Nasrullah: İslam İnkılabı zaferi, Erbain etkinliklerinin düzenlemesi için zemin sağladı
Lübnan Hizbullah’ı Genel Sekreteri, Çarşamba günü Erbain münasebeti ile Lübnan ve bölgenin gelişmeleri hakkında bir konuşma yaptı.
Welayet News - Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, Erbain dolayısıyla yaptığı konuşmada, ziyaretçilerin Kerbela’ya doğru yapmış olduğu milyonluk büyük yürüyüşün oldukça önemli bir fenomen olduğunu söyledi.
Nasrullah, geçmişten beri varola gelmiş ise de ancak çeşitli bölgelerden ziyaretçilerin büyük bir hacimde ve milyonluk bir kalabalık halinde Kerbela-i Mualla’ya doğru yürüyüşünü son derece önemli ve yeni bir fenomen olarak nitelendirdi.
Dünya milletlerinin milyonlarca Hüseyni ziyaretçiyi görerek Hüseyni kıyam hakkında bilgi sahibi olması
Seyyid Hasan Nasrullah, dünya milletlerinin televizyon ekranlarında milyonlarca Hüseyni ziyaretçiyi görerek Hüseyni kıyam ve bu kıyamın hedefleri hakkında bilgi edindiğini söyledi.
Erbain merasimi, zahiri ve sembolik bir merasim değildir
Hizbullah Genel Sekreteri, devamla şu ifadelerde bulundu: “Hüseyni Erbain merasimine katılan binlerce kişinin yaptığı, folklorik veya sembolik bir etkinlik değil, aşkla, sevgi ve coşkuyla dolu bir gönülle yaptığı bir etkinliktir. Erbain merasiminin en güzel sahnesi, İmam Hüseyin (a)’ın ziyaretçisinin Kerbela ulaşıp uzaktan İmam Hüseyin (a) merkatinin güldestelerini ve altın sarısı minaresini görmesidir. Habib mahbubuna ulaşınca nelerin yaşandığını tahayyül edin.
İslam İnkılabı’ndan sonra Erbain merasiminin çoşkulu düzenlenmesinin ortamı oluştu
Son 40 ila 50 yıl içinde, birçok İslam ülkesinde İslami uyanış ve hareketin başlaması, özellikle İran'da İmam Humeyni (Kuddise sırrıhuş’şerif) liderliğinde İslam İnkılabı’nın zafere ulaşması ve bölgede meydana gelen büyük değişimin ve keza Irak'ta Saddam’ın devrilmesi sonrasında Erbain merasiminin düzenlenmesinin zemini oluştu.
Saddam Hüseyin rejiminin Erbain yürüyüşünü engellediğini ve bazı yıllarda halkın yürüyüşünü roketle, tank ve uçakla hedef aldığını hepimiz biliyoruz. Saddam rejiminin İmam Hüseyin (a) ziyaretçilerini nasıl hedef aldığını kendi gözlerimizle gördük.
Saddam'ın devrilmesi milyonlarca Hüseyni ziyaretçinin yolunu açtı
Saddam rejiminin devrilmesinin ardından, Hüseyni Erbain merasimini en görkemli şekilde düzenlemek için milyonlarca Iraklı ve Irak dışındaki milyonlarca Hüseyni sevdalılar için yol açıldı. Yeni koronalı şartlarda Irak dışından ziyaretçiler önceki yıllarda olduğu gibi, Erbain yürüyüşüne katılamadılar ama Irak içinde milyonlarca ziyaretçinin yaya olarak Kerbela-i Mualla’ya doğru yola çıktığına şahit oluyoruz.
İran’da İslam İnkılabı’nın zaferi son derece büyük bir gelişmeydi
Geçen kırk, elli yıl içinde sayılı İslam ülkelerindeki İslami uyanış ve hareketler, özellikle İran'da İmam Humeyni (Kuddise sırrıhu’ş-şerif) liderliğinde İslam İnkılabı’nın zafere ulaşması ve bu ülkede İslam Cumhuriyeti hükümetinin kurulması, bölgede yaşanan çok büyük bir gelişmeydi.
Koronavirüse rağmen Irak’ta Erbain merasimi düzenlenmktedir
Bu yıl koronavirüs salgını, yabancı ziyaretçilere vize verilmemesi ve birçok ülkede salgının yayılmasına karşı önlemlerin alınması Erbain merasimini ekledi. Ancak Irak içinde milyonlarca Iraklının bu ülkenin çeşitli şehirlerden Kerbela’ya doğru yola çıkarak, İmam Hüseyin'in merkatini ziyaret etmek için yürüdüğünü görüyoruz.
Beni Ümeyye, Beni Abbas dönemlerinde ve keza son asırlarda pek çok hükümdar belli siyasi ve güvenlik nedenlerle Hüseyni ziyaretçilerin yürüyüşüne mani olmaya çalışıyorlardı ama hiçbir zaman başaramadılar”.
İslam’dan ve Peygamber’in (s.a.a) bisetinden önce Arapların bir şeyi yoktu
Seyyid Hasan Nasrullah, konuşmasının devamında, Hüseyni Aşura’nın tarihi olaylarına değinerek, şu ifadelere yer verdi: “İmam Hüseyn’i (a) öldürmeye kalkışanlar kimlerdi? Bunlar ve Peygamber’in (s.a.a) bisetinden önceki Kureyş nasıldı? Araplar ne durumdaydı, nasıl yaşıyordu ve çapları ne düzeydeydi? Hiçbir şeyleri yoktu. Aşura günü Kerbela'da öldürülen ve parçalanan şahsiyetlerin ceddi olan Peygamberimiz (s.a.a.), halkı zülumattan, karanlıktan aydınlığa doğru hidayet etti. Diğer peygamberlerden daha çok eziyet ve azar gördü. Araplar ve Müslümanlar için bu büyük devleti tesis etti. Daha sonra bunlar gelip bu aziz Peygamber’in çiğer paresini öldürdüler ve onun onuruna saldırdılar. Bu, oldukça büyük bir musibettir.
İslam Peygamberi’nin (s.a.a) kendisini Hüseyin Aleyhissalam’dan (bir parça) bilmesi, İmam Hüseyin'in onun kendisiyle özdeş olduğu ve dolayısıyla Müslümanların Peygamberi sevdiği gibi onu da sevmesi gerekir, anlamına gelebilir.
Herkim İmam Hüseyin (a)’ma yardım yapabilirse ama buna rağmen yardım etmekten imtina ederse kıyamet gününde sorguya çekilecektir. Biz Hüseyin (a) için ağlarken aslında Peygamber’e iktida ediyoruz. Hüseyin (a) için ağlayarak Peygamberimiz (s.a) ile hemhal oluyoruz, onun derdini paylaşıyoruz.
Hüseyin (a) için ağlarken aslında Hz. Muhammed (s.a.a) için ağlıyoruz. Bu yüzden Hz. Zeynep (Selamullah aleyha) Kerbela'da Yezid’in ordusuna, ‘Peygamber’den ne kadar kan akıttığınızı biliyor musunuz?’ demişti. Kerbela'da dökülen kan, Hz. Muhammed’in kanıydı. Kerbela’da parçalanan ciğer, Hz. Muhammed’in çiğeriydi. Kerbela’da atların tırnağı altında ezilen göğüs ve sırt, Hz. Muhammed’in göğsü ve sırtıydı. Kerbela’da saldırıya uğrayan haysiyet, Hz. Muhammed’in (s.a.a) haysiyetiydi".
Yeni yorum ekle