Okuyan: Türkiye Dış Politikası Baştan Aşağı Suç Üzerine Kurulu
TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, ülkücü mafya lideri Sedat Peker'in gündeme oturan videolarını ve videolardaki söylemlerini Cumhuriyet TV'ye değerlendirdi.
Welayet News - Biden yönetimi ile AKP arasındaki "nikah tazeleme"de ileri bir aşamaya gelindiği değerlendirmesini yapan Okuyan, önümüzdeki günlerde Erdoğan iktidarının ömrünü uzatacak gelişmeler yaşanması ihtimaline de dikkat çekti.
Okuyan, Peker'in son videosunda değindiği SADAT'ın el-Nusra'ya silah gönderdiği iddiasıyla ilgili ise bunun önemli olduğunu ancak artık geride kalan bir olguyu gösterdiğini söyledi.
Okuyan’ın konuya ilişkin değerlendirmesi şöyle:
"Biliyorsunuz bu iddia ilk kez ortaya atılmadı. SADAT’ın Suriye ve Libya’daki faaliyetlerine ilişkin çok önemli iddialar konuşuldu. Önemsiz mi? Önemli çünkü kendi tanıklığı. Diyor ki 'benim TIR’larımın arasına karıştılar ve Türkmenlere gideceği söylenen TIR’ların bir bölümü el-Nusra vb. örgütlere gitti ve orada da silahlar vardı'
Bunlar zamanında çok önemli bilgilerdi. Mesela TIR’lar meselesi. O zaman Suriye’de bu gayrimeşru işler uluslararası alanda çok büyük gürültü çıkartabilecek noktadaydı. Hatta Rusya bir ara Suriye devleti ile işbirliği halinde bunu uluslararası gündeme taşımak üzereydi ki Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkiler iyileşmeye başladı. Rus yönetimi vazgeçti bunu gündeme almaktan. Şimdi el-Nusra kağıt üzerinde artık yok. Türkiye ondan sonra bundan daha büyük bir iş yaptı aslında, geçmişte Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)destekleniyordu, şimdi Türkiye ÖSO’yu dönüştürerek bir başka ülkenin içerisine kendisine bağlı bir orduyu soktu Suriye Milli Ordusu adı altında.
Daha önce Suriye’deki iç savaşta taraflara örtülü bir şekilde silah yardımı yapıyorsunuz ve bu bir suç. Ama şimdi BM’de hâlâ tanınan Suriye’nin meşru iktidarına karşı o iktidarı devirmeye çalışan bir ordu kurarak onunla birlikte hareket ediyorsunuz ve Suriye’nin bazı bölgelerine girmiş durumdasınız. Burada yeni bir safha var.
Türkiye’de, Suriye’deki karışıklıklar başladığında ve iç savaşa dönüştüğünde bugün AKP’ye karşı olan birçok kişi sözümona Suriye’deki ‘diktatörlüğü’ devirmek için Suriye halkına yardım edilmesi gerektiğine dair tezler ileri sürüyordu. Hatta Suriye’nin demokratikleşmesinin Suriye’de özerk bölgelerin ortaya çıkmasından geçtiğini söyleyenler vardı. E şimdi Türkiye’de AKP iktidarı bu fırsatı değerlendirmeyecek miydi? Değerlendirdiler. Bugün Peker de söylüyor ‘Suriye’de olmalıyız’ diye. Buradan birileri para kazanıyor. Silah satışı olan bir yerde birilerinin para kazanmaması mümkün mü?
Ayrıca şunu unutmayalım: SADAT niye kuruldu? Birileri para kazansın, bir yandan da Türkiye’de iktidar resmen sorumluluk altına girmesin diye kuruldu. Bunu dünyada yapan başka ülkeler de var. Şimdi inkar ediyorlar ama herkes biliyor. Ayrıca reklamını kendileri yapıyorlar. Yani biz Suriye’de hiçbir iş yapmıyoruz filan diye bir açıklamanın bir anlamı yok.
Sedat Peker’in açıklamaları bence biraz geride kalan bir olguyu gösteriyor. Bugün Türkiye açıkça -bakın üniversite kuruyor- yerleşmiş durumda Suriye’nin bir kısmına. Ve buralarda artık Türkiye’nin kendi silahlı güçleriyle Suriye Milli Ordusu arasında bir ayrım yapmak güçleşiyor. Nusra’ya silah gitmesi artık bana göre geride kalmış bir olgudur. Vehameti bitmiyor tabii ki. Ne işimiz var bizim orada. Başka bir ülkenin içerisinde silahlı bir oyunun parçası oluyorsunuz, sonra da diyorsunuz ki benim güvenliğim söz konusu. Eğer Suriye’de bu karışıklıklara destek olunmasaydı Türkiye’yi tehdit eden hiçbir şey olmayacaktı - eğer öyle bir tehdit varsa...
Şu anda meşru, başka bir ülkeyi parça parça eden bir operasyonda rol üstlenmiş durumda Türkiye ve geldiğimiz nokta TIR’larla kime silah gittiği falan… Ama bunları çok aştık. Bakın petrol ticaretinden söz ediliyor, bildiğimiz başka şeyler var, fabrikalar söküldü buralara geldi, tarihi eser kaçakçılığı… Her açıdan Suriye yağmalanıyor. Bu insanlık adına muazzam bir suçtur.
Mesele yalnızca silah değil. Korkunç bir tabloyla karşı karşıyayız. Ondan sonra atıp tutuyorlar, İsrail, One Minute, ABD Türkiye’yi bölmeye çalışıyor falan diye… Geçiniz! Ben size bir şey söyleyeyim, Arap ülkelerinin İsrail ile ticaretinin bir bölümü Türkiye üzerinden yürüyor. On yıllardır Türkiye üzerinden İsrail ile ticaret yapıyorlar. Türkiye gönüllü olarak bunu yapıyor kendisi İsrail’le yaptığı işin dışında. Türk firmaları Arap ülkeleriyle İsrail arasındaki trafikte aracı oluyorlar. Ondan sonra geçmişler yok Filistin davası filan diye. Dış politikası Türkiye’nin baştan aşağı suç üzerine kurulu. Yazık. Bunu biz yurtseverler söylüyoruz. Söylemek zorundayız. Kendi ülkemiz kaynaklı suçları söylemeyecek miyiz?"
Yeni yorum ekle