Facia’nın Ödülü
Facia’nın Ödülü
The Time dergisi
Ödül kazansın diye
Biz ölüyoruz
(İlyas Alevi)
Ortadoğuda savaş ve terörün hiç bir önlemi olmadan büyüdüğünü yaşıyoruz. Ne dini inançlar ne ekonomi çıkarlar ne de politik düşüncenin yetkinliği kör taasupların, komploların ve yerli düşmanlıkların ve rekabetlerin artı yabancıların bu yıkım ve savaştan kazançlarının önünü alamıyor.
Kapitalist sistemin en belirigin özelliği her şeyi kâr’a çevirme sihirbazlığı/hüneridir. Emeği maddi Kar’a çevirir. Maddi olan/ölü değer insan güçü olan emek/canlı değer’den çıkar.
Silah ticareti, petrol ve enerji gibi çok konuşulan ve savaşların merkezinde yer alan maddi değerlerden hariç, Medyanın da ortadoğu ölümünden maddi hatta manevi değerler çıkarabilyor.
Kapitalist sistemde Medyanın iki fonksiyonuna İlyas Alevinin üç kısa satırlı şiirinden esinlenerek değinelim:
İlk akla gelen Medyanın türlü hüner ve tekniklerde ilerlemesinin savaştan da beslendiğidir. Aslında her zaman facıalar güçlü dürtüler olmuşlardır, ilerlemek ve türlü boyutlarda gelişmeye insanları itmişlerdir. Fotoğrafcılıkta tekniklerden biri olarak uzun zamandır savaş ve facıalardan besleniyor. Fotoğraf ve foroğrafcı o yaşanılan facıayı haberleştirme ve inanılması olanaksız olan acılar ve dramları uzakta sükünette olanlara aktarmak olarak kalmamıştır. Bu haber ve fotoğraflar estetik ve kazanç imkanı sunuyorlar. Hiç bir fotoğrafcı savaşlar/facıalar olsun diye dua etmez, ama olduğunda bunu bir fırsat olduğunu görür ve sistemin rekabet yapısı içersinde kazanç ve kar çıkarmadan kendini tutamaz. Kazanç ve kar burda maddi olmadan hariç manevi bir kazanç yönü vardır: Ün kazanma ve iyi bir gazeteci/haberci olduğunu ispatlama yani başarıyı kazanma.
Medya’yı takip ettiğimizde savaş ve facıa gerçekliklerini haberleştirmede iki starteji görüyoruz:
- Acı ve dehşet hissinin en keskin şekilde aktarılamsı
- Estetize etme: Çekilen savaş ve facıa fotoğrafı o kadar form ve teknik olarak yetkin ve uzmanca olurki, İzleyicinin estetik duyumu (sahipse) o fotoğrafın neyi haber ettiğinin önüne geçer hatta onu örter. Bu sadece bir kişisel seçim değilldir. Kapitalist sistem yapısı buna fotoğrafcıyı teşvik eder. Nelerle? -Ödülüllerle -Ünlendirmekle. Sözü edilen hüneri burda da görürüz: Her şeyi kâra çevirme: Emeği, acıyı, kanı ve sanatı vs.
Time dergisinde bir fotoğrafın ödül alması bir onaydır. Senin ustalığının, cesaretinin ve estetik anlayışının onayı. Fotoğrafcı o savaşı o facıayı istememiştir ama onu bir imkan olarak görür ve imkanı değerlendirmekten de kendini alı koyamaz. Bu tepede duran Time da belirgindir. Ama aynı mantık en yerel ve iddiasız medyalar içinde geçerlidir. Savunmada şu söylenir duyarsız ve değersiz fotoğrafcılıktansa, gerçeklere tanıklık etmek için bir fotoğraf çekilir ve yayılır. Bu yazıda bu diyalektiği açmadan Time üzerinden kapitalist medyanın ikinci fonksiyonuna geçiyoruz:
Batı halkları yada savaştan uzak toplumları hallerinden memnun etmeye itmek için savaş haber ve fotoğrafları araç olarak kullanılır. Diğer bölge ve toplumlarda yaşanılan savaş ve çatışma ve facıaları sürekli göstermeyle, kendi toplum ve devletlerinden şükran ve rıza içersinde olmalı duygusunu genişletirler, yani muhafızakarlığı ve sorgusuz inanç ve yaşamı. Medyanın bu fonksiyonuna iki yönden eleştiri sunulması gerektiğini düşünüyorum.
Bir etik açıdan: Ötekinin felaketinde kendi mutluluğunu görmek istenci.
İki politik açıdan: ortadoğuda yada başka bölgede yaşanılan facıalar batının gerçekliğinden bağımsız olmadığı gibi nisbi refah ve güvenlikleriyle öteki yerlerdeki savaş arasında farklı orantılarla nedensellik ilkesi vardır. Bunun kınanması ve huzursuzluğunu yaşayanları aynı medya kendi toplumunda göstermemesi bu gerçekliğe bir kanıttır.
Bu boyutların nesnel eleştirisini başka yazıya bırakarak Kapitalistin hünerinin Medya ve özelde fotoğrafcılıktada aşılandığını vurguluyoruz. Emekten kar acıdan ödül çıkarma hüneri.
Emir Sina – Welayet News
Yeni yorum ekle