Raialyoum: İran-Rusya-Çin deniz tatbikatı yeni üçlü stratejik ittifakın somutlaşmasıdır / Amerika hegemonyası yıpranıyor
Railayoum gazetesi, İran, Rusya ve Çin’in Umman Denizi ve Hint Okyanusu’ndaki birleşik tatbikatını yorumladığı bir yazıda, “Amerika artık tek başına dünyaya hakim değil, dünyanın askeri ve siyasi kaderini belirleyemiyor ve bu çerçevede bu ülkenin hegemonya dönemi hızla sona doğru ilerliyor” yorumunu yaptı.
Welayet News - Gazetenin konuya ilişkin editörün kalemiyle yayımlanan yazısında şöyle deniyor:
Cuma gününden itibaren Umman Denizi ve Hint Okyanusu görülmemiş bir üçlü deniz tatbikatına tanık oluyor. Çin, Rusya ve İran savaş gemilerinin katıldığı tatbikat bu bölgede, özellikle petrol tankerlerinin günde 18 milyon varil petrolü taşıdığı (Fars) Körfezi ve Hürmüz Boğazı’nda uluslararası ticaret ve güvenliğin güçlendirilmesi mesajıyla 4 gün süreyle düzenleniyor.
Belki söz konusu tatbikat için yeni üçlü stratejik bir ittifak demek erken olabilir ama geçen ayda Suudi Arabistan ve BAE dahil olmak üzere Körfez’deki Arap ülkelerini de içeren iki deniz ittifakının kurulmasını açıklayan ABD ve Batılı ülkeler için önemli bir mesaj taşıyor.
Amerika’nın sert kuşatmasıyla karşıkarşıya olan İran, bu tatbikattan en çok yararlanan taraftır; çünkü bu tatbikat bu ülkeye dayatılan Amerikan kuşatmasını en azından psikolojik açıdan kırmakta ve İran’ın dünyada yalnız olmadığı, Çin ve Rusya gibi iki süper güç ağırlığında stratejik müttefiklerinin bulunduğu konusu vurgulamış olmaktadır.
Amerika artık tek başına dünyaya hakim değil, dünyanın askeri ve siyasi kaderini belirleyemiyor ve bu çerçevede bu ülkenin hegemonya dönemi hızla sona doğru ilerliyor. Fars Körfezi, özellikle de Hürmüz Boğazı artık bir asır öneceki gibi tekelinde değildir.
Dikkate değer mevzu ise, bu tatbikatın Çin’in uzay programının gelecek perspektifini oluşturacak, bu ülkenin yörüngede uzay istasyonunun kurulmasını daha da olanaklı kılacak olan Long March 5 adlı füzeyi deme girişimi ve Rusya’nın da ses hızını aşan, dünyanın her noktasını hedef alma ve her türlü anti-füze kalkanına galip gelme kapasitesine sahip Avangard füzesini kendi envaterine koyduğunu açıklamasıyla eşzamanlı olmasıdır.
Çin’in 10 yıl zarfında dünyanın en büyük ekonomik gücü olacağını ve Rusya’nın iştirakıyla, küresel ekonomik sistemi kurarak 5 yıl içinde Amerika’nın dolar hegemonyasını sonlandıracağını diyen Batılı raporların doğru olması halinde –ki bu raporlar doğrudur – bu o zaman İran’ın Arap komşularının aksine, kendisi için daha güçlü, umut verici ve daha güvenilir bir müttefik seçtiği anlamına gelir.
Dünya hızla değişirken Araplar veya onların ekseriyeti bir hedefin arkasından gidiyorlar ve o da kendi paralarıyla, Amerikan talimalatlarına göre birbirlerini yok etme tarzıdır. Arapların içinde olduğu bu durumun gelecek 10 veya 20 yıl içinde değişeceğini düşünmüyorum.
İran güçlü ülkelerle dostluk ilişkileri kuruyor; çünkü bu ülkenin stratejik büyük ülküleri var, gelişmiş askeri sanayisi var ve daha da güçlü hale geliyor. Arap komşuları ise güçlü ülkelerle dost olurken kendilerini zayif, zelil ve bağlı ülkeler yapsınlar diye dost oluyorlar, bu bağlılık için milyonlarca dolar harcıyorlar. Bu nedenle, İran kalkınıp gelişirken diğerleri hakaret etmek, küfretmek ve bu doğrultuda siber ordular kurarak üstünlük taslamakla yetiniyorlar.
Yeni yorum ekle