ABD hükümeti, devam eden saldırılar nedeniyle Bağdat'taki büyükelçiliğini kapatacağını duyurdu.

Welayet News  - ABD hükümetinin açıklamasına rağmen, Bağdat'taki ABD büyükelçiliğinin kapatılması düşünülmüyor. 
Zira Irak, Amerika Birleşik Devletleri için jeopolitik öneme sahiptir. Gerçekte,  ABD'nin 2003'te Irak'ı işgal etmesinin temelinde de esas unsur Irak'ın jeopolitiği bulunuyordu.
OPEC'e göre, 145 milyar varilden fazla kanıtlanmış petrol rezervine  sahip  Irak, günde 4,5 milyon varilden fazla petrol üretiyor ve bunun yaklaşık 4 milyon varilini ihraç ediyor. Irak'a karşı 2003 ABD önderliğindeki savaşın nedenlerinden birinin zengin Batı Asya petrol kaynakları olduğunu öne süren çok sayıda kaynak var.
Savaştan on yedi yıl sonra, birkaç Amerikan şirketi Irak'ın petrol endüstrisine yatırım yaptı. Ağustos ayı sonlarında Irak Petrol Bakanı İhsan İsmail, Amerikan petrol şirketi Chevron, Ziqar eyaletinde arama, geliştirme ve üretimi kapsayan bir anlaşma yaptığını duyurdu.

Irak Petrol Bakanı ayrıca,  ''Irak'ın güneyindeki petrol sahalarıyla ilgili olarak ABD şirketi ExxonMobil ile Irak petrol bakanlığının 2015'ten beri müzakere ettiğini ve bu anlaşmanın değerinin de milyarlarca dolar olduğunu' bildirdi.

Bundan ayrı olarak Irak, İran İslam Cumhuriyeti'ne yakınlığı ve komşusu olması dolayısıyla  ABD için çok önemlidir.

Irak, İran İslam Cumhuriyeti ile 1.500 kilometreden fazla ortak sınıra sahiptir.  Amerika Birleşik Devletleri'nin Batı Asya'daki en önemli hedeflerinden biri İran İslam Cumhuriyeti'ni yakından takip etmek ve Tahran'ın bölgedeki müttefikleriyle ilişkilerini ve konumunu zayıflatmaktır.Bundan dolayı  ABD'nin Irak büyükelçiliğini kapatması, Washington'un stratejik hedefiyle çelişiyor, bu yüzden ABD'nin Irak'taki büyükelçiliğini gerçekte  kapatmayı düşünmediğini söylemek mümkündür. Aslında ABD, Bağdat'taki büyükelçiliğini kapatma gibi bir sorunla, şom hedeflerini gerçekleştirmek için Irak hükümetine baskı yapmak istemektedir.

Irak'ın stratejik meseleleriyle ilgili yaptığı  çalışmalarıyla tanınan araştırmacı Samir Ubeyd,  "750 milyon dolara mal olan ABD büyükelçiliğinin şimdiki değeri 10 milyar dolardır ve burası ayrıca Pentagon'un yani savunma bakanlığının bir parçasıdır" dedi. 

ABD'li bir yetkili ise  ABD'nin Irak'taki büyükelçiliğini kapatması halinde Irak'a dayattığı maliyeti geri almak için Irak hükümetine baskı yapacak ama Irak hükümetinin de bunu ödemeyeceğinin pekala  farkındadır.

ABD'nin şu anda Irak hükümetinden üç ana talebi var: Amerikan karşıtı grupları zayıflatmak veya kontrol etmek, Amerikan birliklerinin güvenliğini sağlamak ve İran İslam Cumhuriyeti'nin etkisine karşı koymak.

Irak parlamentosunda El'Nasr koalisyonu liderlerinden Aqil el-Redini, "ABD, kontrol altında olmayan silahları yönetmesi ve kontrol etmesi için başbakan Mustafa el-Kazımi'ye baskı yapıyor, bu yüzden bu günlerde büyükelçilik kapatılıyor gibi gündemi işgal ediyor'' dedi.

ABD, Irak'taki büyükelçiliğinin saldırıya uğradığı şartlarda kapatılmasından hoşnut değil ve bu saldırıları büyükelçiliğin kapatılması için en önemli gerekçe olarak gösteriyor. Ayrıca bu saldırıları İran'a yakın olan gruplara nispet veriyor.Halbuki son yıllarda İran'ın Irak'taki diplomatik temsilcilikleri de bir çok kez saldırıya uğramıştır. Zira, İran'ın Basra ve Necef'teki konsoloslukları  son yıllarda ateşe verilmiştir.

Gerçek şu ki, Irak'taki ABD büyükelçiliklerine ve askeri üslerine yönelik saldırılar, Washington'un Irak'ın egemenliğini ihlal eden davranışının bir sonucudur. Bilindiği gibi İran'ın Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani, Irak'a düzenlediği resmi ziyarette, Bağdat havaalanı yakınlarında Irak Haşdi Şabi Kurumu başkan yardımcısı  Ebu Mehdi el-Muhendis'le beraber Amerikan terörist güçlerinin hava saldırısı sonucu şehit edilmiştir. Bu cinayetin ardından bizzat Trump, bu saldırının emrini bizzat kendisinin verdiğini de açıklamaktan çekinmemiştir. Bunun için Amerika'nın İran'ı bahane etmek yerine bu ülkede işlediği cinayetleri ve girişimlerini gözden geçirmesi aslında suçunu görmesine ve sorunların asıl sebebini görmesine neden olacaktır.