Devrim Muhafızları Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami, İran milletinin barış ve izzeti muktedirce istediğinin dünyaca bilindiğini ifade ederek, “Bugünün dünyasında ya zelil, zayıf ve bağımlı olacaksın ya da muktedir ve bağımsız olacaksın, bu iki yoldan başka bir yol yoktur. Bedel ödemeden, iskamet göstermeden bağımsızlık ve izzet ele geçmez” dedi.

Welayet News  - Devrim Muhafızları Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami, Kutsal Savunma Belgeleri ve Araştırma Kurumu’nun yeni belgesel ve araştırma çalışmalarının açılış merasiminde yaptığı bir konuşmada, şu ifadelerde bulundu: “Kutsal Savunma komutanlarının sineleri insanlık tarihi ve Aşura’dan sonraki İslam tarihinin tükenmez hazineleridir. Cihat bayrağını kaldıran bu aziz komutanlar, el ele veren o günkü dünya güçlerinin zahiri heybeti karşısında korkuya kapılmadı ve kalbi bir itminan ile düşmana karşı direndi.

Kutsal Savunma’da komutanlarımız askerler gibiydi ve kendileri ile onlar arasında bir fark görmüyorlardı. Bugün büyük kıvancımız olan bu aziz komutanların üzerimizde hayat hakkı vardır. Onlar hayatın, azametin, izzet ve ebediyetin ve bir devrimin bekasının asli parolası oldular”.

Tümgeneral Selami, askerlerin Kutsal Savunma’daki gayretlerine işaretle, şöyle konuştu: “Savaş, siyasi açıdan, ekonomik açıdan ve her açıdan her şeyin göz önüne aldığı en ince insanlık denklemidir. Zira savaş, milletlerin hayatını ilgilendiren bir konudur. Bir şeyden korkmayanlar ancak savaşın galibi olurlar. Ama bizim savaşımızın  ilginçliği şu ki, geniş ve küresel bir savaş bize dayatıldığında milletimiz hayret uyandırıcı bir şekilde bu savaşta galip oldu, çünkü ölümden, şehit düşmekten korkmadılar”.

İranlı askeri yetkili, “Milletimizin Kutsal Savunma’daki galibiyetinin parolası imamettir. Zira İmam (r.a), savaşın ve düşmanın arka planını, bütün küresel güçlerin el ele verdiğini ve savaşın coğrafyasının küresel olduğunu biliyordu” diye anımsattı.

Tahmili savaşı Aşura’dan sonraki en eşitsiz savaş olarak nitelendiren Tümgeneral Selami, İmam Humeyni’nin (r.a) savaşın denklemini değiştirdiğini ve şehadeti tüm millet için bir yiğitlik yoluna dönüştürerek savaşı silahlı kuvvetler düzeyinden bütün topluma yaydığını söyledi.

Ölümden korkmamak her savaştaki zaferin sırrı olduğunu belirten askeri yetkili, “Savaştan korkmayan kimse asla mağlup olmaz. İmam (r.a), milletimize korkmamayı öğretti. O, sarsılmaz ve aşılmaz yüreklerin mimarıydı, ilahi ayetleri yorumluyordu ve bize galibiyetin sırrını öğretti” diye anımsattı.

Tümgeneral Selami, şunları tasrih etti: “Yaygın denklemlere göre bizim mağlup olmamız gerekiyordu ama İmam’ın (r.a) istikameti ve tedbiri milletimizi tek vücud haline getirip savaştan galip çıkmasını sağladı. Dolayısıyla savaşta dengelerin değişmesine neden olan teçhizatlar değil, insani güç ve muktedir liderliktir.

Savaş bitti ama düşmanlıklar bitmedi ve düşmanların tehditleri daha karmaşık, daha tehlikeli ve daha ciddi şekillerde devam etti. Bu dönemde liderlik makamında bulunan İmam Hamanei, düşmanın alnını kırdı ve İslam dünyasındaki siyasi hedeflerini gütmesini engelledi.

Bugün Kutsal Savunma destanı süreklilik kazanmıştır. İran, liderinin adıyla ve izzet, hürriyet ve muktedirlik ile anılmaktadır. Kutsal Savunma, yayılıp genişledi ve düşmanın kurduğu bölgesel ve küresel denklemleri alt üst etmek için İslam dünyasının gençleri direniş yolunu izlediler”.

İran’a yönelik çok yönlü yaptırımlara değinen Devrim Muhafızları Genel Komutanı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Düşmanlar maksimum baskı ve ekonomik savaşı öne çıkardılar ama rehberimiz istikamet gösterdi, zira düşmanı mağlup etmenin sırrını biliyor. Bu yüzden İran’ı liderinin adıyla tanıyorlar ve bu milletin barış ve izzeti muktedirce istediğini biliyorlar.

Bugünün dünyasında ya zelil, zayıf ve bağımlı olacaksın ya da muktedir ve bağımsız olacaksın, bu iki yoldan başka bir yol yoktur. Bedel ödemeden, iskamet göstermeden bağımsızlık ve izzet ele geçmez”.