından bir kesit şöyle:

"Mehmet Ağar devletin işleyişini, yapısını değiştirebilecek bir güçte olmadığını çok iyi bilir. Dolayısıyla devletin kurallarına uygun ve emirlerine riayet ederek yaşıyor. Bana göre Mehmet Ağar’ın yaşamı Türkiye Cumhuriyeti devletinin yapısının bir aynasıdır. Bunun görülmesinde yarar var.

1990’larda Kürt iş adamları gibi Kürt siyasi şahsiyetler, Kürt yazarlar ve Kürt etkin şahsiyetleri Demirel’in başkanlığında verilmiş olan bir karar ile sistemli ve organizeli olarak katledilmeye başlandılar. Uygulamayı Tansu Çiller organize etti. Öldürülecek Kürt şahsiyetlerin listesini o dönemin Askeri Yargıtay Başkanı İlhan Şener Paşa bizzat bana İstanbul’a getirip verdi.  Kendisiyle çok yakın görüşüyorduk. Onunla birbirimizin evlerine giderdik ve Ankara'ya gittiğimde Gölbaşı'ndaki Vilayetler Evi'nde sürekli yemek yemeğe giderdik. Başka devlet yöneticileriyle de o ortamda ve o çevrede görüşürdük. Generaller lojmanındaydı. Benim orada görüştüğüm başka generaller de vardı. Yani bana İstanbul’a gelmesi için bana yakın olduğunu izah etmek için tekrarlıyorum; öldürülecek Kürt şahsiyetlerin listesini İlhan Şener Paşa bana bizzat verdikten sonra bu listenin iptal edilebilmesi için çok çalıştım. Kendisi de çok yardımcı oldu ama söylemek zorundayım başaramadım.

Sedat Peker'den bahsetmişsiniz. Bu adam kim, tanımam. Onun söylediklerini veya açıklamalarını da görmedim.  Dolayısıyla bir yorum yapmayacağım. Ancak Türkiye'nin bir narko devleti olduğu konusu bir sır değildir. Bunu sizlerin de bilmesi lazım! Bütün dünya da biliyor. Kolombiya, Meksika ve Afganistan gibi ülkelerde uyuşturucu taciri çeteler, baronlar, karteller var ama o ülkelerde bile uyuşturucu trafiği bir devlet sektörü değildir. Türkiye'de uyuşturucu trafiği bir devlet sektörüdür. 

Bildiğiniz gibi Susurluk soruşturması esnasında Meclis Susurluk  Soruşturma Komisyonu Mesut Yılmaz’ın ifadesini aldığında Mesut Yılmaz çok net olarak, 'Bu uyuşturucu trafiği devletin kontrolünde yürütülüyor' dedi. Parantez içinde söylemedi, açık ve net söyledi. Bu ifade o raporda mevcut duruyor. Türkiye'de bu işi bir başbakandan daha iyi bilecek biri de olamaz. Ayrıca Susurluk Meclis Soruşturma raporu Veli Özdemir arkadaş tarafından kitaplaştırıldı. Öyle de ulaşabilirsiniz.  Ama o belgeler bizde de var. İsterseniz göndeririz sizlere. Devlet adına birileri yani Türkiye Devleti adına birileri şu çeteler var, bu mafya grubu var gibi açıklamalar yaparken yalan söylüyor. Türkiye Devleti adına birileri eğer bir şahsın mafyada onlarca adamı olduğunu biliyorsa onun bir suç örgütü olduğunu, cezayı müeyyide gerektirecek neden olduğunu ve tutuklanıp yargılanması gerektiğini bilmesi gerekir. Bunu açıklayan devlet birimleri bilerek yalan söylüyorlar ve halkın dikkatini kendi pisliklerinden uzaklaştırmayı amaçlıyorlar.

Devletin yapısı suç örgütü tarzını aşamıyorsa mafya devletin kendisidir. Doğruları kabul etmezsek o zaman var olan doğrulardan ötürü oluşan sorunları da çözümleyemeyiz. Bunun özellikle dikkate alınmasını rica ederim.’’



Yeni yorum ekle