Koronavirüs Batı’dan umut kesmemiz gerektiğini kanıtladı
Kum Cuma İmamı Ayetullah Arafi, koronavirüsün büyük dersi Batı’dan umudumuzu kesmek olduğunu belirterek, “Ayaklarımızın üzerinde durmalıyız ve dünyanın zorbalarından korkmadan ileriye gitmeliyiz” dedi.
Welayet News - Maddî nedenlerle madde ötesi nedenlerin ilişkisine yönetilen bir takım sorulara değinen Kum Cuma İmamı Ayetullah Alirıza Arafi, dünyada yaşanan iyi ve kötü hadiselerin, acı ve tatlı olayların çeşitli etkenlerle bağlantılı olduğunu söyleyerek, şu ifadelerde bulundu: “Burada iki eksik bakış söz konusudur; birinci bakış, hissî ve zahirî bir anlayışa dayanarak evrende etkili nedenleri, tabiata hakim hissî yasalara münhasır kılan bakıştır. Rönensas sonrası dönemde evrende etkili nedenlerin maddi nedenlere hasredilmesine, duyumcu bir yaklaşıma tanığız. Diğer yaklaşım da (ikinci bakış) olaylarda müessir/etkili oluşu gaybi nedenlerle, metafizikle sınırlı kılan yaklaşımdır. Dini ve İslami mantığa göre, bu iki bakış da nakıstır, çünkü bu alemde olup bitenler, bir yandan, tabii nedenlerin sonucudur ve insan bu alemde araştırma yapmakla tavsiye olunmuştur. Bu alemin, maddî nedenlerin, faktörlerin etkisinde olduğunu düşünüyoruz ve Kuran anlayışında bu mesele inkar edilmiyor. Doğa bilimleri de bu mesirde ilerleyebilir. Bu nedenleri kabul ediyoruz ama olayların nedenlerini, etkenlerini tabii neden ve etkenlere hasredilmesi doğru değildir.”
Evrenin tabii yasalarla ama aynı zamanda metafiziksel yasalarla ilahi iradenin etkisinde idare edildiğini dile giteren Ayetullah Arafi, bu fiziki ve metafiziksel nedenlerin birbirlerinin arzında (enleminde) değil, tûlünde (boylamında) yer aldıklarını ifade etti.
Ayetullah Arafi, şöyle konuştu: “İslam anlayışında fiziki nedenlerle metafiziksel nedenlerin çatışması hiçbir surette doğru değildir. İslam anlayışında gayb alemi karşında evren bütün karmaşık yasalarıyla, türlü cilveleriyle ancak bir zerredir ve bütün bunlar gayb aleminin, melekût aleminin etkisi altındadır.
Alemin yasaları Allah’ın elindedir ve daha üstün yasalar ışığında tanzim olunmaktadır. Bu günlerde kimileri tarafından dillendirilen, dünya ve ahiret ya da fiziksel nedenlerle metafiziksel nedenler çatışması yanlıştır ve biz bu nedenleri açık kanıtlarla bir arada görüyoruz.
Kimileri insanın terakkileri ve bilimsel sürecin semavî, melekûtî bakış karşısında yer aldığını düşündüyse de ancak asla birbirlerine karşı konumda değiller; olup bitenler fiziki nedenlerin sonucu ise metafiziği kenara koymalıyız, yok eğer metafizik doğrudan etkili ise maddî/fiziki nedenleri kenara koymalıyız gibi bir çatışma yoktur ve bu iki grup neden birbirinin uzantısında, tûlünde dizilmiştir.”
Ayetullah Arafi, insan ve tabiat ilişkisine işaretle şunları belirtti: “İnsan parlak bir manevi ve ruhanî cevhere sahip olup bu tabiat alemiyle irtibat halindedir. İnsan(i alem) dışındaki tabii nedenleri kabul ediyoruz ancak insanın da aleme etki yaptığını, insanın aleme yaptığı etkilerin bir bölümünün tabii etkiler olduğunu bilmeliyiz. Kuran, insanın davranışlarının, yaptığı iyi ve kötü işlerin aleme yansıyarak bir takım etkilerinin olacağını buyurmakta.
İnsanın ruhi halleri, ahlakiyatı tabiat alemiyle, dünyayla irtibatlıdır. Birçok ayet ve rivayette insanın davranışıyla, ahlakıyla ferdi, ailevi ve içtimai hayatı etkilediğine işret edilmiştir. Kuran, insanın aleme etki yapan amellerini belaların nedenlerinden biri olarak zikreder.
