Irak'ta Üçlü Krizi

Pa, 05/04/2020 - 08:49

Dünyada 200'ü aşkın ülke koronavirüs salgını ile mücadele verirken Irak ise koronavirüsün yanı sıra kabine ve Amerika işgalciliği sorunları ile baş etmek derdindedir. Irak'ta mevcut durumda iki başbakan görev yapmaktadır. Ancak bunların ikisi de geçici başbakanlardır.

Welayet News - Adil Abdülmehdi 1 Ekim 2019'dan itibaren  işleri yürütme makamı çerçevesinde geçici başbakan olarak görev yapıyor.  Adnan El Zurufi ise 17 Mart tarihinden itibaren  Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih tarafından  yeni kabineyi oluşturmakla görevlendirilmiştir. Ancak El Zurufi  bu süreçte Irak siyasi grupları tarafından büyük eleştirilere maruz kalmıştır.

Kimi Irak siyasi gruplar ise  resmi bir şekilde  Berhem Salih'in Adnan El Zurufi'yi kabine oluşturmakla görevlendirmesini yasa dışı bir girişim olarak niteleyip bu konunun sorgulanmasını ve araştırılmasını istediler. Aslında Irak anayasasına göre parlamentodaki çoğunluk fraksiyonu yeni başbakanı tanıtmalıdır. Buna rağmen Iraklı siyasi analist Eyyad El Semavi bu hususta şöyle düşünmektedir:"  Cumhurbaşkanı Berhem Salih yasa dışı bir eylemde bulunmamıştır. Çünkü Irak siyasi grupları yeni başbakanı tanıtmakta başarısız kalmıştır. Bu süreçte Berhem Salih yüksek federal mahkemeden  yeni başbakanı tanıtma hakkını teslim almıştır.  Ayrıca anayasanın 94'üncü maddesine esasen  yüksek federal mahkemenin kararına herkes uymalıdır. "

Bu yüzden El Zurufi'ye karşı olan siyasi grupların arayacağı yol  parlamentoda en az 165 temsilcinin karşı oyu ile El Zurufi'yi engellemeleridir.

Bu doğrultuda ise Sadr, Fetih, Hikmet ve Kanun Hükümeti hareketlerinin  El Zurufi'ye alternatif aradıkları ve yeni başbakanı tanıtmak istedikleri söylenmektedir.   Bunlara ilaveten geçen akşam El Zurufi'nin makamından istifa etmeyeceğine dair tutumu da  Irak'ta kabine oluşturma krizinin rahat rahat çözülmeyeceğini göstermektedir.    Aslında El Zurufi'nin gelecek günlerde kabineyi bile tanıtması ile dört aydır devam eden siyasi krizin son bulmayacağı söylenebilir.

Burada önemli olan nokta ise Irak'ta ölümcül koronavirüs salgınının yayıldığı sırada siyasi grupların uzaklaşması ve boy ölçüşmesidir.  İstatistiklere göre ise şimdiye dek Irak'ta 820'yi aşkın kişi koronaya yakalanmış ve bunlardan 54'ü aşkını hayatını kaybetmiştir. Suudi Arabistan, BAE ve Katar'ın ardından ise Irak Batı Asya  Arap ülkeleri arasında koronavirüse yakalanma açısından 4'üncü sırada yer almıştır.

Irak'ta siyasi gruplar ve hareketlerin boy ölçüşmesi ve güç gösterisi yapmak istemesi bir yandan da Amerika tarafından suiistimal edilmektedir.

5 Ocak 2020'den itibaren  Iraklıların Amerikan askeri güçlerini ülkelerinden atma ve çıkarma baskısı ile karşı karşıya kalan Washington bir yandan Iraklılar arasında tefrika oluşturmak ve diğer yandan da psikolojik savaş üzerinden oyunlarını dizayn etmek istiyor.

Bu çerçevede tefrika oluşturmak Amerikan askeri güçlerinin Irak'tan çıkması ekseninde ve psikolojik savaş da Haşdi Şabi aleyhinde tehdit yaratma ekseni etrafında yapılmaktadır.  Amerika'nın her iki yaklaşımının hedefi ise aynıdır. Amerika Irak'ta varlığını ne pahasına olursa olsun sürdürmek istiyor.

Amerika, güçlerinin Irak'tan çıkma talebinin milli bir talep olmadığını göstermek istiyor. Bu çerçevede Amerika El Anbar'daki Kaim, Nineva'daki El Kayyare ve Kerkük'teki K1 üslerini boşaltarak  Cumartesi günü askerlerini  El Anbar'daki El Habbaniye eyaletinden de çıkardı.  Aslında bu geri çekilme Irak'tan çıkma anlamına gelmiyor.  Amerikalılar bu üslerdeki teçhizatlarını ülkeden çıkarmamış sadece başka bölgelere sevk etmiştir. Böylece tehditlere karşı direncin arttırılması hedeflenmiştir.  Amerika'nın bu yaklaşımı ise Irak'ta kalma isteğini göstermektedir.

Gerçekte Amerikan askeri güçlerinin Irak'ta kalması bu ülkenin sorunlarını kat kat daha arttırmaktadır. Çünkü Irak kamuoyunun büyük bölümü de Amerika'nın Irak'tan çıkmasına vurgu yapmaktadır.

Bu gelişmeler Irak'ta durumun çetrefilleştiğini ve Amerika ve ona bağlı mihrakların bu çetrefillik ve karışıklığın asıl aktörü olduğunu gösteriyor.

Tags: 


Yeni yorum ekle