Amerika İran’ın düşüncesini kabul etti
İslam İnkılabı Rehberi’nin (Devrim Muhafızları’nın kabulünde) ifade ettiği gibi Amerika harcadıkca daha da başarısız oluyor ve bugün ABD Başkanı da bu düşünceye varmış durumda.
Welayet News - Kaç gün önce Amerika Başkanı Suriye’den askeri güçlerini çekme talimatını verdi. Dün de Amerikan askerlerini Afkanistan’dan çıkarma emrini verdi ve attığı bir tweette, “Bizi Orta Doğu’ya götürenler, 8 trilyon doları bize dayattılar ve binlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden oldular (ve karşı tarafı da hesaba koyarsak milyonlarca insanı yok ettiler). Şimdi ise bizi orada tutmak için didinip duruyorlar. Bunlara kulak asmayın. Onlar dürüst olmadıklarını kanıtlamışlar” demişti.
Bu arada Suudi Arabistan’a 3 bin asker gönderiyorlar. Neden? Çünkü hali hazırda orada Amerika’ya hezimeti dayatacak kimse bulunmuyor ve diğer yandan ise Al-i Suud’u tasfiye ettikten sonra Arabistan’ın enerjisini garantilenmiş halde elinde tutmak istiyor. Ama nedeni ne olursa olsun –bu kararın 2020 seçim sonuçları da dahil – Amerika Başkanı, Afkanistan’da 18, Irak’ta 17 ve Suriye’de 6 yıl kalmanın Amerika için 8 trilyon doların ve binlerce Amerikan askerinin telef olması dışında bir getirisinin olmadığı şeklinde özetlenecek genel bir sonuca ulaşmış bulunuyor.
Ancak burada öne çıkan soru, hangi ülkenin Amerika’yı böyle köklü ve yapıbozumcu bir karara zorlayarak Amerika’nın süper güç olma kabasını bir tişört kadar küçültebildiğidir. İslam İnkılabı Rehberi, Şubat 2018’de ve o yılın Ocak ayındaki isyanlarından sonra, “Bize, korkuyorsunuz diyorlar, eğer korkacak olsaydık Amerika’yı bu bölgeden çıkarmazdık” demişti. Doğrusu, berrak direniş akımı Batı Asya’da ABD’nin son nefesleri için geri sayım başlatmıştır. Özellikle son 18 ayda bölgedeki askerlerinin gövdesini direnişin dişleri arasında kaldığını farketmişlerdir. Hac Kasım’ın deyişiyle, aklınıza dahi gelmeyecek kadar size yakın bir yerdeyiz. İşte bu bizim caydırıcılık faktörüdür.
Bazıları, askeri güçlerini ve imkanlarını hedef noktasından uzaklaştımasını Amerika’nın İran’a askeri saldırısının bir alameti olarak değerlendiyorlar. Bu varsayım iki nedenle doğru değildir; birincisi, Amerikan askerlerinin Katar ve Arabistan (direnişin şu anda ulaşmadığı her yer okuyun siz) ülkelerinde bulunuyor olmasıdır ve ikincisi, 3 bin Amerikan askerinin Arabistan’a gönderilmesidir ki yine bizim hedefimizde yer alıyorlar. Öte yandan İran’ın ilam edilen stratejisi zamansal ve mekansal olarak sınırsız yanıt vermek olduğuna göre, bölgenin neresinde olurlarsa olsunlar yine bizim hedefimizde olacaklardır. Bugün direniş cephesinin İslam dünyasını Batı’nın siyasi-askeri ve kültürel hegemonyasını geride bırakıp aşması için yaptığı 30 yıllık mücadelenin semeresinin olgunlaşmaya başladığını, İslam İnkılabı, İslam Cumhuriyeti ve reşit İran milletinin yaptırımlara göğüs gerdiği halde sabit, şaşırtıcı ve stratejik bir politikanın –yani Batı Asya’da sulta düzeni için müzahim olma, canını sıkma – meyvesini toplamakla meşkul dolduklarını cesaretle söyleyebiliriz.
Amerika’nın bölgeden çekilmesinin terörizmin büyümesine neden olacağını söylecek birileri çıkabilir ama bu iddianın açık belgesi tam tersini söylüyor. Amerika bu bölgede henüz yokken neden terörizmin asamesi okunmuyordu? Amerika, ya kendisi terörizmi icat etmiştir ya kendi gölgesinde palazlanmasına izin vermiştir. Şüphesiz Taliban, Amerika’nın olmadığı bir Afkanistan’da başka bir yol tercih edecektir ve Ortadoğu’da Amerika’nın darbe almaya an açık noktası olan Irak’ta ise direniş hareketi yasal bir şekle bürünmüştür ve çok geçmeden Trump’ın bu ülke için alacağı kararların dominosuna da tanık olacağız. İslami İran’ın mantığı ve mücadelesi Amerikan Başkan’ın, Ortadoğu’da yerel olmayan bir güvenlik ve istikrar tutmayacak ve maliyet dışında Amerika’nın eline bir şey geçmeyecek diye yıllarca tavsiye ettiğimiz düşünceye varmasına neden oldu.
İslam İnkılabı Rehberi’nin (Devrim Muhafızları’nın kabulünde) ifade ettiği gibi Amerika harcadıkca daha da başarısız oluyor. Bugün ABD Başkanı da bu düşünceye varmış ve bölgeden çıkarak, yüksek bir sesle İslam Cumhuriyeti’nin bölgesel gücünü resmi olarak tanımışlardır. BAE ve Arabistan gibi ülkeler de içinde yaşadıkları camdan evleri korumak için müzakereden başka bir çarenin olmadığını farketmişlerdir. Bahreyn’in de coğunluğun taleplerine teslim olacağını umuyoruz.
Bir zamanlar İmam Humeyni (r.a), “Eğer bugün Amerika bir İslam ülkesini yerle bir ederse Müslümanlar ne yaparlar?” diye soruyordu ve kendisi, Müslümanlar kendilerini dünyanın üçüncü gücü (eski Sovyetleri ikinci güç olarak hesap ederek) olma noktasına taşımadıkları sürece, öyle bir durumda ellerinden bir şey gelmeyecektir diyerek, yanıt veriyordu. Bugün İmam’ın o ideali gerçekleşmiştir.
Artık Amerika’nın bir İslam ülkesini yerle bir edebilecek günler geride kalmıştır. Afkanistan’da bir gerilla grubu karşısında yenilmiş ve kendisinin Taliban tarafından Afkanistan’dan çıkarılma anlaşmasını imzalayacak duruma gelmiştir. Kuşkusuz bu başarı İslam İnkılabı’nın tahakkuk etmesinden ve direnişin stratejik derinliğinden kaynaklanıyor. Umarız İslam İnkılabı’nın hakkaniyeti aydınlarımızı da uyandırır ve Amerika’nın 12 şartını unutarak Doğu Asya’dan (Japaon Başbakan’ı) ta Ortadoğu’ya (Erdoğan’ı), Avrupa merkezine (Macron’u) ve Hint Yarım Adası’na (Pakistan Başbakanı’nı) kadar herkesi müzakere için seferber ettiği halde istediği sonucu almayacak bir duruma getirebildiğimizi görürler. Elbette bu, Trump’ın ne yaptığını bilmiyor demek değildir. Bundan sonra Ortadoğu onun gözünde Arabistan’dan ibarettir, zira yağlı lokma sadece oradadır. O, zengin diktatörlerin hayranıdır.
Abdullah Genci / Cevan Gazetesi
Çeviri:Mehmet Gönül
Welayet News
Yeni yorum ekle