Ayet ve rivayetlerde, insanın alemde doğal nedenleri aşan bir etki bıraktığını, buna karşın insanın iman ve takva ehli olması halinde ise alemin nuranileştiği buyrulmakta. Doğal yasaları, nedenleri inkar etmiyoruz ama bu doğal nedenlerin gaybi faktörlerin etkisinde olduğunu, insanın davranışı ve şahsiyetinin doğal nedenler üzerinde etki bıraktığını bilmeliyiz.
Bilimden, doğal yasalardan yararlanmalıyız ama aynı zamanda her şeyin Allah’ın elinde olduğunu, insanın kendi davranışlarıyla, amelleriyle tabiatı etkilediğini de unutmamak gerek. İnsan kaydettiği ilerlemelere rağmen, yaptığı bazı zülümler, yanlış davranışlar yüzünden bela ve zorluk icat edebilir. Belaları, musibetleri tabii etkenlerle müalice ederken metafiziksel nedenlerden de gafil olmamalıyız.”
“Koronavirüs insana fiske vurdu” diyen Ayetullah Arafi, “Bu belayı insan için hoş görmeyiz, bütün insanlık için istemeyiz. Bütün insanlar olarak bu felaketi ve diğer toplumsal anormallikleri müalice etmeli, sağlık ve tıbbi kurallara uymalı ve sorunu çözme derdinde olmalayız. Batı insanı ve düşüncesi bugün kimi ilerlemeler kaydetmiştir ama diğer yüzü insanlığa yaptığı haksızlıklardan, zülümlerden ibarettir. Koronavirüs dünya güçlerini, elitlerini uyandırabilir. Bu felaket, insanlığın kronik hale gelmiş dertlerini açığa çıkabilir” ifadelerini kullandı.
Kum Cuma İmamı, Allah’tan ve maneviyattan uzaklaşılması, madde ve maddî dünyanın esas alınması, ekonomi ve refahın merkeze alınması, dünyada zulüm ve fesadın yayılması, zorba ve sömürgeci güçlerin yıllarca süren saldırısı, kaynakların ve müstazaf halkların çıkarlarının yağmalanması, ayrımcılıklar, ambargolar, işgaller, suikastlar, faşistlikler, baş döndürücü askeri maliyetler ve Batılı güçlerin saldırgan tavrı bu muzmin hastalıkların başlıcaları olarak zikretti ve şöyle dedi: “Bugün Batılılar kendi aralarında bile kavgalıdırlar. Avrupa Birliği içinde çatışma var. Yaşlıların ve insan değerinin önemsenmeyişi korona krizinde kendini gösteren başka bir meseledir. Trump’ın ve diğerlerinin tutarsız açıklamaları, hurafeperestliği, laf sokmaları ve İran’a karşı kara propagandaları da koronalı günlerde göründü, bir propaganda dalgası başlattılar ama kendileri skandal duruma düştüklerini hissettiler. İnsanın kendi davranışını gözden geçirmesi gerekmiyor mu?”.
Koronavirüsün insanın uyanışı için bir fiske olduğunu vugulayan Ayetullah Arafi, “Korona, büyük bir devrimin öncüsü olan İram milleti için de bir ‘uyanık ol’ emriydi ve bize kendi ayaklarımızın üzerinde durma ve deneyimlerimize güvenme dersini verdi” diye kaydetti.
Batı’dan umudumuzu kesmeyi koronanın büyük dersi olarak niteleyen İlim Havzaları Müdürü, şöyle dedi: “Yetkililer, akademisyenler ve elitler şunu bilsinler; biz beşeri deneyimleri, kazanımları önemli buluyoruz ama sindirilip korkmamalıyız, bu devasa dalgayla başa çıkabildik, iyi deneyimler ortaya koyduk. Kendi ayaklarımızın üzerinde durmalıyız ve dünyanın zorbalarından korkmadan ileriye gitmeliz.
Bu zorbalar koronalı koşullarda Irak’ta bağırıp çağırmakta ve dişlerini göstermekteler, o da günün ortasında komutanlarına suikast yaptıkları bir millete. Fakat şunu bilsinler; Irak milleti ve devleti teslim olmayacaktır, İran milleti ve direniş ekseni kendi ayakları üzerinde duracaktır ve kahraman Kum bu yolda öncü olacaktır. Manevi kıyam, ilahi sıçrayış ve asil medeniyete dönüş için bu olaydan öneli dersler çıkarmalıyız”.
Welayet News
Yeni yorum ekle