Lübnan'daki Olayların Perde Arkası
Lübnan'daki kaotik durum devam ediyor. Son kaos olaylarında ise şiddetin dozu daha da artmıştır. Hassan Diyab ve hükümetine destek veren taraflar ise bu kaosları muhaliflerin yürüttükleri karalama kampanyalarının sonucu ortaya çıkan komplo olarak değerlendirdiler.
Welayet News - Diyab hükümeti Lübnan'ın hükümet karşıtı gösterilerin zirveye ulaştığı sırada işbaşına geldi. Bu gösteriler ise halkın ekonomik ve geçim sıkıntılarından kaynaklı idi. Bu gösteriler sonucunda ise Saad El Hariri istifa etmek zorunda kalmıştı. Şimdi de Lübnan'da kaosların bir kez daha ekonomik sorunlardan dolayı patlak verdiği sırada Diyab hükümetinin bu ekonomik sorunlarda payı olmadığı ve bu durumun eski hükümetlerden miras kaldığı gerçeği göze çarpmaktadır. Ancak bu durum Diyab hükümeti aleyhinde yürütülen karalama kampanyası ve ona karşı komplonun bir iddia değil gerçek olduğunu gösteriyor.
Burada sorulması gereken önemi soru ise yeni kurulan Hassan Diyab hükümeti ve kabinesine karşı bu karalama kampanyası ve tezgahın kuruluşunun nedenlerinin neler olmasıdır.
Aslında Lübnanlı Batıcılara ve dış güçlere karşı Diyab hükümetinin çelişkili tutumları ve kimliğinin onun hükümeti aleyhindeki bu durumu tetiklediği söylenmelidir. Son otuz yıl içerisinde Lübnan'daki hükümetler hep Batıcılar ve ortakları ile iyi geçinen onlar ile uzlaşan kesimlerden oluşmuştur. Ocak 2020'den bugüne dek de farklı kimliğe sahip bir hükümetin işbaşına geldiği görülmektedir. Öyle bir hükümet ki halk, ordu ve direniş üçgenine vurgu yapıp direniş koalisyonu koruması altında yer almıştır. Lübnan'daki Batıcı hareket ve gerici Arap ülkelerden ve Batılı hamilerinden oluşan kesimler direniş karşıtı tutarlı bir hükümetin işbaşına gelmesi doğrultusunda büyük çabalarda bulundular.
Bu çabaların yenilgiye uğraması ile yeni hükümete karşı vaatsizlikler ve engellemeler de başlamış oldu. Hasan Diyab ise bu hususa vurgu yaptı.
Lübnan hükümeti aleyhinde karalama kampanyası yürütmek ve komplo ve tezgah kurmanın bir diğer nedeni de Batıcıların ve Batı yanlılarının tekrar iktidara geri getirilmesidir. Bu çerçevede yeni hükümetin yenilgiye uğratılması için sokak ve şiddet olayları ve kaosları çıkarılmaktadır. Gerçekte mevcut hükümete karşı olanlar sandıklar ve oylar üzerinden iktidarın belirlenmesini istemiyorlar. Bu yüzden iktidar rekabetini iktidar savaşına dönüştürüp halkın oyları dışındaki yollar ile hükümeti ele geçirmeye çalışıyorlar.
Lübnan hükümetinin iç muhalifleri ise bu sinsi planları çerçevesinde yabancı güçlerin de desteklerinden yararlanmaktadırlar. Bu doğrultuda Almanya içişleri bakanlığı geçen ayda hasmane bir girişimde bulunarak Hizbullah Hareketini terör örgütü adlandırıp bu hareketin Almanya topraklarındaki faaliyetlerini yasakladı. Bu girişim ise her şeyden ziyade Lübnan'da Batıcı kesimlerin desteklenmesi ve direniş ekseni koruması altında bulunan Hasan Diyab hükümetinin zayıflatılması doğrultusunda idi. Lübnan Merkez Bankası başkanı Riyad Sallame ise 14 Mart hareketi ortaklarından biri olarak son zamanda Amerika'nın Hizbullah'a karşı talimatları Lübnan içinde uyguladıklarını belirtti. Başka bir ifade ile Lübnan merkez bankası başkanı Lübnan topraklarında Amerika siyasetlerinin uygulayıcısı konuma geldiğini açıkladı.
Bu koşullarda Hassan Diyab ise Lübnan'daki kaosları planlı ve onun hükümetine karşı yürütülen karalama kampanyasının bir parçası olarak değerlendiriyor.
Yeni yorum ekle