Şeyh Ekrem el-Kabi, General Fedevi ile yaptığı görüşmede, Irak direnişinin işgalcilerin askeri üslerinde istihbarat anlamında tam bilgiye sahip olduğunu ve Nuceba Hareketinin Amerika karşısındaki politikasının mermilere karşı füze politikası olduğunu açıkladı. 

Welayet News  - Nuceba Hareketi Genel Sekreteri Salı günü Tahran’da İran İslam Cumhuriyeti Devrim Muhafızları Komutanı Yardımcısı ile görüştü. 

Şeyh Ekrem el-Kabi bu görüşmede Irak’taki çalkantılı ekonomik durum hakkında konuştu ve şunları söyledi: ‘Irak'ın tüm ekonomik kapasitesi ABD'ye verildi ve mevcut sürecin devam etmesi ile gelecekte daha olumsuz bir durum göreceğiz.’ 

Nuceba Hareketi Genel Sekreteri, Irak petrol parasını keşfetmenin, çıkarmanın, satmanın ve almanın tüm adımlarının Amerikalılar tarafından yapıldığına dikkat çekti ve şu ifadelerde bulundu: ‘Bu destekle, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo geçtiğimiz günlerde Irak hükümetini “Paranızı bloke ederiz” şeklinde tehdit etti! 

Mike Pompeo konuşmasının başka bir bölümünde Washington'un Irak'ta IŞİD'i canlandırma çabalarına vurgu yaptı ve şunları söyledi: ‘Irak direnişinin ve Nuceba Hareketinin ABD'ye karşı yaklaşımı "Kurşuna karşı füze" oldu ve bu politika hiç değişmedi. 

Mevcut durum 2003 yılından 2011 yılına kıyasla farklıdır. Direniş güçleri daha gelişmiş silahlarla donatılmış, daha fazla deneyim kazanmış ve daha uzmanlık dönemlerinden geçmiştir; Amerikalılar ayrıca can kaybı korkusuyla mevzilerini boşalttılar ve kentsel alanlardan uzak askeri üslere sığındılar.’ 

Şeyh Ekrem el-Kabi, teröristlerin eğitiminden çeşitli kişilerin hareketine kadar ABD üsleri hakkında tam istihbarat bilgisine sahip olduklarını ve tüm düşman hareketlerinin gözetlendiğini açıkladı ve şu ifadelerde bulundu: ‘Planlama, teşkilatlanma ve görev dağılımı yapıldı ve “Gafil avlama ilkesine” odaklanarak, işgalcileri tam olarak hedef almak için kesin bir strateji geliştirdik.’ 

Iraklı bu üst düzey komutan, General Fedevi ile yaptığı görüşmenin sonunda şunları söyledi: ‘ABD ile ciddi anlamda karşı karşıya gelmekten korkmuyoruz çünkü nihai kaderimiz şehadettir.’