Batı’da İslam’ın kutsallarına yönelik hakaretin kökenleri; dine hakaret etmek serbest, Holokost'u inkar etmek yasak
Batılı ülkeler kutsallara yönelik hakareti vatandaşlarının ifade özgürlüğünün bir parça olarak görürken, aynı ülkelerde Holokost'un inkarı ise yasak ve bunu inkar edenlere müdahale ediliyor.
Welayet News - Fransız dergisi Charlie Hebdo Salı günü çıkan yeni sayısında Yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed’e (s.a.a) karşı küstah karikatürlerini bir kez daha yayımladı.
Charlie Hebdo’nun yeni sayısında, Jean Cabu’nun aziz İslam Peygamberi (s.a.a) ile ilgili çizdiği küstah karikatürleri de diğer karikatürlerle birlikte derginin kapak sayfasında yayımlandı.
İslam Peygamber’ine (s.a.a) yönelik on iki hakaretamiz karikatür ilk kez 2005 yılında Danimarkalı bir gazetede yayınlandı ve Charlie Hebdo dergisi de bu karikatürleri ilk defa 2006’da yayınlamıştı.
Bundan önce, 2015 yılında Fransız bir gazetenin Resul-i Ekrem (s.a.a) aleyhindeki hadsiz girişimi Müslümanlar arasında büyük bir öfke ve nefret dalgasının yükselmesine neden oldu ve Müslümanlar dünyanın çeşitli noktalarında gösteriler düzenleyerek bu girişimi kınamışlardı. Ayrıca, söz konusu küstah karikatürlerin yayınlanması nedeniyle Charlie Hebdo dergisinin ofisi saldırıya uğramış ve İslam Peygamberi’ne (s.a.a) hakaret eden karikatürist Jean Cabo ve 11 kişi öldürülmüştü.
Ancak burada önce çıkan soru şu: Fransa neden dini kutsallara yönelik hakaretin öncü ülkesidir? Aslında kutsallara yönelik hakaretin Fransa’da ifade özgürlüğünün bir parçası olduğunun bilinmesi gerekir. Kiliseye ve kraliyet tahtına karşı isyanla doğan Fransa milleti, uzun zamandan beri kışkırtmayı, saygısızlığı ve küfürbazlığın serbestliğini devrimci kimliğinin bir parçası olarak kutluyor. Fransa'da insanlar ve dinlerle utanmazca alay etme geleneği, kökleri derinlere giden bir gelenektir.
Ayrıca, Fransa Avrupa’nın ilk ülkesi olarak küfürbazlığı ve mukaddesata hakareti resmen 1881’de ve gerçekte ise 1789 Fransa devriminden sonra artık bir suç olarak görmüyor.
Holokost'un inkarı yasak, kutsallara hakaret serbest!
1972 yılında, Fransa’da ırkçılıkla mücadele amacıyla, hakaret, iftira, halkı kin ve nefrete kışkırtmak veya ayrımcılık gibi suçlarla ilgili bir yasa çıkarıldı ama gerçekte, dini kutsallara hakaret edenler için yasal bir işlem göz önünde tutulmaz iken, bu ülkede 1990 yılından bu yana Holokost'un inkarı ise yasadışı bir eylem olarak sayılmaktadır.
Charlie Hebdo dergisinin 2015’te İslam Peygamberi’nin kutsal anısına yönelik hadsizliğe kalkışması ve bu derginin ofisinin saldırıya uğraması sonrasında Batı’da birkaç ülke liderlerinin de katıldığı yaklaşık iki milyon kişi, söz ifade özgürlüğünü savunmak adına yürüyüş yaptılar ve kutsallara yönelik hakareti kınamadan, “Ben Charlie’yim” diye feryad ettiler.
Dün gece de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransız dergisinin bu hakaretamiz girişimini kınamadı.
Macron, mizah dergisi Charlie Hebdo'nun aşağılayıcı girişimini kınamaya karşı çıkarak, “Derginin karikatürleri yayınlama kararına karşı hüküm verebilecek bir konumda olmadığını” söyledi.
Fransa Cumhurbaşkanı söz konusu hakaretamiz girişimi ifade özgürlüğü ile ilişkilendirerek, “Ülkemde ifade ve fikir özgürlüğü var, ancak Fransız vatandaşları birbirlerine saygı duymalı ve ‘nefret söylemi’den kaçınmalıdır” dedi.
Macron bundan önce de İslam dinine hakaret eden genç bir bayanı savunmuştu. Fransa’nın o dönemdeki bakanlarından biri, bu genç bayanın ‘dine hakaret’ suçu işlediğini dile getirse de bu ülke cumhurbaşkanı Emmanuel Macron genç bayana tam destek vermiş ve Fransa halkının ‘küfürbazlık, dini eleştirme ve dinle ilgili karikatür çizme’ hakkına vurgu yapmıştı.
Avrupa’da Kuran’ın yakılması
Avrupa’da kutsallara yönelik hakaret sadece Fransa'ya özgü değil, son yıllarda Avrupa'da Müslümanların kutsal kitabına hakaretin birkaç örneğine tanık olduk.
28 Ağustos Cuma günü İsveç'teki aşırı sağcı kanattan bir grup Kuran’ı Kerim’i ateşe vermişti. Kuran'a yönelik bu saygısızlık ve hadsizliğin ardından Malmö kenti karışmış ve Kuran’ın yakılmasına karşı çıkan protestocularla polis arasında yaşanan olayların sahnesi olmuştu.
Daha önce, Danimarkalı aşırı sağcıların lideri Rasmus Paludan da Danimarka’’nın başkenti Kopenhag’ın merkezi bir bölgesinde Kuran’ı Kerim’i ateşe vererek Kuzey Avrupa’daki bu ülkede bir ırksal-kültürel gerilim dalgasına yol açmıştı.
Yeni yorum ekle